-KONUŞMA!-

11 1 4
                                    



Ayhan ile ilgili hiçbir haber alamayışımın 3. günü. Ayhan'la ilgili sorduğum hiçbir sorunun cevabını alamadığım 3. gün. Belki üç gün çok gelmiyor olabilir. Ama bu üç gün bana üç yıl gibi gelmişti. Bugünün akşamı sorduğum sorulara yanıt alamazsam artık beni burada hiç kimse tutamazdı. Ne Zeynep ne Miray abla zerre umurumda olmazdı. Ayhan hepsinden daha önemliydi. Yasemin'in ne yaptığını merak ediyordum. Eğer sorarsam onu bulacaklarından adım kadar emindim. Ondan da bilgi almaya çalışacaklardı.

Ensar'ın tüm amacı farklıydı. Beni buraya rahatlamam için getirmişti. Rahatlarsam bir şeyler anlatacağımı düşünüyordu. Ama yanılıyordu çünkü bu ortam bana eski aile olmayan ailemi hatırlatıyordu ve kendi içime daha çok kapanıyordum.

Kapımın çalınmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım ve gelen kişinin girmesi için izin verdim. O sırada kapının ucundan Zeynep göründü.

"İyi misin?" Sorusuyla gülümsedim.

"İçeri gel." Sözlerimle çekingen bir tavırla odaya girdi, yatağın ucuna oturdu ve bana bakmaya başladı. Sanki söyleyeceği şeyleri toparlamaya çalışıyor gibiydi.

"Öncelikle sormak istediğim bir şey var. İyi misin?"

"Olabildiğim kadar olmaya çalışıyorum."

"Seninle ilgili bir şey fark ettim ve birkaç şey duydum. Belki duymak istersin diye düşündüm."

"Elbette, seni dinliyorum." Gözleri etrafta dolandı ve sonra gözleri tekrardan beni buldu.

"Ensar ağabeyim seninle ilgili bir telefon görüşmesi yapıyordu." Bu sözlerin beni tatmin etmesiyle yerimde doğruldum ve daha dikkatli dinlemeye başladım.

"Kiminle konuştuğunu bilmiyorum ama sende ailemizin geçmişiyle ilgili bir şeyler olduğundan bahsetti. Sanırım geçmişte bir bağlantınız varmış. Buraya isteyerek gelmediğini öğrendim." Son söylediği sözlerde yüzü asılmıştı ve bende ilk olarak ona cevap vermek istedim.

"Evet ilk başta buraya gelmek istemedim ancak sizinle tanışmış olmam beni vazgeçirdi diyebilirim." Söylediklerimle yüzüme bir gülümseme oluşturmaya çalıştım ama ne kadar işe yaradığı tartışılırdı.

"Bunları duymak güzel. Benden nefret ettiğini ve zorla konuştuğunu düşünmüştüm."

"Hayır öyle bir şey yok."

"Bunları sana söylememin bir nedeni de benimde merak ediyor oluşum. Kendimi bildim bileli ailemle ilgili hiçbir şey öğrenemedim. Sadece ağabeylerimi ve Miray ablayı biliyorum. Birde artık seni." Bunlar beni düşündürmeye iterken devam etti.

"İki ağabeyimde benim olduğum bir yerde asla aile konusu açmazlar. Açıldığında da konuyu anında kapatırlar. Bilmemi istemedikleri bir şeyler varmış gibi hissediyorum ve bu beni çok üzüyor. Sonuçta bende onların kardeşiyim, bana da söylemeleri gerekmez mi?" Üzgün olduğu gözlerinden okunuyordu. Destek olmak için yanına yerleştim ve sıkıca sarıldım. Normalde sarılmak çok bayıldığım şeylerden değildi ancak şu an buna oldukça ihtiyacı vardı.

"Haklısın. Bir çözüm yolu bulmaya çalışacağım ve emin ol ilk seninle paylaşacağım." Onunla paylaşma fikrim hoşuna gitmiş olacak ki üzgün halinden sıyrıldı ve yerini neşeli kişiliğine bıraktı.

"Ne yani artık bir dedektif falan mıyız?" İster istemez sesli bir şekilde güldüm.

"Bizden dedektif olmaz açıkçası, en fazla dedek falan olur." O da sesli bir şekilde güldü ve sonra aniden aklına bir şey gelmiş gibi bana döndü.

"Bu akşam ağabeylerim bir toplantıya katılacakmış. Senin de geleceğini söylüyordu en son. Bir şeyler çaktırmaman gerek. Bu yüzden sana güzel bir parça seçelim." Konuları her türlü kıyafete çekebilme yeteneği beni benden almıştı açıkçası ama benim ne bir toplantı yapılacağından ya da başka bir şeyden haberim yoktu.

Yalanlarda YananlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin