²⁷

356 43 7
                                    

Bir kaç saniye sonrasında evin kapısı aralandığında içeri giren beden huysuzlanarak konuştu.
"İğrenç kokuyor Seogu, ne bok yedin içtin yine?"
Diyerek adımlarını salona ilerlettiğinde karşısında gördüğü manzara karşısında dondu kaldı.

°

Zeminde oturmuş olan Jeongin onu görünce gözlerinde parlaklıklar oluştu.
İkisi de birbirine bakıyorken Jeongin yavaşça ayaklandı.
Daha doğru düzgün ayakta bile duramıyordu.
Her an düşecek gibi yalpalayarak ona doğru adımladı.

Bir süre sonra, sonunda karşısında durabilmişti Hyunjin'in.
Birbirlerine bakmaya devam ediyorken Hyunjin, burnuna gelen ağır alkol kokusu ile kaşlarını çattı.
"Neden bu kadar çok içtin?" Diye sordu.

"Canım istedi." Dedi omzunu silkerek umursamaz şekilde.

Bir kaç saniye sonra Jeongin'in paralyan ve ona bakan gözleri dolmaya başlamıştı.
Uzun süre gözden geçirdi Hyunjin'i.
Seogu'nun dedikleri de aklında dolanıyordu.
Hyunjin ne olduğunu anlamaz iken Jeongin ona daha da yaklaştı.

Yavaşça kollarını Hyunjin'in boynuna doladı.
Kafasını boynuna yaslayıp orada dinlendi. Kokusunu içine çekti uzun bir süre.
Bu Hyunjin'in bir süre donup kalmasına sebep olsa da kısa süre sonra onun sarılışa karşılık vermişti.
Bir eli yavaşça Jeongin'in saçlarına çıkmış, okşamaya başlamışken diğer eli belinde duruyordu, aynı zamanda ayakta durabilmesine destek oluyordu.

"Bende seni çok özledim" dedi Jeongin.
Dün gece vermediği karşılığı şimdi vermişti.
Söylemekten çekindiği cümleyi şimdi dile getirmişti.

Hyunjin'in kalbi o an ağırlıkla doldu.
Yavaşça kocaman gülümseyerek omzuna yaslanın bedenin saçlarına öpücük bıraktı.

Ardından Jeongin yavaşça kafasını kaldırdı.
Yüz yüze gelmelerini sağlayarak konuştu.
"Bu gece de birlikte yatabilir miyiz?"
Sonra fısıldadı.
"Seninle uyumayı özlemişim Hyun." Diye de ekledi.

Hyunjin ilk başta onun dediklerinin sarhoşluk etkisi ile olduğunu düşündü. Kafası yerinde değildi ve bilinçsizce konuşuyor sandı, kendini daha çok umutlandırmamak adına.
Fakat son cümlesi içinde sonsuz güven oluşturmasına sebep oldu.
Ardından emin oldu.
Dedikleri Jeongin'in kendi düşüncesiydi, içtendi.

Sonrasında Jeongin yavaşça tekrarda omzuna yaslandı.
"Çok uykum var" diye mırıldanmaya başladı.
Bunu söylerken dudaklarını büzüyor sarhoşluk etkisi ile kızarak yanakları onu daha da tatlı yapıyordu.

Hyunjin'in dili düğüm olmuş şekildeydi, sanki konuşmayı unutmuş gibiydi.
Ses çıkartmıyordu hiçbir şekilde, sadece donmuştu.
Kolları arasındaki bedene odaklanmıştı.

Birlikte Hyunjin'in kendi yatak odasına geçtiklerinde Jeongin yatağa uzanmıştı fakat Hyunjin hâlen yatağın en uç kısmında oturuyordu.
Yanına uzanmakta kararsızdı.

Jeongin huysuzlanarak konuştu
"Sende yorgunsun biliyorum. Yat hadi."
Dediğinde Hyunjin ayaklandı.

"Nereye?" Diye sordu Jeongin anında hızlıca doğrularak.

"Yatmaya işte."

Jeongin gözlerini devirip karşısında ayakta duran bedenin bileğinden tutup yatağa doğru çekti.
"Yanımda yat."

"Jeongin olmaz-"

"Dün de yattın, ne olacak?"

Hyunjin yanındaki boş yere otururken konuştu.
"Jeongin sar-"

Eliyle Hyunjin'in ağzını kapattı.
"Sus. Beraber uyuyacağız. Yat hadi"
Huysuzlanarak tekrar yatağa uzandı.

Hyunjin bu haline tebessüm edip yavaşça o da uzandı. Israr etmekten vazgeçti.
Yüzleri birbirlerine dönüktü, birbirlerini inceliyorlardı.
"Sabah sana, yanımda yattığın için kızmayacağım korkma."
Dediğinde Hyunjin kıkırdamaya başladı.

other, hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin