Sarışın mektuba bakıyor; mavi gözler, sarı parşömen kağıdına yazılmış iü mektubu defalarca kez okuyordu. Mektubu ona gönderen anonim kişiyi öylesine merak ediyordu ki! Kağıdı katlayıp yatağının yanındaki ahşap, oymalı komodinin üzerine bıraktı.
Odasının ışığını da kapattıktan sonra yatağa bıraktı kendini tekrardan. Pencereden odaya giren ay ışığı yüzünü aydınlatıyordu. Sağa doğru kıvrıldı, sonrasında gözlerini kapatıp uykuya daldı."Altın saçlarını geceme örtsen,
Güneşi olurdun buz tutan kışımın.
Mavi gözlerinle bir kez baksanyüzüme,
Feri olurdun sevgiye dargın gözlerimin.
Nolursun bir kerecik seveyim seni;
İzin ver, sevmeyeceksen bile beni."...
-Sabahın erken saatlerinde, yeşil saçlı genç adam sokakta bir yürüyüşe çıkmıştı. Sokak çok nezih, çok sakindi. Etrafta duyulan tek şey kuş cıvıltılarıydı. Akşamleyin, o eski tiyatroda oynayacaktı değerli Sarışın'ı tekrardan. Adım sesleri de Zoro'yu takip ederken; genç adamın gözleri kahverengi saçlı, güzel bir kadına... Daha doğrusu kıza ilişti. Genç hanım henüz 17 yaşlarında bir kız çocuğuydu. Kız çocuğu, tiyatroda oynayan oyunculardan biriydi. Zoro'nun dikkatini de o nedenle çekmişti. Yeşil saçlı adam, kızın bir kafeye girdiğini gördüğünde o da adımlarını oraya yönlendirdi.
Küçük dükkanda fazla bir şey yoktu. Üç beş masa, bir kaç da sandalye. Kahverengi saçlı kız masalardan birini seçip bir sandalye çekti kendine. Zoro'da kafeye girmiş, bir kahve istemişti kendine. Masaya bir kaç kağıt bıraktıktan sonra kahvesini de kavrayarak kızın masasına doğru yürüdü.
"Otursam sorun olur mu, hanımefendi?"
Şaşkın kızcağız başını kaldırdı. Bir kaç saniye durduktan sonra onayladı başını sallayarak.
"Tabii. Buyrun."
"Tiyatrodan, değil mi?"
Diye sordu; Zoro sandalyesini çekip oturduktan sonra.
"Evet. Siz?"
"Roronoa Zoro. Vakit buldukça oyunlarnızı izlemeye geliyorum akşamları. Sizin adınızı öğrenebilir miyim?"
"Charlotte Pudding."
Zoro başıyla onayladı, küçük bir gülümseme takınarak.
"Anladım. Aslına bakarsanız, bir akşam özel olarak bütün oyuncularla görüşmek isterim. Sandığım kadarıyla dört beş kişisiniz."
Pudding'in dudakları kıvrıldı.
"Ah, anladım. Fakat, bunun için görevliyle de görüşebilirdiniz sanıyorum."
Zoro kahve bardağını kavrayıp bir yudum aldı, bardağı masaya koyduktan sonra dudaklarını araladı.
"Tabii, biliyorum. Sadece, araya aracılar sokmaktan pek hoşlanmam."
"Anladım. Eğer arkadaşlarım da kabul ederlerse belki onları sizinle buluşturabilirim."
Zoro başıyla onayladı.
"Çok iyi olur elbette. İsterseniz kartımı verebilirim."
Zoro, paltosunun cebinden bir kart çıkarttı. Üzerinde bir numara ve adres yazan sade bir karttı. Bu yazıların üzerinde ise kendi adı yazıyordu. Pudding kartı kavradı ve Zoro'dan aldı.
"Tabii, iyi olur."
Zoro ayağa kalktı ve üzerini düzeltti.
"Anlaşabildiğimize sevindim, Bayan Charlotte. Güzel sohbetti, sonra devamını getirmeyi çok isterim. Müsaadenizle."
Pudding dudaklarını araladı.
"Müsaade sizindir elbette. Teşekkürler, sonra görüşmeyi ben de dilerim."
Yeşil saçlı adam ayağa kalktı ve kafeden çıktı. Kahverengi saçlı kızın kaşları çatıldı hafifçe.
"Anloşoboldoğomozo sovındım boyon chorlotte."
Kendi kendine tekrar etti yeşil saçlı adamı. Masadaki çayından bir yudum aldı ve fincanı tekrar küçük, porselen tabağa bıraktı.
"Kimin nesi acaba."
İç çekti Pudding derince. Elindeki karta bakıyordu bir yandan da.
...
Akşamleyin tekrar kırmızı koltuklardaydı Zoro. Bu sefer oturduğu koltuk çok iyi bir görüş açısına sahip değildi, ne yazık ki. Yamalı kırmızı perde bir kez daha açıldı; her seferinde ayrı bir hayranlıkla izlediği Sarışın tekrar gözüktü sahnede. Koltuk her ne kadar berbat bir açıda olsa da genç oyuncunun güzel yüzü her seferindeki gibi hayran bırakıyordu insanı kendine. Oyun bitip perdeler kapandığında Zoro'nun elleri alkışlamaktan kızarmıştı.
Kahverengi saçlı kız, kırmızı perde arasından izleyicilere baktı. Az buz izleyici arasında yeşil saçlı adamı görmek hiç zor değildi.
"Hey, Vivi."
Mavi saçlı kız bir yandan kostümünü düzeltirken diğer yandan saçlarını topluyordu. Pudding'e döndü.
"Evet, Pudding-San?"
"Bir gelir misin?"
Vivi, Pudding'e yaklaştı.
"Evet?"
Pudding perdeyi biraz araladı.
"Şuradaki yeşil saçlı adamı görüyor musun?"
"Ah? Nolmuş ki ona?"
Pudding perdeyi kapatırken devam etti:
"Bu gün kafede otururken yanıma geldi. Bizimle buluşmak istediğini söyledi."
"Nasıl yanii?"
"Oyunlarımızı izliyormuş sürekli. Oyuncularla da buluşmak istediğini söyledi."
"Ah, hayranımız sanırım."
Vivi kıkırdarken Pudding ise daha ciddiydi.
"Vivi!.. Ben düşünüyordum ki... Ya hayran mektuplarını gönderen kişi bu adamsa?"
Vivi birden sustu.
"Ne? Hadi ama. Neden Sanji-San'a hayran mektuplarını gönderen kişi o adam olsun ki?"
"Bilmiyorum... Sadece his."
Vivi gülümsedi ve son kez saçındaki bandanayı düzeltti.
"Hadi ama, bu kadar dert etme. Eğer diğerleri de istiyorsa onunla görüşmek benim için sorun değil. Sen de kabul edersen tabii."
Vivi diğerlerini de oyuna çağırmak için Pudding'ten uzaklaşırken Pudding iç çekti ve son kez perdeyi araladı.
"Roronoa Zoro..."
.
.
.
.
.
.Evet selamlar uzun bir aradan sonra bölüm atmaya zahmet edebildim. Wattpad'e erişim engeli geldi, Instagram'a erişim engeli geldi derken iş saçma sapan yerlere gidiyor cidden. Neyse, şahsen erişim engellerinin vpn uygulamalarına para kazandırmaktan başka bir şeye yaradığını düşünmüyorum.
Bölüm atmaya hangi kitaptan/seriden devam edeyim özel olarak isteğiniz varsa yazabilirsiniz
Neyse nasılsınız napıyorsunuz 🙏
Okuduğunuz için teşekkürler.
💙
735 Kelime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şarkılar | OneShotS
RandomŞarkılarla bağlantılı bölümler yazıyorum, şarkı önerebilirsiniz. ✮ Kullandığım ve kullanmayı düşündüğüm bazı şarkılar; ✮From the start✮ ✮A man without love ✮Fuyu no Hanashi ✮We Fell in Love in October ✮Mary Jane ✮Haykıracak Nefesim ✮Remembrance✮ ✮D...