Sebastiano'nın Anlatımı
Numaramı verdikten sonra hemen dışarı çıktım çünkü yanağımı ve kolumu hissetmiyordum resmen.Bu restorantdan
çıkınca yine hastaneye gidecektim maalesef.Aslında onu ikna etmek için daha fazla konuşurdum ama vurduğu yerler ben herne kadar belli etmemeye çalışsamda baya acımıştı.Eli baya sertti.
Kamelya'nın Anlatımı
"Bu adam sana aşık olmayasın?"
"Saçmalama Açelya."
"Ne var yani.Sana aşık olamaz mı?Fıstık gibi kızsın."
"Şu hayatta kimse beni sevmez,sevemez.
Herkes kibar ve tatlı kızlardan hoşlanır.
Bense önüme geleni dövüyorum.Aynı zamandan ben asla aşık olmam.Çünkü aşk aptallıktır.""Niye öyle söylüyorsun.Bir gün aşık olursan hatırlatırım bu sözlerini sana."
"Aynen aynen.Ben kim aşık olmak kim."
"Neyse kabul edicek misin?"
"Hayır."
"Ya niye kabul etmiyorsun?Mis gibi iş işte kabul et."
"Aynen ya.Dövdüğüm adamın iş teklifini kabul ediyim."
"Özür dilemeye gittiğin zaman boğazına yapışmayı biliyorsun ama işe gelince olmaz diyorsun.
Kabul et işte ne güzel iş.""Benim zaten bir işim var.Ben onca sene boşuna mı okudum?"
"Kabul et işte.Ne güzel her gün yemek yapmak yerine adam döversin.Her gün boks torbası yumruklamak yerine adam yumruklarsın.İyi fikir değil mi?"
"Hiç iyi bir fikir değil.Neyse sen beni boşver.Sen napıyosun?"
"Her zaman ki gibi alışveriş yapıyorum ama bu sefer internetten yapıyorum.Çünkü diğer türlü mağaza mağaza dolaş yoruluyorum."
"Açelya seninle liseden beri arkadaşım ama sen bir gram bile değişmiyorsun.
Artık babanın parasıyla geçinmek yerine kendi paranı kazan yoksa dağıtırım o kafanı.""Neyse yine bu konu açıldı ben yemek yemeye gidiyorum sen de O TEKLİFİ KABUL ET!!"
En son bağırarak bunu söyledi ve telefonu yüzüme kapattı.
Açelya her zaman hayat dolu bir kızdı.Her zaman mutlu, her zaman gülen biriydi.Liseye kadar hiç arkadaşım olmamıştı ama lisede Açelya zorla beni arkadaşı yapmıştı.Her zaman benim peşimden gelir benimle takılmaya çalışırdı.Okulda herkes onunla arkadaş olmak isterdi ama o sadece benimle takılırdı.
Her zaman sınıfta gelip benim yanıma oturup benimle konuşmaya çalışırdı.Böyle devam ede ede bir gün arkadaş olduk işte.
Açelya telefonu yüzüme kapattıktan sonra bende televizyon izlemeye başladım.Sonra uykum gelince yatağıma gittim ve uyudum.
Sabah erken kalktım elimi yüzümü yıkadım,dişlerimi fırçaladım ve üzerime korseli bir takım giydim.
Göz altıma biraz kapatıcı sürdüm ve dağıttım.Sonra kırmızı bir ruj sürdüm ve saçlarımı tarayıp açık bıraktım.
Çantamı, telefonumu ve arabamın anahtarını alıp evden çıktım.Arabama bindim ve kendime bir şarkı açtım.İç içeyiz ama, bir arada gibi değil
Varlığımız kiralanır yalanlara bizim
Yolu bulan kendini sahibi sanınca
Başımıza gelen taşlar bir ömürlük dizi
Sızlayan nehirler, başım bir de dişim
Yoruldum paşam, bil ki ondan gidişim
Helal olsun hepimize, kızdığımdan demiyorum
Üzüldüğüm tek şey biri iki edişim
Ayrılığı duyduğum sabahlar ve gecelerde
Duvara dönüp yüzümü çatlağın izine doğru
Ömrüm anılar akışı zik-zak
Çölde başa taş okulu
Parçalanmış vaatleri, tepetaklak saatlerin
Doldum da kadehi doldurdum, doldurdum
Önümdeki gülü soldurdum
Sızlarım sızıma nağmeler dostlarım var kışıma renk veren
Koştum durdum izler peşinde, alemlerden alem içinde, içinde
Hallerim hareketin içinde
Kalabalıkta sallanır oltalar
Aklımda bi' tahterevalli var
Yangınla yağmur peşi peşineBence şarkılar insanlardan kaçmak için çok iyi bir seçimdi.Çünkü şarkılar söylerdi siz susardınız.Onlar sizlere soru sormazdı sadece söylerdi.Söylerdi ve anlatırdı.İnsanlar sadece merak ettiği için sorardı ama şarkılar sadece söylemek için vardı.Onlar sizi sorgulamazdı,insanlar gibi üstünüze gelmezdi.Bu yüzden ben her zaman şarkı dinlerdim.Çünkü bana en iyi gelen şey oydu.
Bir süre sonra restorana geldim ve tam mutfağa geçeceğim zaman Marco beni durdurdu.
"Şef sana bir şey gelmiş."
"Ne gelmiş?"
"Bir buket kırmızı gül."
Sonra yanıma geldi ve bana buketi verdi.Buketi aldım ve üstündeki notu okudum.Notta şöyle yazıyordu:
"Kırmızı ruj yakışmış gelecekteki korumam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parmesan Peyniri
Acakİtalya'da bir restoranda gelen müşterinin yemeğine parmesan koydum.En fazla ne olabilir ki?