‼️smut var‼️
"Geçen gün Yongbok'u öpen herif, Jeon Jungkook."
- ❤️🩹 -
Hyunjin genç adamın videolarına bir göz atıp sordu. "Milli sporcu mu?"
"Evet, ayrıca çok nadir yenilmiş." Dedi Minho. Bu maçtan çekilmesini söyleyemezdi, çünkü yapmazdı. Bu yüzden Yongbok'a dönüp tamamen işe yarayacağını bilerek konuştu. "Canavar gibi herif, eğer pes etmezsen yaralanacaksın."
"Yaralanır mı?" Yongbok'un endişelenmesiyle birlikte bunun işe yarayacağını bilerek yanıtladı Minho. "Evet, Hyunjin de hırslı. Kesinlikle kan çıkar."
"Amacının ne olduğunu biliyorum Minho hyung ama ben bu maça çıkacağım." Dedi Hyunjin. Ardından Yongbok'a dönüp ekledi. "Beni hiç doğru düzgün görmedin ama ben de bir milli sporcu olacak kadar iyiydim. Sadece param yoktu benim. Ben mutlaka deviririm o herifi. Sen burada bekle."
"Hayır!" Dedi Yongbok Hyunjin'in kolunu tutup. Herkesin dikkatini çektikleri için onu lavaboya götürdü ve kapıyı kitledi Hyunjin. "Yakalanmayız öyleyse demiştin."
"Yakalandık mı?"
"Ahh hayır, ben paranoyaklaştım sadece." Hyunjin'in arkasına yaslanarak gergince konuşmasıyla ona biraz yaklaşıp sordu Yongbok. "Çıkmayacaksın değil mi maça?"
"Çıkacağım, seninle bir konuda sözleşmiştik Yongbok."
"Ama bu tehlikeliymiş."
"Merak etme, başıma bir şey gelmeyecek." Dedi ve kapının kilidine uzandı Hyunjin. Ancak hemen sonra böyle bir durumda onun endişesini bastırmak için bir şeyler yapması gerektiğini hissederek, en sorunsuz yolu seçip sarıldı gence. Ta ki o rahatsız hissedene kadar. Sarılmasını kısa tutup çıktı lavabodan.
Peşinden daha fazla ısrara maruz kalmadan bara adımladı. O yine bildiğini okuyordu işte. Geride kaldığıyla birlikte daldı uzaklara Yongbok. Sonra çantasını kapıp o da bara girdi. Onun bu hareketi de Minho ve Jisung'u harekete geçirdi.
Kulaklıklarını verdi ona Jisung. Ses engelleyen kulaklıklardandı, bir de ışıktan rahatsız olmasın diye şapkasını verdi ama takmazdı elbette Yongbok, sadece kulaklıkları taktı.
İnsanların arasından temkinlice geçip kafesin hemen önünde durdu ve Hyunjin'in hazırlanışını izledi. İkisinin de üstü çıplaktı, hala daha çekiniyordu Yongbok bu görüntüden.
Birden ikisinin de birbirlerine doğru yürümesiyle anladı maçın başladığını. Gözlerindeki bakıştan Hyunjin'in rakibi çiğ çiğ yiyeceği belli oluyordu ancak beklenilenin aksine, ilk yumruğu yiyen o oldu. Tam çenesine.
Sendeledi bir süre, daha da öfkelendi elbette. Güçlü bir şekilde tekrar üzerine koştu ama bu defa da yakalandı. Sertçe kafesin içinde oradan oraya çarptı. Sonunda ilk raund bitip, kimse kazanamayınca kafesi açtılar. Sendeleyerek indi Hyunjin ve direkt lavaboya adımladı.
Duvarları falan yumruklamayı planlıyordu ama orası da boş değildi. Neyse ki bu kişi onunla alay edecek biri değildi, aynaya karşı rujunu tazeleyen Seungmin'in ta kendisiydi.
Sinirini belli etmemek için konuşmamayı tercih edip yüzünü yıkadı , ancak elbette Seungmin gevezelik edecekti. "Bence yenilgiyi kabul etmelisin, o zaman bahislerin sadece yarısını kaybedersin." Dedi.
Elbette bu Hyunjin'in sinirini katladı. "Hayır, kazanacağım. O herifin bir tarafını kırmam gerekse bile kazanacağım."
"Fazla hırslısın bakıyorum. Merak etme, onu yenemesen de havalısın."