Antrenman odasına geldiklerinde bu sefer hiçbir yerde kamera görememişti Maryna. Oda boşken daha ihtişamlı gözüküyordu. İçeriye adım atarlarken Finnick Kale'a kendi kendine çalışabileceğini söyledi. Bunun üzerine Kale, Maryna'nın yanından ayrılarak mızrakların olduğu tarafa doğru ilerledi. Maryna da onu takip edecekken Finnick durdurdu.
"Sen bu tarafa."
Maryna başını sarışına çevirdiğinde antrenman odasının öbür ucunu işaret ettiğini görmüştü. Bir şey demeden Finnick'in parmak uçlarının gösterdiği yere doğru ilerlediğinde üç farklı zıpkının konulmuş olduğu bir platform gördü. İlerleyip onları yakından incelerken Finnick de arkasından yaklaşmıştı.
"Hangisine alışkınsın?"
Kızın zaten tecrübesi olduğunu bildiği için sıfırdan başlamayacaklardı. Maryna zıpkınları tek tek inceledi. İncelerken de aklına babasıyla olan anıları geliyordu. Platformun ortasındaki zıpkına elini uzatarak kabzasını okşadı. Babasında da aynısından vardı. Dokusu, üzerindeki oymaları, yanına dizilmiş atılmayı bekleyen zıpkın şişleri, hepsi babasınındı.
Kız zıpkınları incelerken Finnick de kızı inceliyordu. Normalde olsa bir silah seçmek bu kadar uzun sürmezdi ancak kızın düşüncelere boğulduğunu görebiliyordu. Az çok tahmin de edebiliyordu ancak zamanları kısıtlıydı.
"Karar verdin mi?"
Genç adamın sesiyle düşüncelerinden sıyrılan kız eliyle okşadığı zıpkını kabzesinden tutarak kaldırdı. Bir şey söylemesine gerek kalmadan Finnick zıpkının şişlerini kızın eline tutuşturarak omuzlarından tuttu ve hedef kuklalarının önüne götürdü.
"Her birini tam kalbinden vurmanı istiyorum."
Maryna hedef kuklalarının karşısındaki konumunu düzelttikten sonra zıpkına şişlerden birini takarak derin bir nefes aldı. Zıpkının kabzesini sol omzuna dayayarak en soldaki hedef kuklasına odaklandı ve aldığı nefesi boşaltırken zıpkını ateşledi.
İlk şiş kuklanın kalbinin birkaç parmak yanına saplanmıştı. Her zaman suda kullandığı bu silahı şimdi dışarıda kullandığı için afallamış olmalıydı.
Finnick'ten tepki gelmesini beklemeden bir diğer şişi de hızlıca geçirerek pozisyonunu düzeltti ve hedef aldı. Zıpkını ateşlemeden önce tekrardan derin bir nefes alarak hedefini kesinleştirdi ve zıpkını ateşledi. Bu sefer tam kalbine denk gelmişti. Kalan iki hedef kuklasını da hızlı bir şekilde hedef alarak vurdu. Birinde yine kalbine gelirken bir diğerinde kalbin birkaç parmak soluna denk gelmişti. Maryna beklentili bir şekilde gözlerini Finnick'e çevirdi.
Genç adam kızın genel tavrından dolayı bu şekilde atış yapabileceğini düşünmemişti. Maryna'nın o tedirgin ve kendini ezen tavırları bir anlığına da olsa onun balıkçı kızı olduğunu unutmasına sebep olmuştu. Yüzünde ufak ufak gurur kırıntıları taşıyan bir gülümseme oluşmuştu. Her ne olursa olsun Maryna bir Dördüncü Mıntıka kızıydı.
Maryna'nın kendisine beklenti içinde bakan gözlerine bakarak gülümsemesini genişletti ve başını eğdi.
"Bu kadar iyi atış yapabildiğini bilmiyordum."
Onaylanma cümlesini duyduktan sonra Maryna tuttuğu nefesini vererek yüzüne rahatlamış bir gülümseme kondurdu.
"Suyun altında daha iyi atışlarım aslında, susuz bir ortamda ilk defa atış yapıyorum."
Finnick sağ elini kaldırarak kızın sol koluna birkaç kere dokundu.
"Aferin deniz kızı."
Maryna hedef kuklalarının yanına giderek şişlerini topladı ve tekrardan atış yapmaya başladı. Birkaç saat böyle çalışmaya devam ettiler. Maryna hareketli ve hareketsiz kuklalarda zıpkın atışlarına çalışırken Kale da mızrağa odaklanmıştı. Finnick ise onları kendi hallerine bırakmış bir köşede oturmuştu ve gençleri izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deniz yıldızı ; finnick odair
Fanfiction"Bayanlar ve baylar, karşınızda geleneksel 71. Açlık Oyunlarının şampiyonu: 4. Mıntıkadan Maryna Flick." ** "Ben hazır değilim. Ölmeye hazır değilim." Mentörü iki eliyle korkudan titreyen genç kızın yüzünü kavradı ve gözlerini gözlerine kilitledi. "...