1.6

45 4 0
                                    

Maryna uyuyana kadar Finnick yatağın ucunda oturarak beklemişti. Genç kız uyuduktan sonra ise sessizce kendi odasına geri dönmüştü. 

Ertesi sabah herkes kahvaltıya hazırlanırken Maryna da aynı şekilde kalkıp hazırlanmaya başlamıştı. Uyandığında gece koltukta uyuduğunu hatırlayarak onu kendi odasına Kale'ın getirdiğini düşündü. Saçları toplu uyumayı sevmediğini bildiği için örgülerini de açmış olmalıydı. Maryna odasından çıkarak banyoya doğru ilerledi. Bu sırada onun dışında herkesin kahvaltı masasına yerleştiğini görmüştü. 

"Hemen geliyorum." 

Banyoya girdikten sonra elini yüzünü yıkadı, saçlarını taradı. 

Kahvaltı masasında yine Kale'ın yanına oturdu.

"Teşekkür ederim."

"Ne için?"

Kale ağzına lokmasını atarken sordu. Maryna da tabağına yumurta alırken üzerini gösterdi. Genç adam anlamışa benzemiyordu. Finnick ise gülümseyerek Maryna'ya bakıyordu. Kız Kale'a durumu bakarak anlatmaya çalışırken Finnick istemsizce kıkırdadı. Bu ise Maryna'yı gerecek kadar dikkatini çekmişti.

"Hayır." 

Kale anlamsızca ikisine bakarken Maryna gözlerini büyüttü.

"Hayır!"

Finnick artık gülme noktasına gelmişti. Çatalına aldığı yumurtayı ağzına götürürken konuştu.

"Tamam, hayır."

Lokmasını çiğnerken bile gülümsemesini indiremiyordu. Maryna utanarak başını tabağına doğru eğdi ve elleri titreyerek yumurtasını küçük parçalara bölmeye başladı. Yemeklerini tamamen kesmeden yemeye başlamıyordu, annesi ona böyle yapıyordu. 

"Aramızda geçen her iletişimden sonra gerileceksen, işimiz zor."

Finnick ikinci lokmasını alırken tekrar konuşmuştu. Amacı biraz olsun ortalığı yumuşatmak ve ilk antrenmanlardan önce Maryna'yı rahatlatmaktı. Kale zaten yeterince rahat gözüküyordu. Fazla rahat...

"Gerilmedim."

"Doğru, pardon." Finnick yumurtasını bitirmişti. Peçeteyle ağzını silerken cümlesini devam ettirdi. "Utandın." 

Kale su içtiği bardağı masaya bırakırken tek kaşını kaldırarak Finnick'i dürttü. Maryna da küçük parçalara böldüğü yumurtasını bir an önce bitirip masadan kalkabilmek için çatalına iki üç dilimi birden alarak hızlıca tabağındakileri bitirmeye çalışıyordu.

"Koltukta uyuyakalmış, odasına götürdüm."

Genç kız boğazına kaçan yumurta ile öksürmeye başladı. Kale kendi suyunu kıza uzatırken Finnick ise masadan kalkıyordu. Kız rüya görmediğini anlamış olmalıydı. 

"On dakikaya hazır olun. Antrenman merkezine gideceğiz."

Finnick kendi odasına girdiğinde Maryna'nın da boğazı temizlenmişti.

"Aranızda bir şey mi geçti?"

Maryna şaşırarak arkadaşına döndü. "Ben mi?"

"Beni endişelendiren kişi sen değilsin zaten, o."

"Hayır."

Maryna da ağzını silerek masadan kalktı. "Antrenmanlara geç kalmayalım." Genç adam onaylayarak tabağından son lokmasını aldı ve ayaklandı. Herkes kendi odasına çekilerek hazırlanmaya başladı.

Finnick zaten hazırdı. Altına geniş bir kumaş pantolon, üzerine de beyaz bir tişört giymişti. Maryna ve Kale ise dolaplarında üzerlerinde antrenman için olduklarını belirten yazılar bulunan takımları giydiler. Alt ve üst bedeni saran elastik kumaşlardan oluşuyorlardı. Sırtlarında ait oldukları mıntıkalar ve isimleri yazıyordu. Takımın iki yanında da boyunlarından başlayıp ayak bileklerine kadar uzanan geniş, bej rengi birer çizgi vardı. 

deniz yıldızı ; finnick odairHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin