Jimin kadını getirdiğinde zindana indik, hoseok da ısrar ettiği için geldi, yaşlı kadın'ın beyaz saçları toplanmış, mavi gözleri yere bakıyordu.
Kapı açıldığında içeri girdim ve hoseok'u kenarıda bıraktım, onu yaklaştıramazdım, kadın hala yere bakıyordu, eğildiğimde bana baktı.
"Öldüreceksin"
"Kabul ediyorsun"
"Suçum yok"
"Kurallar yeterince açık"
Hoseok'a baktığında bende baktım, üzülerek kadın'a bakıyordu, kadın güldü.
"Lanetli prens, lanetini bilmediğini duydum"
Hoseok yutkundarak kafasını salladığında içeri girdi, kadına yaklaşıcak iken durdurdum, eğildi.
"Sen biliyor musun?"
"Görüyorum"
"Lanetim ne?"
"Lanetin yok, iyilik ile kutsanmış birisin sadece"
"Neden bana lanetli diyorlar peki?"
"Annenden geliyor, annen büyük günahlar işledi, o günahın meyvesi sensin"
Şaşkınca kadına baktığında bende en az onun kadar şaşkındım, kafamı salladım.
"Yeter bu kadar"
"Babanı arama hoseok, o öldü"
Hoseok geri çekildiğinde yutkundu.
"Tamam, bilgi için teşekkür ederim"
"Rica ederim kralım"
Hoseok bana döndüğünde gülerek yanağını okşadım.
"Üzülme, daha sonra konuşalım, olur mu?"
Kafasını salladığında elini tutrak sıktım.
"Yukarı git"
Yine kafasını salladığında elini bıraktım, gittiğinde kadına baktım, güldü.
"Daha sabırlısın"
"Anlamadım"
"Sabırlısın yoongi, eski öfkenden, tez canlılığından eser yok"
"Sen kim oluyorsun-"
"Eşine iyi bak, tanrı size hediye sunacak"
Lafları ağızıma tıkadığında kafamı salladım.
"Ne hediyesi?"
"Eşine sor, çoktan öğrenmiş"
"Benden bir şey saklamaz"
"Eminmisin"
Kafamı yana eğerek kalktım.
"Burada misarfirimiz olarak biraz kal"
Kafasını salladığında zindandan çıkarak yukarı gittim, odaya girdiğimde hoseok mindere oturmuştu,yanına oturdum.
"Ne saklıyorsun?"
"Ne?"
Kaşlarını çatarak konuştuğunda tekrar sorumu sordum.
"Ne saklıyorsun dedim"
"Bir şey saklanıyorum, nereden çıktı bu"
"Kadın söyledi, benden bir şey saklıyor muşsun"
Ellerini karnına koyarak sıktı.
"Bir şey saklamıyorum, ona güvenerek bana böyle sorgudaymış gibi hissetiriyorsun"
Yutkunarak kafamı eğdim.
"Üzgünüm bebeğim"
Elimi yanağına koyarak okşadığımda gülerek elimi tuttu.
"Sorun değil"
Karnında olan elini tuttum.
"Karnın-"
Aklıma düşen ihtimal ile geri çekildiğimde gözlerini kaçırdı ve geri gözlerime baktı.
"Karnım?"
"H-hoseok, düşündüğüm şey-"
Elini dudaklarıma koyarak susturdu.
"Yoongi"
Gözlerim irileştiğinde elini çekerek kafasını eğdi.
"Bir haftadır biliyorum, erkekler hamile kalmaz ki"
"Hoseok, ciddimisin, çocuğumuz mu olucak"
Kafasını salladığında üstüne atlayacak iken vazgeçtim, yanına kayarak sarıldım.
"Tanrım, çocuğumuz olucak, bizim çocuğumuz"
"Korkuyorum yoongi, böyle bir şey hiç duymamıştım, ne olucak, nasıl olucak bilmiyorum"
"Kadın, cadı biliyordur, onu getiricem"
Kalkarak odadan çıktım ve koşarak aşağı indim, bu halimi görenler şaşırıyordu ama önemsemedim, tanrım çocuğumuz olucaktı.
Zindana girdiğimde yutkundum, heyecandan ölecektim.
/
Aaaa hobi yi hamile bıraktık GXLYCŞUVİIVKİVİIFPU
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paint : sope
FanfictionLanetli olarak adlandırılan prens hoseok ve gözünden yaralı kral yoongi