××××× İLK SAHNE OLUMSUZ ÖRNEK İÇEREBİLİR ×××××"David!"
Yer altından yankılanan isim bir kadının feryadıydı.
"Lütfen yapma!"
Yüzeye yakın uzun merdivenlerin sonunda kendini parmaklıklara asmak isteyen adam sevdiği kadının gözlerine son kez bakmanın verdiği acıyla bir süre onda kaldı. Bir tarafının bunu yapmak istemiyor oluşu diğer tarafının kontrolü ele geçirmesiyle aşılmaz bir sınırdaydı. Yüzüne düşen uzun saçları çehresini örterken bile bitkinliğini hissettiriyordu. Yıllardır gün yüzü görmemiş olmanın insanlar üzerindeki etkileri daha önce de görülmüştü ama Ruvu'ya, yeni dünyalarına kavuşmanın arafesinde bu buhranı yaşayan adam geride kalan insanların en çok üzüleceği kişi olacaktı.
"Ben artık yaşamak istemiyorum Tansu. Anlamıyor musun?" dedi adam. "Yaşamamız bile mucizeydi zaten. Dışarıda nefes alamadıktan sonra ne önemi vardı ki yaşamanın."
David tek eliyle merdiveni tutarken diğer eliyle boynundaki ipi başına geçirdi."Biliyorum David. Biliyorum. Birlikte yaşadık bu süreci. Çok zordu evet ama bak yeni haberlere. Artık bir gemimiz var ve yeni dünyamıza kısa bir süre sonra kavuşacağız." David'i ikna etmek isteyen kadının onu teselli etmesi zordu. Çünkü o aklıyla düşünmeyecek bir noktaya gelmişti.
"Yalan söylüyorsun!"
"Hayır söylemiyorum. Yukarıda mühendisler için işler hiç iyi gitmemiş ama Dünya'ya bir gemi inmiş David." Yavaş yavaş ona yaklaşan kadın eğer David ikna olarak inmezse şansının zor olduğunu biliyordu. Çünkü 50 kilo olan bir kadın için 120 kilo olan bir insanı taşımak çok zordu. "Krian diye bir gezegenden gelen bu iki kişi rehin alınarak gemilerine el koyulmuş."
"Ben artık bittim Tansu." Sesindeki çaresizlik çizgileri belirginleşen pilot Tansu'nun canını yakmıştı. "Daha yapacak çok işimiz var David" dedi kadın. Kısık sesle devam ederken boğazı düğümlendi. "Çok hayalimiz var..."
"Bunların artık hiçbir önemi yok Tansu" diyerek kendini bırakmaya hazırlanan adamın son sözleri "Seni seviyorum sevgilim" oldu.
"David!" dedi kadın. Ayaklarından yakaladığında onu yukarı çekmek istiyordu ama zayıf kolları buna izin vermemişti. "Bunu yapamazsın! Hayııırrr!"
.
.
.🚀
Tık tık tık.
Khiimel Hugh ile görüşmek üzere odasına girdiğinde kaptan gözlerinde oluşan koyu halkalar ile ona baktı. Ruvu'daki gelişmeler ve virüs hakkında alacağı bilgiler tuttuğu yas yanında umursamadığı bir ayrıntıydı. Çünkü eski dostu David'in gidişi onu derinden sarsmıştı.
"Gel Khiimel."
"Merhaba kaptan Hugh. Birkaç gelişmeyi haber vererek Ruvu'ya iniş izni istemeye geldim."
Geçmişe, bugüne ve geleceğe git gel yapan yaşlı Hugh dostunun haberinden sonra bazı şeyleri sorgulamaya dalmıştı. "Yıllardır çalışıyoruz. Gezegenden gezegene sürüklendik. Bir günümüz habersiz ve olaysız geçmedi. Bazen keşke biz de dünyada olsaydık ve hiçbir şeyden habersiz sessizce terk etseydik bu hayatı diyorum."
Karmaşık duygulara mantıklı çözüm arayan Khiimel insan duygularını zamanla hafızasına kodlamayı öğrenmişti. Bir çok teselli cümlesine şahit olduğu için kaptana sarf edecek çok cümlesi vardı ama o bu zamana kadar arkadaşlarım diye adlandırdığı insanlara yaptığından uzak yaklaşarak kaptanına görevini hatırlatmakla yetindi. "Artık gidecek bir gezegen yok. Aşağıda Toring'e varan ekip ve anlaşmayı beklediğimiz Ruvu halkı var. Jose çok iyi bir iş çıkartarak kısa sürede virüsü ortadan kaldıracak şekerlemeyi üretti."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI | Khiimel
Science Fiction𝐒𝐨𝐧𝐮𝐧 𝐠ö𝐭ü𝐫𝐝üğü 𝐲𝐞𝐫 𝐲𝐞𝐧𝐢 𝐛𝐢𝐫 𝐛𝐚ş𝐥𝐚𝐧𝐠ıç𝐭ı𝐫... 𝐃ü𝐧𝐲𝐚'𝐧ı𝐧 𝐲ü𝐳𝐥𝐞ş𝐭𝐢ğ𝐢 𝐟𝐞𝐥𝐚𝐤𝐞𝐭 𝐬𝐨𝐧𝐫𝐚𝐬ı 𝐚𝐳ı𝐧𝐥ı𝐤 𝐤𝐚𝐥𝐚𝐧 𝐢𝐧𝐬𝐚𝐧𝐥ığı𝐧 𝐲𝐞𝐧𝐢 𝐝ü𝐧𝐲𝐚 𝐚𝐫𝐚𝐲ışı𝐧𝐝𝐚𝐲𝐤𝐞𝐧 𝐤𝐞𝐧𝐝𝐢 𝐲𝐚𝐩𝐚𝐲 𝐳𝐞�...