Kendiliğinden yavaş yavaş uyanırken gözlerini hafifçe araladı. Işığa alışmak için gözlerini kırpıştırdı. Kulağının altında atan bir kalbin sesini fark etti önce daha sonraysa beline sarılı bir ağırlığı.
Kafasını kaldırdı fakat bunu yaptığında başının zonklaması yüzünü buruşturmasına sebep oldu. Bu devam ederken gözlerini açıp düzenli atan kalbin sahibine baktı ve yüzünde bir tebessüm oluştu.
Dün gece neler olduğunu anımsadığında ise yanaklarının kızarmasına engel olamadı. Ona yaptığı teklifi hatırladı ve utançla gözlerini kaçırdı üzerinde yattığı bedenden. O an sarhoşta olsa rezil hissetmişti. Yaptığı teklifte samimiydi ama yapmaya asla cesareti olmayacağını da biliyordu.
Ama yine de Taehyun'a baktığında gülümsemesine bir türlü engel olamıyordu. Her ne kadar gece uykuya daldıklarında pozisyonları bu şekilde olmasa da hoşuna gitmemiş değildi. Kendisinin uyuma sorunu yoktu fakat bu seferki uykusunda her zamankinden daha huzurlu hissetmişti. Taehyun'un da iyi uyuyabilmiş olmasını umdu ve hareket edip onu rahatsız etmek istemeyerek yataktan kalktı.
Banyoda işlerini halledip mutfağa geçtiğinde aklında önceki gün neler olduğu vardı. Taehyun ile değişik bir tanışma anı ve akşamında tuhaf bir samimiyet kurmaları... Evet, hep Taehyun'la nasıl bir karşılaşma yaşayacaklarını ve onun nasıl göründüğünü merak etmişti. Sonunda onu görmüştü peki ne düşünüyordu?
Karşılaşmaları kesinlikle ama kesinlikle beklemediği ve asla hayal etmediği şekilde gerçekleşmişti. Bunu düşününce güne başladığından beri Taehyun sayesinde kaçıncı gülüşü olduğunu sayamadığı şekilde gülümsemişti. Elinde olmadan gülümsüyordu ve bunu tutamıyordu.
Şuncacık sürede Taehyun onda gerçekten bir etki bırakmıştı. Mesela yüzünün nasıl olduğunu kafasında tasarlamıştı ve o bundan daha iyi bir görünüme sahipti.
Yüzü olsun bedeni olsun onda büyük bir etki bırakmıştı ve şimdi bunu tekrar aklına getirdiğinde kızarmadan edemedi. Yunan tanrılarından birinin oğlu olsaydı o Taehyun olurdu diye düşünmeye başlamıştı.
Tüm bunları düşünürken bir yandan kahvaltıyı hazırlıyordu Beomgyu. Fakat Taehyun'u kaldırıp kaldırmamak arasında kalmıştı. O güzelce uyuyorken uykusunu bölmek istemedi. Ama onunla görüşmeden evden ayrılmakta istemedi. Sanki öyle olursa bir gün öncesindeki gibi yani hiç karşılaşmadıkları günlere geri dönerlermiş gibi hissetmişti.
O bu düşüncelerle önündeki masaya bakakalmışken ensesinde hissettiği nefes ve sırtına değmek üzere olan birinin varlığını hissedince heyecanlanmıştı. Onun Taehyun'dan başkası olamayacağını fark ettiğinde ise karnında bir şeyler uçuştuğunu hissetti ve kalbinin atışının hızlanışına şahit oldu.
"Günaydın." Taehyun'un konuşmasıyla arkasına döndü ve sanki tüm sabah gülümsememiş gibu gülümsemeyi unutmuş bir yüz ifadesiyle ona dönmüştü. Taehyun onun bu haline tebessüm ederek Beomgyu'nun gözlerine gelen saçları tek parmağıyla geri atarak onun yutkunmasına sebep olduktan sonra biraz daha Beomgyu'nun üzerine eğilerek ellerini iki yandan masaya yasladı.
Şimdi kollarının arasında kalan Beomgyu'nun bu tatlı gerginliğini fark ettiğinde kendi içindekilere hakim olmaya çalışıyordu Taehyun. Beomgyu'ya bu şekilde yaklaşmadan önce çok düşünmüştü, onu rahatsız etmek istemedi ama rahatsız olup olmayacağını denemeden de bilemezdi. En azından sormak yerine bunu yaşamak istedi.
Beomgyu'nun verdiği ufak tepkiler heyecanını temsil ediyordu ve bu Taehyun'un hoşuna gitmişti. "Sanırım meraklı kedimizi dün akşamda bıraktık, şu anki dilini yutmuş gibi görünüyorda."
Taehyun, Beomgyu'nun kulağına fısıldarcasına söylediğinde kulağına değen sıcak nefes ile içi giden Beomgyu bu kelimeleri anlamaya çalıştı ve anlamadığını yüz ifadesiyle belli etmişti.
"Dudakların..." Taehyun geri çekildiğinde gözleriyle Beomgyu'nun pembe dudaklarını işaret etti. Beomgyu bu hareketle neye uğradığını şaşırırken dün akşam ne yapmış olabileceğini düşündü.
Taehyun Beomgyu'nun dudaklarına yaklaşırken Beomgyu gözlerini istemsizce kapattı. Fakat Taehyun geri çekildi ve parmaklarını dokundurdu sadece o pembeliklere. "Onlar da çok yumuşakmış." Demişti önceki geceye atıfta bulunarak ve ellerini masadan ayırarak sandalyenin tekine oturmuştu.
Beomgyu şokla gözlerini açtığında saniyeler önce yaşadığı şeyi ve düştüğü rezil durumu düşündü. Ne olup ne bittiğini kavrayamadı. Neden gözlerini kapatmıştı ki? Gerçekten Taehyun'la öpüşmeyi mi beklemişti? Yüzü kızarmaktan morarmaya dönerken hala ayakta aynı noktaya bakıp duruyordu.
"Daha ne kadar dikileceksin orada, hadi yiyelim." Taehyun ona seslendiğinde kafasını hızla iki yana salladı kendine gelebilmek umuduyla. "Ah, ta-tabii."
Kekeleyerek konuştuğunda daha da rezil olduğunu düşündü ve içinden kendine lanetler etmeye başladı. Kısa bir sürede nasıl bu kadar çok utanç duymuştu kendinden, anlam veremiyordu.
"Haftasonu için bir planın var mı?"
.
.
.
.Dararam #taegyu da 4 olmuşuz oha diğer shiplerde girmiştim ilk 5e ama taegyu da galiba ilk kez oluyor ay sevindim sjxkaplxpdod
Aman neysem zaten düşer yakında sıralama
(Niye okunuyor bilmiyorum bana sıkıcı geldi fic diğer ficlerime göre)Bu ficimi emojilerle anlatsaydınız nasıl olurdu?
YA DA
Fici okurkenki duygularınızı emojilerle anlatsanız nasıl olur?
Winnie kaçar ADİOS
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Housemate || taegyu
FanfictionNe tür bir ev arkadaşın var senin, bana onu hiç görmediğini söyledin? ... [düzyazı] 280923 - 301223