YAKAZA

6 4 0
                                    



        Kuzey Dağları'nın güney yamacında bulunan şehir sırtını dağlara dayamış şehri kaplayan surlar ise iki taraftan Kuzey Dağları ile birleşmekteydi. Kuzey Dağları'nın dik yamacına sırtını dayayan şehrin belki de en güçlü tarafıydı kuzey bölümü. Şehrin tek kapısı güneyde bulunan kapıydı. Tüm giriş çıkışlar buradan yapılır yüksek duvarlar boydan boya okçu askerler tarafından korunurdu. Şehrin hemen yakın çevresinde bulunan on yedi köy, bir anlamda sınır savunmaları anlamına geliyor ve her köyde köylü nüfusu kadar askerde bulunuyordu. Sarde kenti ile savaş halinde olan şehir tam bir teyakkuz halindeydi her zaman.

        Sarde ordusu, Yakaza şehrini kuşatmış saldırıya başlamak için Kral 4. Viyosar ve komutanları strateji geliştirmeye çalışıyorlar ve en az kayıp da şehri almanın planlarını yapıyorlardı. Lakin Yakaza'yı indirmek pek kolay olmayacaktı. 4 Viyosar tüm komutanlarını çadırına çağırmış nasıl bir yol izlemeleri gerektiği konusunda fikirlerini alıyordu.

*Yakaza akıncıları 8 tane kulemizi yaktılar ve elimizdeki 14 kule ile surlara yaklaşmak çok tehlikeli.

**kapıyı kırmaktan başka çare kalmıyor.

*koca Ordu o kapıdan mı girecek?

" Baba" diye sözlerini kesti Vanis komutanların.

"Neden buradayız baba?"

"Kralınla konuştuğunu unutma."

"Kral mı?" dedi alaycı gülümsemesiyle Vanis.

        4. Viyosar'ın en küçük çocuğu ve tek oğluydu Vanis. Daha on yedi yaşındaydı. Attığı ilk adımıyla birlikte savaşçılık eğitimi de başlamıştı. Yaşına rağmen boyu iki metreye yakın ve oldukça iriydi. Kafasının arkası kazıtık, uzun sarı saçlarıysa sol yana doğru örülüydü. Masmavi gözleri, bembeyaz teni ve daha tam yerleşmemiş yüz hatlarıyla halen ne kadar genç olduğu çok rahat fark edilebilirken sinirlendiği anda ise adeta buzdan bir ejderhaya dönüyordu.

        4 Viyosar, oğlunun bu beklenmedik sert çıkışı karşısında ikinci bir tepki vermek yerine gözlerini oğlunun gözlerine dikip onu dinlediğini belirten bir bakış attı.

"Biraz olsun habercilere kulak versen bir an önce Şehrimize dönmemiz gerektiğini fark edeceksin."

"Yoksa benim oğlum çocuk masallarına mı inanıyor?"

"Bu masal değil Baba. Kuzey şehirleri düşmekte. İkayel her yere ulak yollayıp yardım istemiş. Sarde'den gelen ulağım Kaleb'in de düştüğünü söylüyor. Bu haber geleli iki gün oldu ve sen hala Yakaza'yı düşürmekten bahsediyorsun."

"Evlat! Geri dönemeyiz."

"Zamanında dönmezsek geride hiçbir şey bulamayız."

"Seni yeterince dinledim."

"Ben adamlarımı da alıp gidiyorum. Burada uğruna savaşacak ne bir şey var ne de bir kral."

"Vanis! Vanis! Sakın yerini unutma."

"Merak etme baba. Yerimi biliyorum ve halkımın yanına gidiyorum."

"Askerler yakalayın şunu." deyince 4. Viyosar; çadırın girişindeki iki asker kılıçlarını hızla çekip Vanis'in üzerine doğru yürüdü. Vanis hızlı bir hamle ile soldaki askerin kılıcını tuttuğu sağ elini yakalayıp diziyle bacaklarının arasına sertçe vurup askerin elinden düşmekte olan kılıcınız sol eliyle kavrayıp kendi etrafında dönerek kılıcı diğer askerin gırtlağına dayayınca asker elindeki kılıcı atıp iki elini de havaya kaldırdı. Sonra da elindeki kılıcı bırakıp arkasına hiç bakmadan sağlam adımlarla çadırdan çıktı. Vanis adeta kükreyerek adamlarından birine seslendi.

BİR BAŞKA DÜNYA KRALLAR SAVAŞI ISTİLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin