²

452 53 105
                                    

"jeongin!.. jeongin uyan!"

Duyduğum ama kavrayamadığım sesler ardından sıçrayarak uyandım.  kabus görmüş, Nefes nefese kalmıştım.
Yerimden yavaşça doğrulup kendime gelmeye çalıstım. Nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum.

"iyi misin?" Dedi yanımda oturmakta ve bana endişeyle bakmakta olan Hyunjin. Ses çıkartmadım, onu görünce gözlerim dolmaya başlamıştı hiç düşünmeden sıkıca sarıldım ona.

O ise sarılışıma karşılık verip saçlarımı okşamaya başlamıştı. Beni nasıl sakinleştireceğini biliyordu. Kollarımı sıkıca boynuna doladım.
"Geçti güzelim. Geçti." Dediğinde daha sıkı sardım onu.

Uzun bir süre kendime gelene kadar o şekilde kaldık. Sonra ben yavaşça ayrıldım ondan
"Ne gördün anlatmak ister misin? Adımı sayıklayıp duruyordun." Diye sordu. Sessiz ortamı bozarak.

Derin bir nefes aldım.
"Seni gördüm... Benden zamanla uzaklaşıyirdun ardından nefret ettiğini söyleyip, beni terk ettin, sonsuza dek... A-ardından da ölüm haberin geldi, seni kanlar içinde gördüm. Beni tamamen sensiz ve yanlız bıraktın. Gittin." Dedim hala dolu olan gözlerimle

"Gel buraya gel" dedi ve beni tekrar kolları arasına aldı. Bu sefer saçlarıma öpücüklerini bırakmaya başladı.

"Korka jeongin'im. Ben hep yanında olacağım, seni hiç bir zaman bırakmayacağımı biliyorsun. Ben hep seninle olucak, bir yerlere gitmeyeceğim.
Hem senden vazgeçebilir miyim ben ha? Sensiz nasıl yaşarım ki?"
Sarılırken kafamı boynuna gömdüm.

"Seni seviyorum" dedim en içten şekilde tüm kalbim ile söyledim onu o an.

"Bende seni seviyorum minik bebeğim" dedi.

Uzun süre o sekil kaldık, sonra ben başımı kaldırıp soru sordum.
"Saat kaç?"

Komidinde açık olan telefonuna uzandı, telefonu neden açıktı ki? Uyumuyor muydu?
Tabi ya! Uyumamıştı, Hyunjin'i uyandırmak imkansız birşeydi benim bir kaç sayıklamama asla uyanmazdı.

"Üç olmuş" dedi. Gecenin üçündeydik.

"Sen neden bu saatte uyanıktın?" Dedim.
Uyku tutmadı demesini falan beklerdim ama daha farklı bir yanıt verdi.

"Jinni ile konuşuyorduk, konuşması sarıyor eğlenceli kız." Dediğinde iste herşey bitmiş gibi hissettim. Kafamda binbir türlü ses aynı anda konuşmaya başlamıştı sanki.

Saat dokuzdan gece üçe kadar konuşmuşlardı. Kafayı yememek mümkün değildi ki resmen sevdiğim adam ellerimden kayıp gidiyor gibi hissediyordum.

Birden elini yanağıma yerleştirdi.
"Jeongin'im, bir sorun mu var? Jinni konusunu açınca birşeyler oluyor gibi. Yoksa bildiğin birşey mi var onun hakkında?"

Kafamı iki yana salladım yavaşça.
"Hayır sadece rüyanın etkisindeyim sanırım. Uykum vardir ondan."
Kıskandığımı düşündüğünü biliyordum ama kıskandığımı söylesem konuşmayı bitireceğini de sanmıyordum. Neden kıskandığımı sorgulayıp duracaktı.

Dediğimle kafasını salladı 'jinni'ye mesaj attı. Sonra telefonu kapatıp bana yaklaştı.
"Gel bakalım sarılarak uyuyalım." Tebessüm ederek bana bakmış kollarını açmıştı. Bende tebessüm ettim ve kolları arasına girdim.

Başımızı yastığa koyduğumuzda yüzlerimiz çok yakındı, gülümsedi ve yaklaşarak burnumun ucuna bir öpücük bıraktı.
"İyi geceler" dedi beni sıkıca sararken

Bende kafamı boynuna gömerek "iyi geceler hyun" dedim.

.
.
.

Hyunjin ile beraber fakülteye yürüyorduk, o bana birşeyler anlatıyor ben ise gülerek onu dinliyordum.

other, hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin