Finnick'in egosuna takılmamayı öğrenmişti Maryna. Egoist değildi çünkü o, yalnızca görünüşünün ve çekiciliğinin Başkent'te ne kadar büyük bir etkisi olduğunu biliyordu. Bu ona çok ağıra mâl olsa da gerçek buydu, görünüşünü kullanabilirdi.
Finnick kendi odasına girdiğinde bir süre Kale da Maryna da sessizce aynı pozisyonda kalmaya devam ettiler. Sessizliği bozan ilk kişi Maryna oldu.
"Kale?"
Genç adam yine sustu. Normalde de çok konuşkan biri değildi ancak Başkent'e geldiğinden beri iyice durgunlaşmıştı.
"Neden konuşmuyorsun?"
Kale'a ağır geliyordu. Arkada bıraktığı bir ailesi vardı ancak kendini tamamen Maryna'yı korumaya adamak istiyordu. Maryna çok zayıftı, onu korumazsa ilk günden acımadan canını alırlardı. Sponsorlardan yardım alacağı Finnick sayesinde belliydi, bu da Maryna'yı özellikle ilk günlerde büyük bir hedef yapardı. Diğer haraçlar, sponsorlar yardım göndermeye başlamadan kızın işini bitirmek isteyeceklerdi. Kale kendi içinde bunun savaşını veriyordu.
Maryna cevap almayacağını anlayınca pozisyonunu bozarak kalktı ve balkona çıktı. Dışarıdaki havanın bu kadar kirli olması onu çok rahatsız ediyordu. İnsanların gürültüsü de cabasıydı. Dördüncü mıntıka buraya göre çok daha temizdi, okyanusa kıyısı vardı, insanları daha sakindi. Burası ise tam tersiydi.
Havuza girmek istedi ancak içeriden Clarissa'nın bağırışını duyabiliyordu. Yemekleri gelmişti ve herkesi masaya çağırıyordu. Maryna tekrardan içeri geçti ve sanki sandalyelerin üzerlerinde isimleri yazıyormuş gibi aynı yere yerleşti. Yanında Kale, karşısında Finnick, çaprazında ise Clarissa vardı. Bu kadına hâlâ alışamamıştı.
Bu sefer önlerinde yiyecek olarak kırmızı et vardı. Herkes açlıktan hiçbir şey söylemeden yemeğe başlarken Maryna her zamanki gibi önce yemeğini küçük parçalara böldü. Etin ne eti olduğunu anlayamamıştı ancak yenilebiliyordu, tazeydi.
Clarissa heyecanlı bir sesle konuşmaya başladı.
"Yarın ikinci gününüz. Heyecan var mı?"
Maryna ağzından gülünç bir nida çıkmasına engel olamamıştı. Ne heyecanından bahsediyordu bu kadın? Clarissa boğazını temizlerken Maryna bir lokma daha aldı.
"Yarın silahlar değil, temel hayatta kalma becerileri çalışılacak." Clarissa da Maryna'yı sevmiş gözükmüyordu. "Bu konuda da ekstra çalışmaya ihtiyacın olacak mı?" Maryna gözlerini devirirken Kale araya girmesi gerektiğini düşündü.
"Maryna o konularda çok yeteneklidir, benim aksime."
Ortamdaki gerginliğin dağılması açısından bu sefer konuşan Finnick oldu.
"Yemekten sonra bir saat kadar dinlenirsiniz, sonra çalışmaya başlarız."
Kale ve Maryna başını sallarken Finnick, Clarissa'yı odadan göndermek istiyordu. Kadının iki haraçı da gerdiğinin farkındaydı. Oyunlardan sonra istediği gibi gerebilirdi ancak öncesinde işe yaramazdı.
"Senden istediğim şeyi oyun kuruculara ilettin mi?"
Kadının bunu yapmadığını biliyordu. Başını iki yana sallayarak masadan kalktı. "Geç olmadan söyleyeyim."
Finnick gamzelerini ortaya çıkaracak şekilde sahte bir gülümseme yerleştirdi suratına. "Teşekkür ederim."
Kadın dışarı çıktıktan sonra Finnick dikkatini tekrardan masaya yöneltti. Maryna yemeğini yarılamıştı, Kale ise bitirmiş, tatlıya geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deniz yıldızı ; finnick odair
Fanfiction"Bayanlar ve baylar, karşınızda geleneksel 71. Açlık Oyunlarının şampiyonu: 4. Mıntıkadan Maryna Flick." ** "Ben hazır değilim. Ölmeye hazır değilim." Mentörü iki eliyle korkudan titreyen genç kızın yüzünü kavradı ve gözlerini gözlerine kilitledi. "...