Uyandığımda kollarım arasında olan hoseok'un saçlarına yüzümü gömerek yeniden gözlerimi kapattım ve çıplak belini okşadım.
Gece benim onu uyutmayacağımı düşünmüştüm ama o beni uyutmamış ve bir tur daha diyerek beni kendisine çekmişti, vücudu izlerim ile kaplıydı, boynu, çenesine kadar doluydu, el ve ayak bileklerine kadar.
Kapı çaldı, muhafız kahvaltı dediğinde göz devirdim, geri çekilerek melek gibi uyuyan eşime baktım, huzurlu görünüyordu, eğilerek yanağını öptüm.
Gülerek uyanana kadar onu izledim, kaşları çatılıyor, dudaklarını büzdükçe büzüyor, bazen gülümsüyordu, neden güldüğünü bilmiyordum ama rüyasında onu kim gülümsetiyorsa çok kıskanmıştım ve öldürmek istiyordum.
Saçlarını okşarken kıpırdanarak gözlerini açtı, anlını göğüsüme yaslayarak iyice kendine geldi, kalkarak gözlerini ovdu ve saçlarını geri atarak güldü.
"Günaydın"
"Bebeğim saat öğleyi geçti"
"O zaman tünaydın"
Gülerek kendime çekerek dudaklarını öptüm, kafasını omuzuma yasladı ve parmağını karnımda gezdirdi.
"Yorgun hissetmiyorum"
Parmağı aşşağı indiğinde bileğini tutarak elini öptüm.
"Ne bu enerji bebeğim, ben yorgunum"
"Yorgun musun? Ah yaşlı olduğunu unuttum"
"Aramızda üç yaş var"
"Ama yaşlısın"
"Beni kıştırtmaya çalıştığını biliyorum"
"Tüh, yakalandım, beni cezalandıra bilirsiniz kralım"
"İnan çok isterdim ama şuan sadece sana sarılıp böyle kalmak istiyorum"
Gülerek parmaklarımızı kenetledi.
"Banyo edip yemek yiyelim o zaman, ne zaman uyandın?"
"Sabah sekiz"
"Şuan saat kaç?"
"Öğleden sonra dört"
"Sen ne yaptın?"
Kalkarak kaşlarını çatarak baktığında güldüm.
"Seni izledim, gülüyordun, kime gülüyordun?"
Beline sarılıp üstüme çektiğimde çenesini göğsüme yasladı.
"Çok yakışıklı birine, gerçek olamayacak kadar güzel di"
Sinir ile güldüm ve kızıl saçları okşayarak anlını öptüm.
"Kim bu piç"
"Yoongi, senden bahsediyordum, seni gördüm rüyamda"
"Ben mi? İyi"
Gülerek kafasını eğdi.
"O kişiyi öldürme planı kurduğuna neden bu kadar çok eminim?"
"Çünkü düşünüyordum"
"Benim aptal ve kana susamış kocam"
Elini yanağıma koyarak okşadığında elini tutarak öptüm.
"Melek kalpli, güzel eşim"
Yanakları kızardı, kalkarak karnıma oturdu.
"Hadi duş alalım, karnından sesler geliyor"
"Güzelliğine dalmaktan fark etmedim"
Kalktım ve onu kucağıma alarak banyoya girdim, sıcak suyu ayarladım, küvet dolduğunda içine girdim ve oturdum.
Bebeğimi iyice öpüp kokladıkdan sonra yıkadım, gülerek kendini bana bırakmıştı, bornozuna sarınıp gittiğinde bende hızlıca yıkanıp çıktım.
Üstümüzü giyindik, kapıda duran muhafızlara yemek getirmelerini söyleyerek balkona çıkmış hoseok'un yanına gidip beline sarıldım, kafamı omuzuma koyduğumda saçlarımı okşadı.
Burnumu boynuna bastırdım.
"İzler parlıyor, boynun mosmor"
"Beni yediğin için olabilir, bileğimde diş izlerin var"
"Beni bırakmayan sendin bebeğim"
Güldüğünde kafamı kaldırdım, dudaklarını öperek kucağıma aldım ve yastığa oturdum, yanağını okşayarak gözlerine baktım, beni sadece gülümsemesi ile etkisi altına alabiliyordu.
/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paint : sope
FanfictionLanetli olarak adlandırılan prens hoseok ve gözünden yaralı kral yoongi