Leroy
-Yemekten sonrası-
"Neler oluyor? Kim bu baskına cürret edebilir ki? Leroy bu işte birşey var dışardan saldırı almadık muhafızları muntazam bir şekilde yerleştirdik. Aramızda hain var kesinlikle buna eminim. "
"Eğer dışardan baskın almadıysak başka ne olabilir ki?" Krallıklardan biri olduğunu sanmıyordum Alex'in aksine dışardan baskın aldığımızı düşünüyordum. Bence birliğin işiydi bu. Birlikte içimizde değildir herhalde.
"Pek emin değilim ve aramızda kalsın ama Xiana krallığı ve onunla ortak olan diğer tüm krallıklar olduğunu düşünüyorum. İçeriye gizlice adamlarını sokmuş olabilmeleri gayette mümkün özellikle de bu gece."
"Saçmalama Alex unutma Kral Aedion bu gece o krallıkları artık barış sağlansın diye davet etti eğer barış sağlamak istemeselerdi karşılık vermezlerdi. Ayrıca güvenliğimizde, özellikle iç güvenliğimiz, çok güçlü; gelenleri ise tüm kontrolleri sağlanılarak içeri alıyoruz."
Alex gerçekten çok panik yapmıştı onu ilk defa böyle görüyorum savaşta olduğumuz zaman da bile soğukkanlılığını rahat bir şekilde koruyordu. Az önce Victoria'yı kaçırıyorlardı, oklulardan biri onu hedef almıştı ama Alex tam zamanında yetişip prensesi kurtarmıştı. Ama yaralandı bende prensesi ve muhafızı güvenli yere, sarayın gizli odalarından, bir yere götürdüm.
Şuan dışarıda son durumlar ne bilmiyorum ve Adela ne yapıyor onu da bilmiyorum. Gerçekten bende endişeleniyorum.
"Sakin ol Alex, iyi misin şimdi? Yaran derin gözükmüyor." dedim. Neyseki ok kalbine saplanmamış. Ok kalbinden tam 3 parmak yukarıya isabet etmiş, gerçekten ucuz atlatmış. Resmen ölümüne okun önüne atlamış.
"İyiyim" dedi."Umalımda senin dediğin gibi olsun Leroy." Neyse gerçektende iyi görünüyordu. "Prenses Adelayı gördün mü Alex?" Yüz ifadesine bakılırsa görmemişti ama hatırlamaya çalışıyordu." Hayır görmedim." dedi.
"Sen burada prensesle kal, ben dışarıda neler oluyor bakmaya gidiyorum. Prenses Adela'yı bulursam getiririm, hemen dönmeye çalışacağım." Başıyla onayladı, çıktım.
Savaş seyrini hala sürdürüyor. Adela'ya ne oldu acaba? Heryere baktım hiçbir yerde göremedim, etrafta gözüme çarpan olağan üstü birşey yoktu. Umarım prenses güvenli yerdedir diye geçirdim.
Etrafa bakarken dikkatimi çeken birşey oldu. Sadece varislere odaklamışlar. Olamaz, varisleri kaçırıyorlar. Bunlar acaba heryerde aranan, krallık tarafından birtürlü deşifre edilemeyen Qata birliğinin işi miydi? Üzerime iki kişi geldiği an düşüncelerimden sıyrılıp birisine yumruk attıp bayılttım. Diğerini de kılıcımı çekip onun kılıç darbesini savurdum. Üzerinde siyah pelerini ve yüzünde peçesi vardı. Vücud şekline bakılırsa kızdı ve acemi olduğu kesindi sanırım ilk dövüşü, tir tir titriyordu. "Eğer kim olduğunu ve kime hizmet ettiğini itiraf edersen canını bağışlayacağım. Çıkar şu peçeni." Tehdidimişe yaradı sanırım. Tam kız peçesini açacakken okla boğazından vurulup öldürüldü.
Okun geldiği yöne baktım. Oku atan Prens Reagan'dı.
"Prensim ne oluyor? Neden burdasınız?" Acaba Alex'in dedikleri doğru mu? Ama Flagg krallığı bizim müttefikimiz zaten, bu nasıl oluyor?
"Sana yardım ediyorum başka nolacak. Saldırı altındasınız sandım." dedi. "Prensim bilmediğimiz bir ekip tüm varisleri kaçırma peşinde, sizi muhafızlar güvenli yere götürecekler. Kendinize dikkat edin bu işin altında kim varsa geç olmadan ortaya çıkacaktır." dedim ve işaret ederek prensi götürmelerini sağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRILGAN TAHT
Fiksi UmumPrenses Adela ve kaçırılan varisler birlikte çalışarak kaçıran ekibin ölümcül oyunlarını geçmeye çalışırlar. Bu oyunlar arasında zorlu labirentler, kan, tehlikeli yaratıklarla dolu koridorlar ve sihirli tuzaklar bulunur. Ancak, ekip her adımda birb...