yine o gecelerden biriydi yine gelmemesi için yalvar yakar ağladığım ama geleceğini bildiğim o gece..
odam'da pusulmuş annemin bağırışları ve babamın anneme büyük nefretle uyguladığı şiddetini duyup şahit oluyordum
babamın eli annemin bedenine değdikce çığlıkları artıyordu.
o aşina olduğum çığlıklar..
gecelerime karanlık katan çığlıklar.
dort duvar arasında işkencelerini ezberlediğim o dur durmak bilmez acılar.
küçük bir kız çocuğuyken yetişip serpilen bir kızın döngüsüne kadar çamura değil acıya batmış bir kadınım ben.yaşadığım bunca şey yaşadığımız bunca eziyet asla son bulmayacak gibiydi.
kalbimin her gün deli gibi atması yerine dursun istedim.
benim kalbim yok olsun istedim.
belki o zaman bu acı bu keder biraz diner bu harlı harlı yanan alev diner diye her gün umut kırıntısı aradık çaresizce.
bu kor alev her gün gecemizi sarıp harlı bir yangına dönüşüp bizi içinde küle çeviriyordu.
ve biz sabah külerimizden acıyla doğup tekrar her gece kül zerresine dönüşüyorduk.annem ve benim için ölüm sadece bir adım ötedeydi.
ruhsuzca duvara bakmaktan başka çarem yoktu.
ona engel olmak mümkün değildi söylediğim tek kelime anneme misliye dönüyordü.
ve bende payımı alıyordum fakat bunu istiyordum beni kırıp döksün ağzım burnum kanla dolsun kemiklerim
kırılsın ben biteyim..olsun yeter ki olan bana olsun.
ama annemin saçına dahi zarar gelmesin isterken
babamın annemin saçlarını sürümesi canımı acıtıyor..tam 23 yıl bu şekilde yaşayıp büyüdüm
kahkaha sesleri duymadım kulaklarıma dolan ses çığlık'tı
gördüğüm şey mutluluk olmadı
hüzüntû açtı bana kapılarını
güzel söz işitmedim küfürler duydum.
gülmedi yüzüm kan ağlayan gözümdü.
annem Örmedi saçlarımı babam yoldu
annemin babamın didişmesine sırıtmak yerine
hastane koridorlarında zırladım.
evin ıssız köşelerinde kahroldum.
her gece acı uğradı bıkmadan usanmadan.
kovdum!her gece bıkmadan usanmadan.
gitmedi yapıştı bu leke
ölümü bekler olduk saniylerimiz senelere döndü
gece olmaması için dualar ettik.
o kapı kilidinin açılmaması için
evin içinde saklambaç oynadık
olmadı olmadı hep yaralandık her tarafımız kan evimiz'de ki çiçekleri kanıyla sular oldu annem.
dışarısı nedir bilmeden dört duvar arasında yaşamaya çalışmaktı bizim hayatımız
ve biz her gün o canavara yakalanıyoruz..
ölüyoruz anne..annemin bağırışları o kadar artı ki elimle kulaklarımı kapatım duymak istemiyorum duymak istemiyorum
hayır hayır..
gidersem daha fazla çığlık duyacağım
daha fazla kanı akacak.
dayan kurban olayım dayan bitecek...
az kaldı yorulacak evet bitecek.
bu ızdırap gidecek az kaldı.
babam olacak o adam annemi düşmanıymış gibi dövüp çekip giderdi her gece tekrarlanır'dı bu kısır döngü.
nerdey'se yarım saatir odada'lar
vebitecek az kaldı.
ben yine annemin yanına gidip yaralarını saracağım ve biz yine birbimize Bakarak herşeyi sil baştan yapacağız.ayağa kalkıp odada bir oraya bir buraya dönmeye başladım.
içimdeki sızıntıyı durdurmaya çalışıyordum ama olmuyordu.
annemin acı ceken görüntüsü geliyordu gozlerimin önüne
kalbim acıyordu boğazımdaki büyük yumru ile duramıyordum
içimdeki korku her saniye büyüyordu
babam bu sefer durmuyor her zaman böyle olmuyordu.
farklı giden şeyler vardı.
içimi kötü hissler ele geçirmişti bille
şuana kadar gitmiş olmalıydı küfürler saydırarak.
lanet olası adam gitmiş olmalıydı.
neden? hala burda neden?anneme hala eziyet ediyor.
bizi hala yakıp geçiyordu.
neydi bu düşmanlık neydi bu annemin yaşadıkları yetmiyor muydu yetmiyor mu yaşadığımız acı ruhumuz ölmüştü bedenimizin ayakta durması mı onu sinir ediyordu? yetmedi mi bitmedi?