La Maritza 3 | Zosan

48 7 40
                                    

Güzel güneş parıldıyordu masmavi gökyüzünde, bulut yoktu o nedenle hava soğuktu. Sarışın boş sokakta adımlıyordu. Adımlarını kafelerden birinin girişine yönlendirdi. Kapıyı ittirdiğinde hemen kapının üzerine bağlanmış zil çıngırdadı. Turuncu saçlı kız gelen müşteriyi gördüğünde gülümsedi.

"Günaydın, Sanji."

Sarışın da gülümseyerek yanıtladı.

"Günaydın, Nami-San."

Sarışın tezgâhın önündeki sandalyelerden birine oturduğunda yüzüne düşen saçları kulağı arkasına iliştirdi.

"Kahve, üç kaşık şekerli. Değil mi, Sanji?"

Sanji başıyla onayladı parmakları tezgâh üzerinde gezinirken. Kısa, turuncu saçları olan genç kız arkasını döndü. Eli karton bardaklardan birine uzandı. Karton bardağa kahve doldururken bir kaç damla parmağı üzerine bulaştı. Parmağını açık kahverengi önlüğüne sürterek temizledi ve tekrar Sanji'ye döndü.

"Bu gün her zamanki şen-şakrak neşeli sarışını göremiyorum. Bir sorun mu var, Sanji?"

Sarışın elini ensesine götürdü. Yanakları hafifçe kızardı.

"Aslında, bir hayran mektubu aldım ve... Bilirsin ya, bu tarz şeyleri her zaman almıyorum. Sadece biraz kafamı karıştırdı."

Nami kıkırdadı, kahveyi tezgâh üzerine koydu ve Sanji'ye doğru itekledi.

"Gerçekten mi? Sonunda birileri oyunculuğunu takdir ediyor gibi görünüyor."

İç çekti Sarışın.

"Aslında oyunculuğumun öyle hayran toplayacak kadar muhteşem veya takdir edilesi olduğunu felan düşündüğüm yok. Biliyorsun, çalışma saatleri bu kadar uygun olmasaydı öyle yıkık dökük bir sahnede çalışmazdım. Ayrıca böyle düşünen tek kişi ben değilim, kızlar da öyle düşünüyor."

Nami beyaz örgü kazağının kollarını katladı, dirseğini tezgâh üzerine koydu ve çenesini eline yasladı.

"Doğru. Çalışma saatlerin gerçekten mükemmel. Sabahları erken kalkman gerekmiyor ya da akşama kadar küçük bir dükkanda sıkışık değilsin. Ne kadar da güzel! İnan ufacık oyunculuk yeteneğim olsa bir dakika durmam oraya başvururum!"

"Hadi ama, Sahne her an üzerimize yıkılacakmış gibi. Her şey çok eski, o lanet kırmızı perdeyi kaç kez yamaladığımız hakkında hiç fikrim yok bile."

"Eh, gün boyunca küçük bir kafede sıkışıp kalmaktan iyidir."

"Haklısın sanırsam."

Sarışın karton bardağı dudaklarına götürdü. Sıcak sıvı ağzının içine yayıldı, diline temas etti. Sonrasında usulca bıraktı bardağını tekrar.

"Kahve gerçekten muhteşem tıpkı her zamanki gibi. Fakat artık gitsem iyi olur. Seninle sohbet etmek muhteşemdi Nami-San."

Sanji paltosunun cebine attı elini, sonrasında Nami söylendi.

"Hadi ama, ödeme alacağımı düşünmüyorsun değil mi? Bu seferki benden olsun."

Sanji kıkırdadı, elini cebinden çıkarıp tekrar kahvesine uzattı.

"Pekala, uzatmayayım o zaman. Bir dahakine sana tatlı getiririm bende."

"Kahveye karşılık tatlı, hm? Güzel takas!"

Sarışın tabureden kalktı, Nami'yle vedalaştı. Ardından kahvesini de alıp dükkandan çıktı.

Mektup hâla aklını kurcalıyordu. Onca şey arasından dert etmemesi gereken tek şey o'ydu şuanlık. Fakat kendini merak etmekten alıkoyamıyordu.

Yine de başka bir mektup aldığında, artık kafasını karıştıran daha fazla şey vardı.

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Kısa oldu bayağı ama daha fazla bekletmemek için atıyorum 😔😔

İçime sinmedi de neyse 😔😔

425 Kelime

Şarkılar | OneShotSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin