'Nasıl bu kadar şanslı oldum...?' c.yj
Yeonjun eve her geldiğinde, kan olacağını biliyordun. eve her zaman hayatındaki en önemli şeylerden birinin neden olduğu bir kesik veya çürükle geldi. paten kaymak.
arkadaşlarıyla veya tek başına haftada birkaç gün 3-5 saat dışarı çıkardı. bazen seninle bile yine de hep aynı sonuçtu. her zaman 'daha dikkatli olmalısın' veya 'bir gün kendini öldüreceksin' diyerek onu bu konuda azarlıyorsun. her zaman bir kıkırdama ile cevap verirdi.
ama doğruyu söylemek gerekirse, bu bir bakıma gününüzde her zaman sabırsızlıkla bekleyebileceğiniz bir şeydi. hayatının aşkı eve gelip onu temizlemene izin veriyor, başka kimsenin yapmasına izin vermeyeceği bir şey.
Bencilce, hatta senin için kötü hissettirdi, ama kalbinde yeonjun'un her zaman senin için eve geleceğini biliyorsun. Ön kapıdaki kilidin döndüğünü duyduğunuzda saat 5 civarındaydı. erkek arkadaşınızın burnu kanlı bir şekilde size gülümsediğini görmek için odanızdan evinizin girişine koştunuz.
Kollarını iki yana açarak ona doğru yürürken hafifçe kıkırdadın. yarı yolda seninle karşılaştı ve her eve gelişinde yaptığı gibi sana kocaman sarıldı.
'eve Hoşgeldin'
diyorsun, eli yumuşakça ve şefkatle kafanı okşarken yüzün göğsüne gömülü.
"Bugün seni gerçekten özledim."
'ben de seni özledim. şimdi gel seni temizleyelim.'
Onu mutfak tezgahına doğru salladığını söylüyorsun. alt dolaptan ilk yardım çantasını alıp pamuk toplarını almak için açıyorsun. Tezgaha yaslanmış olan ona doğru yürürsün. ihtiyacın olan her şeyi alırken yanında duruyorsun.
aniden tepenizde duran uzun bir figür hissedersiniz. eller aniden tezgahın üstüne gelir ve sizi kollarına hapseder. erkek arkadaşlarının hiç bitmeyen sırıtışlarını görmek için arkanı dönersin.
o size yaklaştıkça bir sıcaklık aniden kulaklarınıza kadar geliyor. gözleriniz tekrar dudaklarına kayar ve sonra tekrar gözlerine döner. o pozisyonda kaldıkça gözleriniz aynı noktaya takılıp duruyor.
"Bu konuda hiçbir şey yapmadan dudaklarıma bakmayı kesmezsen, seni tam buraya, bu tezgahın üzerine götüreceğim."
yorumu sizi şaşırtıyor ve dudaklarınızda benzer bir sırıtış yükseliyor.
"Neden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok."
Bakışlarının daha güvenli ve korkutucu olduğunu söylüyorsun. söylemeden önce size bir uyarı yan bakışı verir,
"Bana öyle bakıp sonra masum numarası yapma."
küstah geri dönüşüne kıkırdadın ve her zamanki kıkırdayan bakışın yüzüne geri döndü. mümkünse daha çok gülümser. ama sevgilinin yanında durması imkansız.
eğilir ve dudaklarınızı o kadar yumuşak bir şekilde gagalar ki zar zor hissedersiniz. tam geriye yaslanırken, kollarınızı bir kez daha boynuna dolayın ve derin bir öpücük için onu çekin.
'Nasıl bu kadar şanslı oldum...?'
