1.11

46 5 4
                                    

"Anlamıyorum."

Maryna, Finnick bir yandan göz yaşlarını silerken yüzünde hissettiği parmaklara odaklanmamaya çalışıyordu. Kafası çok karışıktı ve Finnick'in ellerinin arasında olmak işini kolaylaştırmıyordu. Finnick genç kızdan uzaklaşmadan konuşmaya devam etti.

"Eğer ona arenada bir şey olursa, ölürse-"

"Sus." 

Maryna gözlerini kaçırarak Finnick'in cümlesini yarıda kesti. Kendi ölümünü kabullenmişti ancak Kale'ın ölümünü kabullenemiyordu, kabullenmek istemiyordu.

"Maryna."

"Finnick."

Genç kız başını iki yana sallıyordu.

"Bana bak." 

Finnick ellerini biraz daha sıkılaştırarak Maryna'nın yüzünün ona dönük kalmasını sağladı. Hâlâ uzaklaşmamıştı. 

"Gözlerime bak." 

Genç kız mavilerini Finnick'in gözlerine dikti. 

"Arenaya gitmeden önce bunu kabullenmen lazım. Orada ikiniz de hayatınızı kaybedebilirsiniz."

Maryna nefes alamıyordu. Son birkaç dakikadır yaşadıkları ona çok fazla geliyordu. Kalbindeki yükü ancak su alabilirdi ki ona da çok uzaktı. Nefesi tıkanmıştı.

"Ve eğer bu kişi Kale olursa, onun adına savaşmalısın, onun adına bu oyunu kazanmalısın."

Maryna, nefesi tıkandığı için pürüzlü bir sesle cevap verdi.

"Nasıl? Nasıl kazanabilirim ki?"

Finnick kızı ikna etmeye, kafasının içine girmeye başladığını hissediyordu. Biraz daha zorlarsa kızı kazanabileceğine bile inandırabilirdi. Hâlâ pozisyonlarını bozmamışlardı, tek fark Finnick'in Maryna'ya daha yakın olmasıydı. Biraz daha eğilse alınları birbirlerine değebilirdi. 

"Etki bırakarak." 

Finnick aklından geçen şeyin yanlış olduğunu biliyordu ancak şu anda başka şansı yoktu. Kızın oyunları değil Başkent'i oynaması gerekiyordu.

"Maryna."

"Finnick."

Finnick kız ağlamaya devam ederken göz yaşlarını silmeye de devam ediyordu. Bu sırada fark ettiği bir şey vardı. Genç kız çok güzeldi.

"Sende, kimsede olmayan bir silah var."

Maryna anlamayarak boş gözler ile genç adama bakmaya devam etti. Finnick devam etti. 

"Güzelliğin."

Finnick, Başkent tarafından çekici ve güzel bulunmanın bedellerini çok iyi biliyordu. Ancak Maryna'yı hayatta tutabilecek tek ihtimal Başkent'ten alacağı destekti. Oyun sonunu göremeyecek olsa bile yine de elinden geleni yapmalıydı. 

Maryna, Finnick'ten duyduğu kelime sebebiyle donup kalmıştı. Artık ağlamıyordu ancak hareket de edemiyordu. Sanki o sözcük genç kızı girdiği transtan çıkarmıştı ve gerçekliğe döndürmüştü. Tam bu anda bulundukları pozisyonu fark ederek hızlıca geri çekildi ve kendini Finnick'in ellerinden ayırdı. 

Finnick de ağzından çıkanların etkisinin farkındaydı, bunu bilerek yapmıştı. Kızı, kazanabileceğine inandırmalıydı ki arenada pes etmemeliydi. Bunun için Kale'a söz vermişti.

Maryna çıkardığı tişörtünü tekrar eline alarak hiçbir şey söylemeden içeri girdi. Kafasını toparlamalıydı ancak buna vakti olmadığını düşünüyordu. Finnick haklıydı. Kendisi için olmasa da Kale için elinden gelenin fazlasını denemek zorundaydı.

deniz yıldızı ; finnick odairHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin