4

220 34 27
                                    

Khiimel öyle bir bakmıştı ki bana, onun bir robottan daha fazlası olduğunu o an anlamıştım. Onu geriye kalan yaşamların değeri için hayat aramakla görevlendirirken temel programını unutmayıp aldığı emirlerin aksine kendi değerlerini de ortaya koymuştu. Belki de sadece öyle olmasını istiyordum...

- Yarbay Amaris


Sessiz bir yürüyüşün ardından arkadaşına kırgın olan Amaris "Gerçekten duygusal davranacağımı mı düşündün?" diye sordu.

"Tabii ki de hayır. O seni yalnız bırakmamak için bir bahaneydi. Ama duygusal bir tarafın olduğunu da es geçemiyorum tabii" dedi muzip bir gülüşle.

Owen yeni indikleri gezegeni incelerken Amaris'in alınganlığını es geçmişti. Çünkü daha önemli konuları vardı.

"Yalnız ya da değil bir şey değişmeyecek Owen. Eğer Khiimel virüsü yaydıysa onlara yardım edeceğiz ve maalesef üstlerin istedikleri senaryo gerçekleşmiş olacak. Bize farklı gözle bakacaklar."

Sadece 10 dakikadır yol alsalar dahi oksijen miktarının artması onları istemeden de olsa yavaşlatıyordu ve Owen durdu. "Ne ile karşı karşıya olduğunu bilmiyorsun Amaris. Ne olursa olsun seni yalnız bırakmayacağımı bilmen gerekirdi. Yaşanacaksa yaşayacağız" dedi.

''Buna inanmak istemiyorum...'' dedi Amaris. Yıllarca emek verdiği projesinin ölüm makinesi olma olasılığı kanına dokunuyordu. ''Khiimel'e engel olmalıyım Owen anlıyor musun?''

Elindeki cihaza bakan Owen ''Haraketlilik var. Yaklaştık sayılır Amaris. Merak etme. Khiimel bizi fark edip yanımıza gelecektir. Onlara görünmeden bile halledebiliriz. Kendine gel ve görevine odaklan.!'' dedi. Duygularını soyutlamak konusunda usta bir mühendisti. Amaris'le zıtlıkları birbirlerini tamamlıyordu.

Duyduğu sesle Amaris'in kolundan tutarak yüksek otların içine çekti. Eliyle sessiz ol işareti yapan Owen yaklaşmakta olan sese kulak verdi. Hiç bilmedikleri bu gezegende her şeye hazırlıklı olmaları gerektiğini biliyordu. Bu görev beklenmedik olduğu için bölgedeki yaşam çeşitliliğine bakma fırsatları olmamıştı. 'Gavin da bizimle gelmeliydi' diye içinden geçirdi.

Cihazın canlı algılamaması gerginliğini arttırmıştı. Amaris kolunu ondan çekerek ortaya çıktığında 'Khiimel?!' dedi. Owen tabii ya derken Robot tüm heybetiyle kendini göstermişti.

Amaris onu tanımasa yapay zeka ürünü olduğunu düşünmezdi. Bildiğinden farklı görünüyordu. Şeffaf başlığının yerine kısa kahverengi saçlar, içinden gelen ışıkların bedeninde parladığı renkli derisinin yerini de gömlek ve pantolon almıştı. Tam bir insan gibi görünüyordu.

''Ben sana dedim Khiimel bizi fark edecektir diye.''

Amaris 'hadi ama' der gibi Owen'a döndüğünde hala korktuğu senaryonun endişesi içindeydi. Tam ona soracakken Khiimel onu kolundan tutarak İjelerin yaşadığı akarsu kenarındaki yerleşkelerine doğru çekiştirmeye başladı.

Amaris ''Görev iptal Khiimel. İptal'' dedi. Robot tepki vermiyordu. Sonunda ''Dur!!'' diye bağırmıştı ama Khiimel kasabayı gören bir tepede çoktan durmuştu.

Amaris hiç görmediği tepkiden dolayı şaşırmış bir şekilde bakarken Owen'ın onu dürtmesiyle gözleri asıl sorunu buldu.

Birilerinin beyaz bir çadır etrafına toplandığı, evlerin kapılarının sertçe kapanması ve etrafın gürültülü sessizliği kalbine bıçak gibi saplanmıştı. Korktuğunun başına geldiğini düşünerek ''Khiimel ne yaptın sen?!'' dedi bitkin bir sesle.

Robot pembeye çalan koyu mavi gözleriyle ona sorgular bir şekilde baktı. ''Ne yaptım Yarbay'' dedi.

Owen onun konuşmasını beklemeden ''Virüsü yaysan bile bu kadar hızlı etkilenmezlerdi. Ne oldu burada Khiimel'' diye sordu. Amaris duyduğuyla kendine gelerek kaşlarını çattı.

''Sağ ol mühendis. Suçlamadan önce sorgulamak şarttır'' dedi robot. Amaris pişman olmuştu. Gözleri onu bulurken Khiimel cümlesini tamamladı. ''Öğretilerini ne çabuk unuttun.!''

Amaris güldü. Kendi kodlamasından çıkan bir yapay zeka tarafından dumura uğratılmak ona kötü hissettirmemişti. Yine de haklı olması kendini suçlamasına sebep olmuştu. ''Hiç yanlarına gitmedin mi?'' diye sordu ikinci kaptan.

''Anladığım kadarıyla DNA'larına işleyen bir virüs belirtisi gösteriyorlar. Suguların aslında ijelerin mutasyona uğramış halleri olduğunu düşünüyorum. Bedenlerinde sivri maddeler çıkıyor ve çoğu savaşamadan ölüyor. Bazı öldü sandıkları da hafıza kaybıyla Sugulara katılıyor.''

''Ne ara öğrendin bu kadar bilgiyi?'' diye sordu Owen.

Amaris'e bakan robot ''Emin değilim ama olasılıklar bunu gösteriyor'' dedi.

Takdir bekleyen robot Amaris'in ''Aferin kızıma'' demesiyle gülme fonksiyonu göstermişti. Yüzündeki çok ince bir çizgi de olsa Amaris bunu anlayabiliyordu.

"Tamam. Gidip ne tür bir virüs olduğunu öğrenelim."

"Saçmalama. Zaten kaptanın istediği de olmuş. Bırakalım kendileri yüzleşsinler" dedi Owen. "Bize de bulaşabilir. Bizim ije olmamamız bir şey değiştirmiyor. Farkındaysan biz de etten kemikten canlılarız.!"

"Mühendis mantıklı konuştu. Yarbay gelemez.! Ama ben gidebilirim" dedi Khiimel.

Amaris başıyla onaylarken "Dikkatli ol!" dedi.

Robot görevini yapmaya giderken akarsu kenarındaki kasabayı küçük bir tepeden izleyen Owen ve Amaris, robottan gelecek bilgileri merak ediyordu. Bu gezegene dair bilmedikleri çok şey olduğunun zaten farkındaydılar.

Havanın kararmasına az kaldığı için kamp kurmaya karar veren SA2 ekibi temiz havadan yavaştan uykuları gelmişti. Bir kişi nöbet tutarken diğerinin uyuması üzerine anlaştılar.

•••

Khiimel kasabaya yaklaştığında üstün becerilerine rağmen arkasından, yüzünde siyah çizgileri, bir ağaç dalını andıran boynuzları ile yaklaşan suguyu sezememişti. Çünkü ormanın derinliklerinde yaşayan bu ırk sessizdi ve nefes almadan hareket etmeyi öğrenmişti. Bir aslan edasıyla avını belirlediyse kurtuluşu yoktu.

Sırtına yediği darbe ile hiç sendelememişti bile. Onu yaralamaları çok zordu. Sugu bunun üzerine bir adım gerilemişti. Khiimel saldırgan biri olmadığı için merakını gidermek adına onun dilinde konuşarak "Bu salgının kaynağı sen misin?" diye sordu. Daha çok korkan sugu oradan hızla kaçıp uzaklaştı.

Robot analizine bir ipucu daha eklemişti. Evrimleşmiş olan bu ije yaşananların sebebi olabilirdi.

Khiimel yoluna devam etmek istediği anda bir olan sugu 10 olarak robotun etrafını sardılar. Khiimel insan olsaydı derin bir nefes alıp verdi denilebilecek bir hareketle ona ilk saldıran suguya gözlerini dikti...

-----------------------------------------------------------------------------------

Bir süredir buralarda yoktum çünkü bazen sadece okumaya veriyorum kendimi.

Zorladığım zaman da pek olmuyor ve içime de sinmiyor.

Bu hikaye için aklımda çok güzel şeyler var.

Neyseee

Bu bölümü Yoko'nun ağzından da okuyacağız. Yoko'nun kim olduğunu bir sonraki bölümde göreceğiz ;)

Diğer bölüm hazır sayılır.

Birazdan geliyor🌸

Fotoğraf tahmin edeceğiniz üzere Khiimel🔥

YABANCI | KhiimelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin