Cama değen yağmur damlacıklarının sesiyle yavaşça gözlerimi açtım nerdeydim ben burası neresiydi! Yoksa o p!ç selin beni kaçırmış mıydı! Saçmalama derya... benim gözlerim evde gezinirken koridorda tanıdık bir yüzle karşılaştım tabi yaaa bora.. kriz geçirdikten sonra beni sakinleştirmişti hatta bir arabaya binmiştik muhtemelen burası onun eviydi
"Günaydın" dedi bora samimi bir gülüşle
"Noldu bana..." "iyisin iyisin merak etme daha iyi olucaksın" dedi benim karşıma oturarak hafif çekik ela gözleri onu çok çekice yapıyordu hele o sırıtışş ahh kahretsin o çok çekici!
"Benim evimdeyiz korkma"
".........."
34
"Sana sormadan hastaneye gitmek istemedim aileni strese sokmak istemesin diye düşündüm"
Hiç birşey demedim ani rahatsızlık ile boğazımı temizleyip boranın gözlerinde olan bakışlarımı yere çevirdim en az 2 dakika öylece sustuk sonra bora belliki sessizliğe dayanamayıp konuşmaya başladı "istersen gidelim hastaneye "
"....."
"Derya?"
"Hı? Pardon dalmışım gerek yok"
"Peki ısrar yok... acıkmışsındır herhalde dünden mantı kalmıştı sofraya koydum gel"
"Gerek yok aç değilim... ben artık yurda gideyim"
35
Kalkmamla birlikte yere yapışıyordum ki bora beni tuttu halsizlikten başım dönmüştü
"Yavaş..."
Yutkundum aramızda sadece birkaç santim vardı ve öyle bir bakıyordu ki... ıhım ıhım neyse uzatmadan kollarından ayrıldım
"En azından bir yemek ye çok halsizsin haydi"
Allahınm ona hayır demek imkansızdı öyle bir bakıyordu ki...
"Peki ama yemekten sonra yurda gidicem..."
"Anlaştık" dedi sırıtarak
Masaya oturdum güzel mantı kokusu tüm evi sarmıştı şükür sonunda midemden güzel bişey geçecekti
yemeğe başlamadan önce teşekkür ettim
"Teşekkürler"
"Ne için"
"Herşey için.. tabi yemek için de"
"Rica ederim"
36
Yemeğimden birkaç kaşık alıp konuşmaya başladım
"Ahçı olduğunu bilmiyordum doğrusu " dedim sevecen bir gülüşle
O da gülüp yanıtladı "ben yapmadım annem yaptı ama yinede bende iyi yaparım annemden öğrendim bişeyler"
Buruk bir sırıtışla burnumdan güldüm
"Ya sen iyi yemek yapar mısın"
Eski anılarım aklıma geldi bir an
"Anne bir kere sen yapsan yemek yoruldum.."
"Kız derya baştan yap bu ne büçim yemek"
"Bir daha yap"
"Bir daha..."
"Bir daha..."
"Bir daha..."
"Bir daha..."
"Bir daha..."
Kafamda çınlayan seslerle yüzümü buruşturdum
"Derya! İyi misin"
Bora koluma dokundu o an gerçek dünyaya döndüm ve sesler kesildi
"İ iyiyim..."
37
"Al su iç"
Su içtikten sonra kendime geldim ve sorusunu yanıtladım
"Ben pek yapmam yapamam yani güzel..."
"Olsun ben sana öğretirim... mesela hiç soya soslu tavuk yaptın mı yada sever misin"
"Yani.. hiç yemedim"
"Nasıl ya!?" Dedi şaşkınlıkla
"O zaman yarın bana gel sana yapmayı öğretiyim"
"Olmaz" dedim gelemezdim onu kırmakta istemiyordum ama yemek yapmak bana güzel şeyleri çağrıştırmıyordu
"Neden"
"Yarın müsait değilim okulda fazla kalıp fazla çalışıcam sonuçta mezuniyete 1 seneden az kaldı"
"O zaman 2 gün sonra" ona mutsuz bir bakış atıp başımı olmusuzluk olarak iki yana salladım
38
"Hadi ama derya... sen benim tek samimi arkadaşımsın işten sonra çok sıkılmış oluyorum yapıcak birşey bulamıyorum lütfen"
Öyle tatlı baktı ki lanet olsun yine hayır diyemedim
"Peki 2 gün sonra saat 17:00 da senin evindd görüşürüz"
"Anlaştık"
Yemeğin kalanında pek konuşmadık sadece sonlara doğru bora bana çekingen bakışlar atıyordu belli ki birşeyler sormak istiyordu ama çekiniyordu
"Ne istersen söyle çekinme "
"Neden böylesin.."
"Nasılım?" Dedim anlamazlıktan gelerek
"Daha önce de böyle oldun mu"
"Arada sırada oluyor böyle merak etme önemli değildir"
"Önemli değil midir? Derya sen farkında mısın panik atak geçirdin"
"Evet ama.."
39
"Bak benim tanıdık bir piskolok arkadaşım var ona git konuş onunla kurtul bu ataklardan"
"Gerek yok böyle iyiyim ben.."
"Sadece bir seans... rahatsız olursan bidaha gitmezsin eğer beğenirsen de devam edersin hadi yapma kendine bunu"
"Sadece 1 seans"
"Tamam yarın gidiyoruz o zaman"
"Ama-"
"Hiç itiraz etme biliyorum yarın işin olmadığını"
"Nasıl!?"
"Hissedebiliyorum"
Dalga geçer gibi gülüp konuşmaya başladım
"Keşke sende arkadaşın gibi piskolok olsaydın maşallah her şeyi anlıyorsun "
"Ee o da benim yeteneğim..."
Biraz daha sesizce oturduk ve 5 dk sonra bora konuşmaya başladı
"Bu yanıklar... neden"
"Boşver..."
40
Hiç beklemediğim bir anda elimi sıkıca tuttu ve sevecenlikle baktı
"Hadi anlat bana o bağlı olduğun zincirlerden söküp kurtarayım seni derya..."
Boğazımı temizledim ve konuşmaya başladım garip bir şekilde ona güveniyordum
"Babam.. bana iyi davranmazdı"
Bu sefer eli boynumdaki yanığa gitti okşadı yaramı
Buruk bir gülüşle konuşmaya başladım
"Ne o doktor bey ilaç mı vericeksiniz yoksa.."
"İlaç vermicrm ilacının ta kendisi olucam derya gör bak..."
"Benim için kendini hırpalama boşver alışığım ben..."
"Senin için uğraşıcam.. peki ya babanla annenle hala konuşuyor musun"
"Hayır.. aslında 18 olur olmaz burada üniversite kazandığımı öğrendim o gece gizlice evden kaçıp istanbula geldim yani"
"Yani 1 yıldır buradasın"
41
"Hıhı"
Dakikalar geçti... geçti... geçti... onun eli elimde huzurluyum ikimizde birbirimize bakıyoruz.. ama her güzel şeyin bir sonu vardır diyerekten bu sessizliği bozdum
"Ben artık gidiyim geç olmuş uykum da geldi"
"Tamam ben bırakayım"
"Gerek yok"
"Zaten bende orada bir yere uğricam seni de bırakırım işte"
Bizim okulda ne yapabilir di ki.. neyse derya sus
"E iyi o zaman saol"
Yol boyunca hiç konuşmadık geldiğimizde vedalaştım o idareye gitti ben ise odama acaba idarede naptı.. sus derya sana ne! Ihım ıhım bende odama çıkar çıkmaz sıcak bir duş alıp rahatladım ve yatağıma uzandım konuştuklarımızı düşündüm kim bilir belki de bora gerçekten bana iyi gelicekti...
42
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prof. Dr. Derya GEDİZ
RomanceKötü bir geçmişi olan tek dileği doktor olup aile evinden kurtulmak olan derya'nın hikayesi "Üzülme derya ölmek bazen yaşamaktan daha iyidir çünkü ölüm acıların üzerini kapatır.."