09.12.2023
Küvette oturmuş, arada bir baloncuklar patlatıyordum. Jungkook maskesini düzeltiyor, onu görmeme izin vermiyordu. "Kookie, gel bana katıl!" diye seslendim.
"Şu anda olmaz bebeğim. Bir şeyi düzeltmeye çalışıyorum." Dedi.
Az sonra acı içinde tısladığını duydum. Kapıya baktım. "Kook?" "Şu anda olmaz dedim." Sesi normalde olduğundan daha karanlıktı. Aşağı bakmadan önce kapıya baktım. Kapı yavaşça açılmadan önce parmaklarımla oynadım. Ben utangaç bir şekilde dizlerimi göğsüme çekerken o bana baktı. İçini çekti ve soyunmaya başladı. Tamamen çıplak kaldığında küvete tırmandı. "Gel buraya."
Yavaşça ona doğru süründüm ve ona doğru sokuldum. Sırtımı göğsüne yasladım ve baloncukların bizi çevrelemesine izin verdim. Bir kıkırdama çıkarmadan önce bir baloncuk patlatmak için eğildi. Daha fazla baloncuk patlatmaya başladı. Sonra onun henüz 17 yaşında olduğunu hatırladım. Gülümsedim ve ona baktım.
"Eğleniyor musun?" diye sordum. Yine kıkırdadı. "Bunun ne kadar eğlenceli olduğunu unutmuşum." Baloncuklara merakla bakarken "Ne kadar eğlenceli olduğunu unutmuşum." dedi. Tekrar gülümsedim. "Biliyor musun, bazen benden daha genç olduğunu unutuyorum." Dedim. Bana doğru baktı. "Evet, ben de..."
"Yaşına göre çok olgun davranıyorsun." Dedim. Sonra yüzümü boynuna sakladım. "Ama ben senin bu yönünü seviyorum." Ona söyledim. Başını benimkine yasladığını hissettim. "Bu özelliğimden hoşlanıyor musun?" Diye sordu.
Gözlerimi kapatırken yavaşça başımı salladım. "Başka neyimden hoşlanıyorsun?" Bir dakika düşündüm. "Gülümsediğinde küçük bir tavşan gülümsemesine sahip olmanı seviyorum. Bu senin en sevdiğim özelliklerinden biri." Dedim. "Ayrıca baloncuklar gibi hoşuna giden bir şey bulduğunda gözlerinin şaşkınlıkla açılmasını da seviyorum. Bu gerçekten çok sevimli." Dedim.
Kıkırdadığını duydum. "Öyle mi?" Diye sordu. Elini tutmak için uzanmadan önce başımı salladım. Diğer eli saçlarımda gezinirken ben de parmaklarıyla oynamaya başladım. "Çok güzelsin." Fısıldadı. "Gerçekten değilim..." Sessizce söyledim. "Neden böyle düşünüyorsun?"
"Çirkin bir gülüşüm var, tombulum. Depresif bir pisliğim, intihara meyilliyim, vücudumun her yerinde yara izleri var." Parmaklarımı onunkilerle kenetlerken söyledim. "Hiç de öyle düşünmüyorum." Dedi. Başımı kaldırıp ona baktım. "Neden böyle düşünüyorsun?" diye sordum. Parmaklarını saçlarımda gezdirmeye devam etti. "Gülüşün eşsiz. Derin bir kahkaha ama yine de çok sevimli. Ve tombul değilsin. Sadece fit bir vücudun yok ve bu sorun değil. İyi görünmek için fit bir vücuda ihtiyacın yok."
"Depresyonuna, intihar düşüncelerine ve yara izlerine gelince, bunlar çok şey yaşadığını gösteriyor. Ama bu aynı zamanda güçlü olduğun anlamına da geliyor. Neredeyse her şeyle mücadele edebileceğin anlamına geliyor." dedi.
Bileğime baktı, her tarafına yara izleri dağılmıştı. "Bunlar senin güçlü olduğunu gösteriyor. Cesur olduğunu ve hiçbir şeyden korkmadığını gösteriyor." Dedi bana. Yavaşça başımı kaldırıp ona baktım. "Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?" diye sordum. Başını sallamadan önce eğilip bileklerimi öptü.
"Bunun doğru olduğunu biliyorum. Sadece seni buna inandırmam gerekiyor." Bana bakarken öyle dedi. Başımı sallamadan önce biraz aşağıya baktım. "Deneyeceğim." Sessizce söyledim. Boynumu öpmek için eğildi. "Sana bir şey sormak istiyorum, Jungkook."
Bana baktı. "Ne oldu?" diye sordu. İçimi çektim ve yavaşça doğrulup gözlerinin içine baktım. "Ben sana aşığım." Dedim. Bana bakarken gözleri büyüdü. "Ne?" diye sordu. Biraz aşağıya baktım. "Birkaç hafta önce Jimin'le bunun hakkında konuştum. Sana söylemem gerektiğini söyledi ama bu konuda pek mutlu değil. Ama umurumda değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
No escape/ Serial Killer | taekook (Türkçe Çeviri)
AçãoHer şey haberlerdeydi. 62 kişi kayboldu, sadece 12 kişi bulundu. Ama ölüydüler. Sadece bir tanesi polisin ne olduğunu anlamasına yetecek kadar uzun süre hayatta kaldı. Ona "Tavşan" diyorlar ve 23. yüzyılın en kötü seri katillerinden biri olduğu söyl...