"Hafta sonu için bir planın var mı?"
Taehyun Beomgyu'yu, grubuyla çaldığı bir geceye davet etti. Beomgyu'nun da merak ettiğini biliyordu ve kendisi de ona nasıl çaldığını göstermek istiyordu. Bu yüzden hafta sonu için anlaşmışlardı. İkisi de bunun için heyecanlıydı ve Beomgyu Taehyun'u izlemek, Taehyun ise Beomgyu'nun tepkisini görmek için can atıyordu.
Hafta sonu olana kadar sanki saatler özellikle yavaş geçiyor gibi hisseden ikili o gün geldiğinde heyecanla evden birlikte ayrılmışlardı. Mekana geldiklerinde vakit sahneye çıkmak için henüz erken olduğundan Taehyun etrafı gösteriyordu meraklı oğlana.
Basit ve gösterişten uzak bir yerdi ama Beomgyu tüm merakıyla gezdiriyordu gözlerini etrafta. Özellikle Taehyun'un çıkacağı o sahneyi gördüğünde içi kıpır kıpır olmuştu. Taehyun'la yüz yüze tanışmadan önce de hep merak ediyordu. Odasında gördüğü enstrümanlar ve nota kağıtları merakının başlangıcıydı. Duyacağı seslerden çok Taehyun'un o sesleri nasıl oluşturduğunu ve oluştururken kafasından neler geçtiğini ve öncelikli olarak Taehyun'un şarkı söylerkenki sesini merak ediyordu.
Evet, şimdi tanışıyorlardı belki fakat birbirlerini tam olarak bilmiyorlardı. Bu sebeple Beomgyu Taehyun'u daha yakında tanıyabilecek olmanın mutluluğu ile gülümsedi onu sahne arkasında götüren Taehyun'un peşinden ilerledi.
Onun grubuyla zaten tanışmıştı içtikleri gece bu yüzden onlara samimi bir selam vermişti yanlarına geldiklerinde. Aynı samimiyetle onlardan da bir selam aldığında ne yaptıklarını inceliyordu. Pek anlayabildiğini söyleyemezdi fakat tahmini üzerine çalma performanslarını arttıracak şeyler yaptıklarını söyleyebilirdi.
Taehyun kendi gitarını almaya gideceğini söyleyerek bir süreliğine yanından ayrılırken Beomgyu küçük odayı gezinmeye başladı. Bakınacak çok bir şeyi olmayınca da yakınında bulunan küçük kanepeye oturmuş gruptaki diğerlerini izlemeye devam etmişti.
İçeriye bir kişi daha girince gözleri kapıya kaymıştı. Ardından Soobin'de onunla girip geç kaldığı için onu azarlıyor ve ondan bıktığı gibi şeyler söylenerek kendi hazırlığına başlamıştı. Arkadaşı Soobin'in bu hali Beomgyu'ya komik gelince kıkırdamadan edememişti. Bu kıkırtıyı tek fark edense Soobin'in söylenmelerine göz deviren Yeonjun'du.
Yeonjun'un kendine doğru geldiğini fark eden Beomgyu gerilmiş hissetmiş oturduğu yerde dikleşmişti. Yeonjun yanına oturduğunda yüzüne bir gülümse kondurmuştu. Onunla ilk kez böyle yakındılar, gerilmesi normaldi. Birbirlerinin isimlerini öğrenmekten başka bir konuşmaları olmamıştı. Fakat Yeonjun rahattı, sanki uzun zamandır tanışıyorlarmış gibi duruyordu.
"Selam." Yeonjun'un konuşmasıyla oturduğu kanepeye yayılması bir oldu. Kolunu Beomgyu'nun arkasına, koltuğun üzerine yasladı ve Beomgyu'ya bakmayı sürdürdü. Beomgyu çekingence gülümsemiş ve o da selam vermişti.
"Yanımda rahat ol." Diyerek elini Beomgyu'nun saçlarından geçirdi ve biraz karıştırdı. "İçtiğimiz geceki kadar rahat olman tercihim." Elini çektikten sonra sırıtmıştı. Beomgyu ilk denilene minik bir gülümseme verip kafasını sallamıştı fakat Yeonjun'un devam ettirdiği cümlesi ile gözleri büyümüştü. Kim olsa anlardı bir ima bulundurduğunu fakat o gece ne olduğunu hatırlamayan Beomgyu için bu daha büyük bir şeydi.
"Ben nasıldım ki? Lütfen yanlış bir davranış yapmadığımı söyle." Utançla gözlerini kapatmış ve elini alnına vurmuştu. "Hey sakin, yanlış bir şey yapmadın. Yani en azından hoşuma gittiğini bile söyleyebilirim." Yeonjun biraz daha yaklaşmış ve sırıtmıştı hınzırca. Beomgyu yanaklarının kızardığını hissederken Yeonjun'dan başka her yere bakmaya başlamıştı.
"Ah şey..." Beomgyu ne diyeceğini bilemezken Yeonjun ile yüzleri arasındaki fark azalıyordu ve odada kimse kalmamış olması Beomgyu'yu daha çok germişti. "Ne yaptığını merak ediyor musun?" Yeonjun tekrar konuştuğunda Beomgyu usulca kafasını salladı.
Yeonjun'un gözleri Beomgyu'nun dudaklarına kaydığında Beomgyu bunu fark etti ve gözleri kocaman açıldı. Yeonjun işaret parmağını Beomgyu'nun dudaklarına bastırdı ve gülümsedi. Beomgyu bunu gerçekten yapmamış olmayı dilerken hareketsiz bir şekilde ne olacağını bekliyordu.
"Dudaklarımın oldukça yumuşak olduğunu söyledin." Yeonjun parmağını geri çektiğinde olduğu pozisyonu bozmamıştı. Beomgyu bunu söylememiş olmayı dilerken aklına dolan anılar bununla birlikte tanıdık gelmişti. Taehyun... O da böyle demişti ona. Yani bu gerçekten de yaşanmış mıydı? Hem de Taehyun'un gözü önünde?!
Beomgyu o an yaptığı utanç verici şeyden çok bunu Taehyun'un da görmüş olmasına lanet etmişti neden olduğunu bilmediği huzursuz bir duyguyla. Dediğinden büyük utanç duyarken Yeonjun seslice gülmüş ve ona domates gibi kızardığını söylemişti. "Rahatla, utanç duymana gerek yok, oldukça tatlıydın."
Tüm bunlar üzerine Beomgyu yerin dibine girmiş gibi hissetmiş ve kendini bir kaşık suda boğmak istedi. Hızlı hızlı nefes almaya başladığında bunu fark eden Yeonjun'un yüzü endişeli bir hal almıştı ama bir şey demesine kalmadan kafasına yediği bir nesne ile eli refleks olarak kafasına gitmiş ve kafasını nereden geldiğini görmek üzere çevirmişti.
Taehyun elindeki gitarı bir kenara koymuş hiçte iyi olmayan bir bakışla Yeonjun'a bakıyordu. Yeonjun bu görüntüyü görüp somurtmuş ve göz devirmişti ama kısa sürdü. İkili bakışmayı kesip yanlarında fenalaşan çocuğa odaklandı.
Taehyun Yeonjun'un bir şey yapmasına gerek kalmadan Beomgyu'nun dizleri önünde yere çökmüş ve ellerini yanaklarına çıkararak onun kendisine bakmasını sağlamıştı. Yüzü resmen morarmaya dönen Beomgyu Taehyun'un yönlendirmesiyle nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. Taehyun'un varlığını hissetmesinin bile onu iyi etkilediğini o an fark ettiğinde kalbi hızlandı ama bunda endişelenecek bir şey yoktu çünkü hoşuna gittiğini hissetmişti.
Artık aralarında olan şey sadece bakışmadan ibaret olmaya başladığında Yeonjun küçük bir öksürükle varlığını belli etmeye çalıştı. Daldıkları gözlerden uyanan ikili gözlerini kaçırmıştı. Taehyun ellerini çıkardığı yanaklardan çekmiş ve ayağa kalkmıştı. Beomgyu'da hızla Yeonjun'a dönüp özür dilemişti.
"Rahatsız olmadığını söyledin ama yine de üzgünüm. Sarhoş olduğumda ne yaptığımı bilmiyorum." Yeonjun tekrar önemli olmadığını söylerken Taehyun aralarındaki olan konuşmayı az çok çözmüştü ve pek hoşnut olmadığını da söyleyebilirdi. Buraya geldiğinde Yeonjun'un Beomgyu'ya öyle yakın olmasıda hiç hoşuna gitmemişti zaten.
Beomgyu daha fazla bu ortamda bulunmak istemediğini fark etti. Gözüne takılan kapı kenarına yaşlanmış gitar ile ayağa kalkmış ve Taehyun'un bileğinden tutarak yanında çekiştirmişti. "Bana gitarını göstereceğini söylemiştin hadi bunu bana sahnede göster."
Gitarı da alıp Taehyun'u da oradan çıkardığında Yeonjun arkadan sadece iç çekerek bakmıştı. Kendini ikinci erkek gibi hissetmişti. Ama bu düşünceyi attı çünkü zaten birbirini bulmuş ikilinin arasına girecek biri değildi özellikle o biri en yakın dostuyken.
"Belki ben de bir ev arkadaşı bulmalıyım, fena bir fikir gibi durmuyor."
.
.
.Hiçte demiyorsunuz bayadir bölüm atmıyormuşum ndidhdowkaow
Yeonjun dua et kafana gitarı yemedin-
Bu arada okuyucumlarımla ortak bir müzik listem olsun istiyorum bu yüzden bir liste oluşturdum ->
https://open.spotify.com/playlist/71lT0Lezi5RRb5jFJWQSTD?si=29MgNZUnTHWikkymcU46ZQ&pt=0b12cc00cc8ac096d66d4c9ca257e4f6&pi=e-fJuigWCWSdWh
Link açılıyor mu bilmiyorum ama açılmıyorsa söyleyin lütfen size özel olarak atarım
Linkin süresi 7 gün bu yüzden her türlü bitecektir ama benden link istemekten çekinmeyin lütfen
Katılmanızı ve kendinizden bir şarkı eklemenizi çok ister ve bundan mutlu olurum 🥰🥰
Hadi ben kaçtım mwuuah ✨🍯🪄💛😺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Housemate || taegyu
FanficNe tür bir ev arkadaşın var senin, bana onu hiç görmediğini söyledin? ... [düzyazı] 280923 - 301223