SAMA

6 4 0
                                    



        Sama kenti, Batı Yakası orduları ve nerisler tarafından saldırıya uğrayan ikinci kentti Gri İnci'den sonra. Kent, son bin yıl boyunca üstün siyasi beceriye sahip yöneticileri sayesinde savaşçı politikalardan uzak durmuş ve olabildiğince barışçıl bir yol izlemişti. Süregiden bu dönem içerisinde ise ticaretini geliştirip büyük bir pazar kuran Sama kenti, bunun meyvelerini de bir kaç yüzyıl içinde almış ve tüm diğer devletler ile dostluk ilişkilerini geliştirip hepsi ile "Ebedi Barış Anlaşması" yapmıştı. Bu anlaşmaların üzerinden yaklaşık yedi yüz yıl geçmiş ve bu süreç hiçbir şekilde hiç bir ülke tarafından bozulmamıştı.

        Elbette ki Batı Yakasındaki şehirlerin nerislerle birlikte böyle bir saldırı yapabileceğini hiç kimse öngöremez ve Sama kenti için asla bir önem alınamazdı. Sama askerleri sadece şehrin iç güvenliği için vardı. Sokaklarda, pazar yerlerinde ve ticaret limanlarında meydana gelebilecek hırsızlık ve ufak tefek anlaşmazlıkların büyük kavgalara dönüşmesini engellemekten başka neredeyse hiçbir görevi yoktu bu küçük ordunun. Şehrin yerel halkının neredeyse tümü ticaretle uğraşır, diğer kısmı ise çok da verimli olmayan toprağı işlerdi.

        Sama evleri kalın duvarlı ve en fazla yerin altında bulunan kat ile beraber toplam üç kattan oluşurdu. Evler küçük olmakla birlikte genişçe bir avluya sahiplerdi. Evlerin dış yüzeyleri ırmak taşlarıyla rengârenk döşenmiş haliyle şehir uzaktan bakınca gökkuşağı yeryüzüne inmiş gibi bir görüntü ortaya çıkıyordu. Sokaklar da siyah, beyaz ve gri ırmak taşlarıyla döşenmiş olup son derece organize bir şehir görüntüsündeydi. Şehri çepeçevre sarmalayan surlar ise ihtişamlı görüntüsüne rağmen savunmasızdı. Şehrin batı yüzündeki üç kapıdan ise barış döneminden sonra açılmış ve olası bir savaşta adeta düşmanın şehre girmesine davetiye çıkaran bir yol olmuştu. Fakat bu kapıların asıl nedeni ise sürekli ticaret halinde olan şehrin giriş ve çıkışlarında oluşan tıkanıklığı gidermekti. Bu kapılar amaçlandıkları üzere görevlerini eksiksiz yerine getirmekteydi.

        Dönemin kralı Kismane, son zamanlarda almış olduğu Neris duyumlarını her ne kadar dikkate almış olsa da diğer şehir devletleri bunları pek önemsememiş ve bir söylentiden öte olamayacağını düşünerek hiçbir şekilde itibar etmemişlerdi. Kismane ise ordusundaki asker sayısını her ne kadar artırmış olsa da bu yüzyıllardır savaşmayan ve yok denecek kadar az sayıda askeri olan kenti Neris saldırısına karşı koyacak kadar diri bir hale getiremedi. Saldırı başladıktan birkaç saat sonra ise şehir tamamıyla düşmüş neredeyse tüm halk kılıçtan geçirilmiş yaşamalarına izin verilenler ise sadece esir alınan genç kızlar ve prenses Supaşti olmuştu. Prenses Supaşti ise Neris Kralı Şinn'e kurban edilmek üzere Lonpur şehrine gönderilmek için önce Kaleb şehrine yollanmıştı.

         Sama şehri tam yedi yüzyıllık savaşsız geçen bu dönem içerisinde ticaretin yanı sıra mimaride de çok gelişmiş ve bütün bir şehir kısım kısım yıkılıp organize bir şekilde yeniden imar edilmişti. insanlar tam bir refah içerisinde yaşarken hiçbir surette savaş sanatına asla özenmemiş ve yüzyıllardır süregelen bu barışçıl tutum adeta iliklerine işlemişti. Bu da elbette onların sonunu çabuklaştıran bir durum olmuştu.

Lütfen yorum ve eleştiri yapmayı unutmayınız...

Kitabı ise tüm kitapçıların internet sitelerinden

ve

GÜLNAR YAYINLARI RESMİ SİTESİNDEN

temin edebilirsiniz

BİR BAŞKA DÜNYA KRALLAR SAVAŞI ISTİLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin