Remembrance | Zosan

88 7 91
                                    

Normalde medyaya ekleyecek olsam da ekleyemediğim için söyleyeyim, okurken “Remembrance” dinlemenizi  tavsiye ederim. İçinde söz yok fakat notalara göre bir şeyler yapmaya çalıştım. İyi Okumalar.
.
.
.

Sarı saçlı genç, önündeki tabuta bakarken cılız, sıska elini belindeki katanalara yaslamıştı. Parmaklarını yavaş yavaş sapları üzerinde gezindiriyordu. Hâla olanları sindirememişti ne yazık ki.

Üç katanadan ilkinin, kını beyaz olan katananın gri kabzasını, geleneksel fakat yine de çarpıcı olan beyaz bir Samegawa sararak elmas şeklindeki menuki desenini bırakmıştı. Bıçağın içinden geçtiği Tsuba ise sadeliğini korumuş. O beyaz, sade kını da mütevaziliğin huzurunu temsil etmekteydi.

Kırmızı olanın ise sapını uzun ve detaylı bir kajiri süslüyordu. Diğeri gibi hafif bir Samegawa da etrafını sarmıştı. Tsuba'nın yanında dört çarpraz kesik vardı. Göze çarpan kırmızı renk kınsa, kılıcın vahşi doğasını temsil etmekteydi.

Üçüncü katana, etrafına hamegawa sarılı sağlam bir kabzaya sahipti. Tsuba da bir çiçek şeklindeydi. Kını gelenekseldi ve üzerinde daire desenleri uzanıyordu.

Zoro gözü gibi bakardı katanalarına. O gittikten sonra da Sanji'ye kalmıştı katanalar büsbütün. Sarışın belindeki katanalara her temasında ellerinde Zoro'nunkileri hissediyordu. Önünde salya sümük ağlayan tayfa üyelerini gördükçe yumruğunu sıkıyor, burnunu çekiyordu. Ağlamamaya çabalasa da içinde haykırıyordu aslen.

En sonunda dayanamadı o bağırışlara, haykırışlara. Diğerleri gibi düştü dizlerinin üstüne. Parlak mermer zemin, bir kaç gözyaşıyle ıslanıyordu yavaştan. Hıçkıra hıçkıra ağlıyor, kendi sesini bile boğuk duyuyordu.

O gece ilk defa bu kadar sessizdi Sunny. Çıt çıkmıyordu. Antrenman yapan, halter kaldıran kimse yoktu. Horlayan kimse yoktu. Sadece tavana bakan bir çift göz vardı.

Ahşap yatağın yanı başındaki katanalar, duvara yaslanmıştı. Sanji'nin kırmızı rengi ile çevrelenen mavi gözleri gecenin karanlığına karanlık katıyordu. Sessizliğe alışık değildi ki o. Horlayan, gecenin bir vaktinde etrafta dolaşan birine ihtiyacı vardı. Bu sefer şikayet etmeyecekti sesten, kapatmayacaktı kulaklarını. Her bir zerresini dinleyecekti dikkatle. Başını çevirdi, pozisyonunu değiştirdi. Katanaları izliyordu artık. Son gözyaşlarının da yastığa süzülmesinden sonra uykuya dalmıştı...

Gecenin yarısında terleyerek açtı gözlerini. Hemencecik gözyaşlarını sildi elinin tersiyle. Aniden başka bir odadan gelen sesle gözleri açıldı. Tıpkı... Tıpkı onun sesine benziyordu. Yataktan fırladı bir umut. Kapıya ilerledi, parmaklarını gezdirdi kapıda; sesleri dinlemeye devam ederken. Bir kaç adım attı.

Sesin geldiği odaya doğru ilerliyordu. Aniden kapalı kapıyı açtı. İçerisi karanlıktı. Elini ışık anahtarına doğru götürdü usuldan usuldan. Lambanın sarımtırak ışığı gözlerini alırken, birden gördüğü şeyle donakaldı. Hemencecik ovuşturdu gözlerini. Halisünasyon muydu gördüğü bilmiyordu. Çünkü karşısındaki kişi, Zoro'ydu.

"Kıvrık Kaş?"

Sanji konuşamadı. Zoro tek kaşını kaldırdı.

"Hey! Orada mısın, Aşçı?"

Sanji geri adım attı. Gerçeklik algısını yitirmek üzereydi.

"Zo...ro?"

Karşısında halter kaldıran adam, kaşlarını çatmış ona bakıyordu.

"Ne istiyorsun?"

Sanji aniden kapıyı çarpıp çıktı.

"Bu... Bu gerçek olamaz... Değil mi?.."

Zoro kapıyı açtı ve elini Sarışın'ın iki gözü arasında salladı.

"Hâla uyku sersemi misin, aptal."

Sarışın, gözleri arasında gidip gelen eli tuttu aniden.

"Bu..."

Gözyaşları yanağından süzülürken, dişlerini sıkıyordu. Gördüğü gerçek miydi bilmiyordu fakat kesin olarak bildiği şey, bu halisünasyonu görmeye devam etmek istediğiydi.

"Hey! Boktan Aşçı. Neden 6 yaşındaki bir kız gibi ağlıyorsun!?"

Sanji dudaklarını araladı zorlukla.

"Sen... Sen... Gerçek... Hayır..."

Zoro kaşlarından birini kaldırdı tekrardan.

"Ne saçmalıyorsun."

Sarışın, Zoro'ya sarıldı aniden. Başını omzuna gömmüş, ağlıyordu hıçkırarak. Eli hâla Zoro'nun elindeydi. Bırakırsa, onu kaybedeceğinden korkuyordu.

"Şu lanet gözyaşlarının... Sebebini açıklamayı düşünüyor musun artık!"

Zoro, karşısındaki adamın bebek gibi ağladığını görünce çok şaşırmıştı. Kısık sesle sorsada, cevap alamıyordu. Sonrasında Sanji konuştu burnunu çekerek.

"Kâbus... Kâbustu... Berbat bir kâbus..."

Bir kaç dakikanın ardından içerideki koltuklardan birine oturmuşlardı. Sarışın hâla inanamıyordu gözlerine.
Sabahın erken saatlerinden beri sevdiğinin tabutu önünde ağlamıştı. Şimdi ise öldü bildiği o adam bütün gerçekliğiyle karşısında duruyordu.

Tekrar gözleri dolarken, derin bir nefes çekti içine. İstemiyordu.
Zoro'ya henüz duygularını bile ifade edememişken onu kaybetme korkusuyla yaşamak istemiyordu.

"Marimo... Yanii Zoro... Nasıl derim bilmiyorum... Seni kaybetmekten korkuyorum ancak... Eğer sonsuza kadar kaybedersem dayanamam..."

İtiraf etmeye dili varmıyordu. Sonunda, onun elini kavramış gözlerine götürmüştü. Gözyaşları elini ıslatıyordu.

"Seni seviyorum Zoro..."

Dudaklarında hissettiği o yumuşak hisle birlikte donakaldı. Gözyaşları yanaklarından süzülüyor, boynuna damlıyordu. Karşısındaki adamın gözleri kapalıydı. O ise dimdirekt yüzüne bakıyordu Zoro'nun. Gözleri hafif sağa doğru kaydığında duvara yaslanmış katanaları gördü. Aniden görüşü bulanıklaştı, o katanalar sürekli gözünün önüne gelmeye başladı. Hemen tekrar Zoro'ya baktı. O sakin adamı gördüğünde rahatladı tekrardan. O da gözlerini kapattı.

Gözlerini açtığında, tekrar o duvara yaslanmış katanaları gördü. Boynu ve yastığı hafif ıslanmıştı. Parmaklarını dudaklarına götürdü hemencecik. Orada bir şey hissettiğinden emindi. Bütün bunlar bir rüya olamazdı.

Ayağa kalktı ve o küçük odaya gitti. Yerdeki soğuk halterleri gördüğünde dudakları büzüldü. Zoro'ya seslense bile yanıt yoktu. Sesi odada yankılanıyordu.

Sabaha karşı ise, mezarlığa gelenler soğuk mermer üzerine başını koymuş uyuyan o tuhaf genci gördüler. Sarı, dağınık saçlarını henüz doğan güneş aydınlatıyordu. Soğuk ve parlak mermerin üzerine düşen ışık da oradaki ismi daha dikkat çekici kılıyordu.

Roronoa Zoro

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Baya baya kısa oldu ama iyi sanki 🐈

NORMALDE SIRADA BAŞKA ŞARKILAR VARKEN GIDIP KENDI ISTEGIMI YAZDIM OZUR DILERIM SADECE ANIDEN ILHAM GELDI GARIP BISEULER OLDU ISTE

EN KISA ZAMANDA DIGERLERINI DE YAZICAM KITABIN ACIKLAMASINDA HEPSI SIRAYLA VAR 🙏🙏

Benim ölçtüğüm kesintisiz okuma süresi şarkının 4.dakikasında felan bitiyor öyle uyumlu oldu gibi ama siz ne kadarda bitirirsiniz bilmiyorum

Okuduğunuz için teşekkürler ✮✮

820 Kelime

Şarkılar | OneShotSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin