9

105 12 8
                                    

"Hyunjin, ailemi hemen bulsan olmaz mı? Ben ölmeyi hiç istemiyorum... canım yanıyor dayanamıyorum. Eğer öleceksem, böyle yaşamak istemiyorum. Ya götür beni uzaklara, ya da kurtar lütfen..."

- ❤️‍🩹 -

"Dur. Neden ölecek mişsin?" Aniden güçsüz hissetti kendini Hyunjin. Onun ağlama sebebi başka bir şeydi. Eğer kendisine zorbalık eden herkesi dövmesini söyleseydi, düşünmeden yapardı ama buna hazırlıklı değildi.

Yongbok daha açık konuştu. "Doktorum hastaneye yatmamı söylemişti, bu böbrek ile dayanamazmışım. Ağrılarım artıp duruyor. Dayanılmaz hale geldi. Korkuyorum ben.."

Hyunjin içinde endişesini bastıran bir sinirin yükseldiğini hissetti ve bu defa bastıramayıp bağırdı ona. "Neden benden sakladın o zaman?!"

İrkildi Yongbok. Titremeye başladı. Zaten ağlıyordu, bir de onun bağırması yüzünden gerildi iyice. Biraz geriledi.

Hyunjin'in yaptığı şeyi farketmesi uzun sürmedi ama. Hemen gencin elini tuttu, kaçırmasıyla da daha da panikleyip geri çekildi. "Özür dilerim- hayır bu konuyu çözelim."

"Bağırdın bana. Kızgınsın."

"Hayır..." Hyunjin içinde kabaran derin öfkeyi yuttu, sıkıştırdı beyninin en kör köşesine. "... kendime kızgınım. Aynı yatakta uyuduğumuz halde farkedemediğim için kendime kızdım. Endişeliyim sadece."

"Ama şimdi biliyorsun. Bildiğin için daha hızlı bulursun değil mi ailemi? Şimdilik sadece ağabeyimi bulsan da olur, ya da babamı. Onlar benim çok hasta olduğumu öğrenirse mutlaka gelirler. Hepsinin kimlik numarası ezberimde. O zaman daha kolay olur mu? Hem-" Hyunjin gencin heyecanla konuşmasını onu öperek böldü ve ekledi. "Bulacağım onları. Sen bana şunu söyle, hastaneye yatacak mısın?"

Yongbok şaşırdı. Bu konuda fikrini soracağını düşünmemişti. Tekrar azar işiteceğini düşündüğü için tırsarak yanıtladı. "İstemiyorum. O tedavi yüzünden kilo vereceğim. Saçlarım dökülecek. Ayrıca seninle sık sık vakit de geçiremeyeceğim."

"Ben önemli değilim."

"Hayır. Sen, sensizliğin ne olduğunu bilmiyorsun ki. Senin yokluğun tıpkı bir anne tarafından yetimhaneye terk edilmek gibi." Yongbok'un dediğiyle kalbinin sıcacık olduğunu hissetti Hyunjin. Gözleri doldu. Genci belinden tutup kendine iyice yaklaştırdı ve bedenini sıkıca sarmalayıp ekledi. "Ben hiç bir şeyim... sen varken hiç bir şeyim."

Sarılmak iyi hissettirmiş olsa da uzun sürmesi rahatsız edici olduğundan, sonunda kendini biraz geri çekmeye çalışırken sordu Yongbok. "Gönderecek misin beni hastaneye?"

"Göndermeyeceğim. Ama şartlarım var."

"Ne şartı?"

"Sürekli kontrole gideceğiz-"

"Ama işin?!"

"Sorun değil, antrenmanlar pek önemli değil zaten. Bitirmedim daha. Ben gelemesem de Minho hyung ve Jisung ile gideceksin. Minho hyung benden sağlık durumunu sakladı ama Jisung çok dürüst, sır falan saklayamaz. Ayrıca hastaneye yatmak istemiyorsan, bir doktor tutacağım ve sen evde tedavi görmen gerektiğinde bunu reddetmeyeceksin. Ve benden bir daha sır saklamak yok." Hyunjin şartlarını tek tek sıralarken Yongbok her birini kabul etmeye çoktan hazırdı zaten. Ancak aklına takılan başka bir şey vardı. "Ya okul? Buraya da mı gelemeyeceğim artık?"

"O mesele... sen okumayı seviyorsun, bu yüzden seni okuldan almayacağım. Ancak burada bir şeyleri halletmem gerekiyor. Burası hakkında da bir şartım var, zaten dönemin yarısındasın. Sana doktor raporu çıkaracağız ve sadece bölüm derslerinin olduğu günler geleceksin, bölüm derslerin bittiğinde de Minho hyunga aldıracağım seni. Ayrıca, başın bile ağrısa revire koşturup beni arayacaksın. Telefonunu ayırmak yok bundan sonra yanından. Tamam mı?" Hyunjin'in bu konuda da sert davranmaması çok mutlu etti Yongbok'u. Kollarını havaya kaldırdı ve gülümseyerek konuştu. "Tamam!"

THE LIST/ HYUNLIXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin