Odadaki dolapta çoğunlukla spor kıyafetler vardı. Maryna bunun yalnızca antrenman dışı için olduğunu düşündü çünkü antrenmanlarda giymeleri için üzerinde kaçıncı mıntıkadan olduğu yazılı olan deri ceketler ve deri pantolonlar vardı. Anlaşılan Başkent'in bu seneki modası deriydi.
Maryna beyaz bir tişört ve şort çıkartarak yatağın üzerine bıraktı. Yapmak istediği ilk şey üzerindeki elbiseden kurtulmaktı. Eteği ve tülü dikkatlice çıkararak dolabın yanındaki sepete koydu. Bikini üstünü de çıkararak odadaki aynanın karşısına geçti ve çıplak bedenini inceledi. Korkuyordu, çok korkuyordu. Öleceğini bilerek gidiyordu o arenaya ve kaybedecek hiçbir şeyi yoktu ancak bu cılız ve işe yaramaz bedenle Kale'a yük olup ona zarar gelmesine sebep olmaktan korkuyordu. Arkadaşına kendisi yüzünden bir şey olursa kendisini asla affetmezdi.
Bedenini inceledikten sonra suya teslim olmak istediğini fark etti. Zihnini boşaltmaya ve dinlenmeye ihtiyacı vardı. Yatağın üzerine çıkardığı kıyafetlere dokunmadan tekrardan dolaba yöneldi. Bir balkona havuz yapmayı başaran insanlar dolaba bir çift mayo da bırakmıştır diye düşünüyordu. Dolabı karıştırdıktan sonra içinde yalnızca bikini ve pareoların bulunduğu bir çekmece açtı. Eline gelen ilk çifti alarak giyinmeye başladı. İpten örülmüş beyaz bir bikiniydi bu, üzerine de yine beyaz tülden bir pareo. Ayaklarına bir şey geçirmeden aynanın karşısına geçti tekrardan. Bu saçla tek başına başa çıkamazdı ancak makyajını temizleyebilirdi.
Odasından çıkarak iki kapı yanındaki banyoya ilerledi ve kapısını tıklattı. İçeriden ses gelmediğinde kapıyı açtı ve mermer zemine basarak içeri girdi. Hayatında ilk defa mermere basıyordu. Soğuktu.
Laavabonun önüne gelerek suyu açtı ve eline sabun alıp köpürtmeye başladı. Son kez yüzünü inceliyordu. Saçını boyadıktan sonra başına gelenlerin üzerine makyaj yapmaya da korkar olmuştu. Hiçbir zaman kendini böyle görmemişti. Çok güzel görünüyordu.
Sabunun köpürdüğünden emin olunca başını eğerek yüzünü güzelce makyajdan arındırdı. Durulandıktan sonra yanındaki raflardaki büyük havlulardan birini alarak yüzünü sildi ve aynı havluyla dışarı çıktı. Hava nasıldı bilmiyordu. Soğuk olsa bile suyun altında çok hissetmezdi, bu yüzden üzerine bir şey almadan balkona çıktı.
Havuz kocamandı ve içinden de ışıklandırmalıydı. Havluyu kuru kalacağını düşündüğü bir yere bırakarak havuzun kenarına oturdu ve bacaklarını dizlerine kadar suya soktu. Hava soğuk değildi yalnızca biraz esiyordu. Suyun ısısına da alışında elleriyle kendini iterek bedenini suya bıraktı. Kendisi için bulduğu bir taktik vardı. Daha iyi derine batabilmek için nefesini boşaltarak dalıyordu. Tutunacak bir yer olmadığında hemen yüzeye çıkmasını engelliyordu bu. Havuzun içi boş olduğu için yine öyle yaptı. Sırtının mermere değmemesi için havuzun ortasına yüzdü ve bağdaş kurarak zemine oturdu. Suyun kulaklarında oluşturduğu boğukluk, sokaklardan gelen kutlama seslerini engelliyordu. Başkent'e girdiğinden beri ilk defa huzurlu hissediyordu. Gözlerini kapattı.
Bu huzuru bölen şey duyduğu ayak sesleriydi. Biri balkona çıkmıştı. Gözlerini açarak kurduğu bağdaşı bozdu ve kendini havuzun kenarına doğru yukarı itti. Başını çıkardıktan sonra elleriyle kendini destekledi. Gelen kişi Finnick'ti.
"Seni içerde bulamayınca Kale havuzda olabileceğini söyledi."
Maryna kendini elleriyle yukarı çekti ve havuzun kenarına oturdu. Finnick kenardaki havluyu alıp kıza doğru uzattığında kız reddetti.
"Biraz daha kalmak istiyorum."
Finnick havluyu geri çekmedi.
"Hep beraber konuşmamız lazım. Yemekten sonra gelirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deniz yıldızı ; finnick odair
Fanfiction"Bayanlar ve baylar, karşınızda geleneksel 71. Açlık Oyunlarının şampiyonu: 4. Mıntıkadan Maryna Flick." ** "Ben hazır değilim. Ölmeye hazır değilim." Mentörü iki eliyle korkudan titreyen genç kızın yüzünü kavradı ve gözlerini gözlerine kilitledi. "...