8-Sana İnanmalımıyım?

89 13 1
                                    

Jungwon, Sunoo'nun o ani lafından sonra ağzını açamamıştı. Sunoo ise Jungwon'a sırıtıyordu. "Şaka değil Jungwon. Rüyadada değiliz."

"Ah, gözlerine bakınca ne kadar utandığını ve şaşırdığını anlıyorum." Dedi aşşağılıyıcı bir şekilde kırkırdarken.

"Şaka yapıyorsun."

"Öylemi gözüküyor? Sende gittikçe saflaşıyorsun he. İnanman için bir dahamı öpmem lazım?" Dedi yine Jungwon'un yüzüne doğru yaklaşmaya başlarken. "Gerek yok, gerek yok!" Dedi geri adım atarken.

"İnanmamak elde değil artık. Sana inanıyorum, Sunoo. Ama bunun için yanlış zamanı seçtin. Belki şuan olmasaydı, benimde sana karşı hislerim olurdu. Geç kaldın. Üzgünüm." Dedi Jungwon bodrumun kapısına ilerlerken. Sunoo, Jungwon'un bileğini tuttu ve gitmesini engelledi.

"Ne? Neyden bahsediyorsun?" Dedi Jungwon'a ciddi hir yüz ifadesiyle bakarken. "Düzgün anlat şunu." Jungwon yumruğunu sıktı.

"Anlamıyormusun?! Beni ölümüne zorbaladığın zamanlar sana aşıktım, seninle yakın olmak için herşeyi göz önüne almaya hazırdım. Ama sen. Sunoo. Beni aşşağılamaya devam ettin, hislerimi umursamadın ve beni herkesin önünde rezil ettin. Bana aynı bir oyuncak bebek gibi davrandın. Hepsini çabucak unutmana şaşıyorum. 1 yıl lise hayatımı cehenneme dönüştürdün. Beni duygusuz biri yapmayı sen başardın. Beni sen değiştirdin." Jungwon göz yaşlarını tutmaya çalışıyordu. Fakat nerdeyse imkansızdı. Sunoo yavaşca Jungwon'un bileğini bırakmaya başlamıştı.

"Özür dilerim." Dedi Sunoo yere bakarken. "O bir yıl benide çok değiştirdi, Jungwon. Ama şuan o halimden eser kalmadı. Ciddiyim. Çok özür dilerim" Jungwon'un gözlerine bakamıyordu.

"Hah, özür dilemenin eskiden yaşadığım herşeyi geçirceğinimi sanıyorsun? Tabii, özür dilemekten başka bir çaren yok. Keşke bana yaşattığın o kötü zamanları unutmakta özür dilemek kadar kolay olsaydı." Jungwon göz yaşlarını tutamamıştı ve bunu Sunoo'da fark etmişti. Sunoo iç çekti ve Jungwon'un hüngürce ağlayan figürüne yaklaştı. Ellerini Jungwon'un vücuduna sarmaya başladı.

"Jungwon..." Sunoo, Jungwon'a sıkıca sarılıydı. Kafasını Jungwon'un boynuna gömmüştü, bir yandanda sırtını yumuşakca ufalıyordu. "İstediğin kadar ağla. İçini dök. Çekinme. Ben her zaman yanında olacağım." Dedi Jungwon'un kulağına.

"Yalan atıyorsun, yine lise hayatımı mahvedeceksin!" Dedi bir yandanda ağlarken. Hiçkırarak ağlıyordu, sonu yokmuş gibi. "Bana hakaret et, yumruk at ama yeter ki sakinleş." Sunoo hala Jungwon'a sıkıca sarılıydı.

Geri çekildi ve Jungwon'un gözlerinin içine baktı. Sunoo, Jungwon'un gözlerinin içine baktığı anda anladı. Ne kadar acı çektirdiğini. Ne kadar acımasız biri olduğunu. Sweatshirt'ünün koluyla Jungwon'un bir türlü dinmeyen göz yaşlarını silmeye başladı. "Kendime acıyorum" dedi kendi kendine fısıldayarak. "Geçti Jungwon. Ağlamana dayanamıyorum. Beni öldüreceksin bu halinle." Dedi hala Jungwon'un göz yaşlarını silerken.

Jungwon yutkundu ve Sunoo'ya baktı. "Beni düşünesinmi geldi? Onca yıl sonra, beni fark edesinmi geldi?"

"Ben seni düşünüyorum. Fazla. Seni mutlu etmek için elimden geleninin en iyisini yapmaya çalıştım. Yeter ki sana ne kadar çok değer verdiğimi anla diye. Eskiden yaptıklarımdan dolayı bin pişmanım. İçindeki acıları telafi etmek için ne olursa olsun yapmaya her an, her zaman hazırım." Dedi Jungwon'un gözlerinin içine yumuşak bir şekilde bakarak. Güvende hissetmesini sağlamak için elinden gelenini yapıyordu.

Jungwon, Sunoo'ya çok zarif bir şekilde bakıyordu. "Sana inanmalımıyım?" Dedi endişeli bir şekilde. "Bana inanman için her neyse yapmaya hazırım." Dedi Jungwon'a yumuşakça gülerken. İşte o gülüş. Jungwon'u Sunoo'ya aşık eden o gülüştü. Jungwon yutkundu. Hayatını zamanında mahveden biri şuan ona bütün hayatını adayacakmış gibi bir haldeydi.

"Tamam." Dedi sakince. Göz yaşlarını sildi ve tekrar Sunoo'ya baktı. Sunoo, Jungwon'un o sakinleşmiş ses tonunu duyunca mutlu oldu. "Kendime güvendirdimmi sonunda?" Dedi mutlu bir ses tonuyla. Jungwon kafasını salladı. "Az olsada... Evet."

Sunoo Jungwon'a aniden sarıldı. Jungwon artık Sunoo'nun bu haline alışmıştı. O yüzden bir şey yapmıyor veya demiyordu. Sunoo iki dakika boyunca Jungwon'a yapışmış bir şekilde sarılmıştı. "Kokum içinmi sarılıyorsun sen? Sanki beni içine çekiyormuş gibi kokluyorsunda." Dedi Sunoo'yu kendinden ayırmaya çalışırken.

"Yakalandım herhalde. Sana sarılınca hem kendimi huzur içinde hissediyorum. Biraz da güzel kokuyorsun, ondan." Derken hala sarılıyordu.

Ve sonunda sarılmayı kesip Jungwon'a baktı. "Ha bide, sen hüngür hüngür ağlarken ben telefonuna kendimi kaydettim. Haberin olsun diye dedim." dedi ve sırıttı.

...

Sunooshine
Eve vardınmı?

Catwon
Yoldayım. Daha varmadım.

Sunooshine
Eve gidince bana haber
ver ;)))

Catwon
Tamam.

Sunooshine
Seni seviyorum. Dikkat et.
Catwon mesajınıza "❤" ifadesini
bıraktı.

...

Jungwon eve vardığı gibi odasına gitti ve çantasını bir kenara atıp yatağına oturdu. Derin bir nefes aldı ve bugün olan anormallikleri düşündü.
Jungwon titreyen telefonunu fark edince eline aldı ve akrana baktı.

"Sunoo..."

Sunoo, Jungwon'u sesli arıyordu. Boğazını temizledi ve cevap verdi.

"Ne istiyorsun." Dedi sakince.

"Neden eve varınca bana mesaj atmadın?"

"Unuttum. Ve yeni vardım daha."

"Anladım. Mesaj atıcaktın yani."

"Evet. Diyeceklerin bu kadarsa görüşürüz."

"Bekle bekle!"

Jungwon iç çekti.

"Ne."

"Bugün dediklerinde ciddimiydin?"

Jungwon bir anlığına duraksadı ve cevap verdi.

"Sence?" Dedi katı bir tonla.

"Yani, ciddiydin."

"Bunu anlamayacak kadar aptal olmaman lazım."

Sunoo, Jungwon'un bu konuşma stiline güldü.

"Vay be, senden telefonla konuşunca bile korkuyorum. Neyse, yarın okulda görüşürüz Jungwon. Seni seviyorum."

"Görüşürüz, Sunoo."

Dedi ve aramayı sonlandırdı.

Sunoo POV:

Jungwon telefonu kapattığı anda olduğum yerde çırpınmaya başlamıştım. Tanrım. Herşeyiyle çok tatlı ve eşsiz bir çocuk.

"Jungwon'la konuştun, belli." Wooyoung'un yanımda sesini duydum ve ona baktım, ağzında sigara vardı. "Ah, evet. Fazla belli ettim sanki." Dedim alaycı bir şekilde.

Omzumda bir kol hissettim ve soluma baktım. "Jungwon'da ne buluyorsun? Sessiz ve sıkıcı bir çocuk. Gözleri derslerden başka bir şeyi görmüyor." Dedi sırıtarak. Ah, Jiwoong. Sen ne anlarsın benim Jungwon'umun çekiciliğinden? Jiwoong'un kolunu omzumdan çektim.

"Hahah, sen anlamazsın. Benim Jungwon'um her ne yaparsa yapsın beni etkilemeyi başarıyor." Derken duvara yaslandım. "Aramızda kimsenin anlamayacağı bir bağ var." Dedim ve telefonumdaki fotoğrafına baktım.

"Çok garip bir bağ. Sadece onunla benim aramda. Beni bakışıyla bile sarhoş edebiliyor."


_______
🎀

Sadece Onun Gözleri °-Sunwon-°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin