Uykumun arasında duyduğum sesler ile gözlerim kendiliğinden açıldı. Başta nerede olduğumu algılayamadım. Beynim uyuşmuştu sanki. Başımı çevirip dışarı baktığımda havanın karardığını gördüm.Anlaşılan epey uyumuştum. Yastığın altındaki telefonu elime aldığımda saatin akşam sekize geldiğini gördüm. Gözlerim irileşti. Neredeyse 8 saat uyumuştum. Yataktan yorganı itip ayağa kalktım. Güzelce esneyip uyuşukluğumu atmaya çalıştım. Üstümde asker yeşili bir pijama takımı vardı. Dışarı çıkmaya uygun olduğunu düşünüp kapıyı açtım .Sesler mutfaktan geliyordu. Kafamı uzatıp kapıdan baktığımda altında siyah bir eşofman üstünde de aynı renk bir tişört ile çelik duruyordu. Önünde salata malzemeleri ile tezgahın önünde sırtı bana dönüktü. Onu izlediğimi farkettiğinde elindeki bıçak durdu başını kaldırdı ve karşıya baktı. Henüz bana dönmemişti. Sesi kulaklarımı doldurdu.
" Ne diyorlardı buna güzellik uykusu mu prenses?" Gülerek arkasını döndü. Gözleri ile beni baştan sona izledi. Yüzündeki gülüş daha samimi bir şeye dönüştü elindeki bıçağın ucu ile beni gösterdi ve ekledi. " Görüyorum ki işe yaramış." Uyku sersemi ne dediğini anlamıyordum açıkçası. Sadece çok uyuduğumun bende farkındaydım.
" Ay bilmiyorum neden böyle oldu . Son zamanlarda çok sık nöbet tuttum kafam da doluydu. Uzun zamandır böyle huzurlu uyumamıştım. İyi geldi valla . "Elindeki bıçağı hala bırakmamıştı. Tebessümünü koruyordu. " Sana huzur veriyorsak ne mutlu. Hadi elini yüzünü yıka gel bişeyler yiyelim." Başımı sallayıp onayladım ama banyoya gitmedim."Mete nerde? Evde değil mi?
Gözleri kısıldı ve arkasını dönüp işine kaldığı yerden devam etti. " O bugün gelemeyecek. İşi çıktı acilinden. Yarın sabaha anca biter." Sesi az da olsa sinirli çıkıyordu. Bu ses tonu beni kendime getirmeye yetti . Çelik i resmen bana ispiyonlamıştı. Konu aklıma geldikçe kalbim sızladı. Yine de uyumadan önce aldığım kararı uygulayacaktım. Aramızda bişey yoktu trip atamazdım. Cevap vermeden arkamı dönüp banyoya girdim. Temiz bir lavabo beni karşıladı . Şaçımı tepede dağınık bir topuz yaptım. Perçemlerimin önüme dökülmesine izin verdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra banyodan çıktım.
Mutfağa tekrar girdiğimde hazır masa beni karşıladı. Makarna salata turşu ve yoğurt vardı. İçecek olarak da kırmızı şarap vardı. Masaya odaklanmıştım. Sesi ile kendime geldim." Öyle çok yemek yapamıyorum. Kusura bakma. Ama makarnam iyidir yani en azından yedikten sonra seni rahatsız etmez". Dedi mahcup sesi ile . Sandalyeyi çekip oturdum. " Ben de öyle güzel yemek yapan biri değilim. Ama makarna severim. Her türlüsünü yerim. Ellerine sağlık eminim çok güzel olmuştur." Benim için gerçekten farketmezdi. Salata ve yoğurta bile okeydim. " Sen yine de tadına bak beğenmezsen dışardan isteriz".
Ellerini sandalyemin arkasına yaslamış konuşuyordu. Ellerimi ellerinin üstüne getirdim. "Saçmalama gel hadi otur yiyelim " dedim. Elini tutup yan tarafıma çektim. Oturunca elimi de çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMARE +18 | YARI TEXTİNG
General Fiction2 cevapsız çağrı 053********: Konum* 053********: Evdeki tüm malzemeyi al ve buraya gel hemen. Bu sefer iş ciddi. 5 dakikadır tampon yapıyorum durmuyor sızıntı da değil fışkırıyor bu amına koyduğumun kanı. Adam sağ lazımmış. Ben karnını deştim resm...