(11)

1 0 0
                                    

"Bir olmayı becerdik, biz olmaya beceremedik.." (Lia Shine/ Aden P2)
telefonumdan son ses çalan şarkıya bağırarak ve ağlayarak eşlik ediyordum hotel sakinleri beni şikayet etmese iyiydi ben hemen olanları özetleyim hastaneyi terk ettikten sonra 1 saat boyunca yağmurun altında sokakta oturup ağlamıştım sonra yurda gitmek istemedim ve uygun fiyatlı bir hotele 1 geceleğine gittim
Herşey normal giderken ben hüngür hüngür ağlarken bir anda kapı çaldı hıçkırarak kapıya yaklaştım bu oydu polisim diyen çocuk dış
                                   86
görünüşümü umursamadan kapıyı açtım
"Ne vardı"
"Sen deryasın değil mi"
Onaylar şekilde başımı salladım
"Cüzdanını düşürmüşsün arayıp arayıp en sonunda buldum seni"
Cüzdanımı uzattı bende hemen aldım 2 saniye bıyunca boş boş bakıştık
"Ee içeri davet etmiyecek misin"
"Ha- he yani gel tabi"
Off şimdi birde bu çıktı ne güzel ağlayarak şarkı söylüyordum adamı içeri aldıktan sonra telefonumun sesini biraz kıstım kanepeye
                                    87
yanına oturduktan sonra konuşmaya başladı
"Yaraların kötüye gidiyor gibi bir doktora görünsen iyi olur"
"Geçer birkaç güne gerek yok"
"Acıyor değil mi"
"Hangisi kalbimdeki yara mı kaşımdaki yara mı eğer kaşımsa acımıyor eğer kalbimse herşeyden her yaradan çok acıyor"
"Kim üzdü seni"
O sırada telefınumdan gelen şarkı sesiyle acıyla sırıttım
"Durup baktım göz ucuyla başka biri vardı yanında" (Kaan Boşnak/Benimle Kayboldun)
                                   88
"Anladım sanırım..."
"Aldatıldım"
"Anlatabilir misin tabi bir dert ortağına ihtiyacın varsa"
"Okul arkadaşımla aldatmış sanırım bana bir fotoğraf gösterdi"
"Peki onunla konuştun mu belki doğru değildir"
"Hayır.. konuşmadım konuşmalı mıydım"
"Bence konuşmalıydın tabi sen nasıl mutlu olursan"
Kafamı yukarı kaldırıp derin bir iç çektim
"Ee ben gidiyim tekrardan tanıştığıma
                                    89
memnun oldum ha bu arada bir dert ortağı istersen beni unutma.."
Elime bir kağıt tutuşturup odamdan çıktı kağıtta numarası vardı birde ismi yazıyordu
Murat... güzel isim
Hemen telefon numarasını kaydettim sonra biraz toparlanma amacıyla duşa girdim ve yaralarımı bantladım sonra da yorgun düşüp uyuya kaldım fakat bu uykum pek huzurlu değildi sürekli aynı kabusu görüyordum
"Üzülme derya ölmek bazen yaşamaktan daha iyidir çünkü ölüm acıların üzerini kapatır.." kafamda sürekli bu söz vardı. Saat 4:30
                                       90
olduğunda daha fazla uyuyamayacağımı anlayıp kendime bir kahve yaptım ve apartman manzaralı balkona oturdum biraz düşündüm.. babamın söylediğine inanmayacaktım ölmek yaşamaktan daha iyi değildir acıların üstünü kapatmaz sadece acıyı hafifletir eğer acının geçmesini istiyorsak yaşayıp yüzleşmeliyiz yaşamaktan kastım sadece nefes almak değil mutlulukla yaşama hissiyle nefes almak bunu o kurşun bedenime girdiği an anlamıştım zaten. Bu yüzden gerçek anlamda yaşayacağım derslerime odaklanıcağım sadece 5 ay kaldı mezuniyete çok çalışmam lazım. Peki bora ne
                                        91
olacaktı öylece biticek miydi herşey hiç dinlemiyecek miydim onu daha karar vermek için erken. Telefonumu açıp arayanlara baktım sadece bora şaşmadım...
"Bora kişisinden 58 cevapsız çağrı, 8 mesaj"
Merakla mesajlarına girdim ve tek tek hepsini okudum
"Derya bak lütfen beni dinle"
"Bak herşeyi anlatmama izin ver lütfen"
"Bak bana kızgın olduğunu biliyorum ama lütfen bir dinle"
"20 kere aradım nolur bak telefonuna"
                                      92
"Yurda baktım yoktun neredesin sen!"
"BAK BENİ KORKUTMAYA BAŞLIYORSUN BAK ARTIK ŞU TELEFONUNA DERYA!"
"Bak selinle konuştum herşeyi anlatıcak sana çok pişman nolursun gönderdiğim konuma yarın 13:00 da gel"
"Konum..."
Mesajlar mavi tik olduğu an bıra sanki telefonun başındaymış gibi yazmaya başladı
"Güzelim.. gördün nolur cevap ver"
Tek bir cevap yazdım artık kararlıydım
                                     93
"Gönderdiğin konuma yarın geliyorum seni affetiğimi sakın düşünme sadece dinleyeceğim"
"Tamam bekliyorum... sen iyisin değil mi?"
Cevap vermedim uzun süre telefona öfkeyle baktım gerçekten nasıl olduğumu mu soruyordu
"Özür dilerim düşünemedim cevap vermemekte haklısın umarım iyisindir yarın görüşrüz ve iyi geceler..."
Hiçbir cevap yazmadan telefonumu kapattım
kahvemi bitirip derin bir nefes aldım sonunda içim biraz da olsa rahatlamış gibiydi kafamdaki en büyük soruyu cevaplamıştım artık biraz da olsa uyuyabilirdim yatağa kendimi attıktan yaklaşık yarım saat sonra uyudum tabi ara sıra hafif kabuslar görüp uyanmıştım...
                                           94

Prof. Dr. Derya GEDİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin