-Ensar'ın gözünden-
Karşımdaki adamın neler zırvaladığını anlayamıyordum. Bir insan hakkında bu kadar kötü düşünülebilir miydi? Şimdiye kadar düşük çenesi ve kuvvetli bilekleri haricinde bir şeyini görmemiştim ancak bu kadar korkuyorlarsa bir önlem almam gerekirdi.
Kafasından olaylar salladığını ve onu burada istemediğini düşünmeye başlamıştım.
"Sana neden güveneceğim Cengiz? Sana en son güvendiğimde çalışanlarımızın yarısından fazlasını kaybetmiştik?"
"Öyle, ama bu sefer değil. Bunu kendim içinde söylüyorum. Bu kadın güvenilir değil gerçekten."
"Söylediklerin göz önüne alınacaktır mutlaka. Şimdi çıkabilirsin." Bana son bir kere baktığında odadan çıktı ve Doğu'nun delici bakışları eşliğinde gözden kayboldu.
Odada yalnız olmanın verdiği rahatlıkla söylenenleri kafamda tartmaya başlamıştım. Burası, sürekli ağır gelmeye çalışıyordu ama en ufak bir değişiklikte değişecekmiş gibi duruyordu.
Kimseye güvenmediğim gibi ona da güvenmiyordum tabii ki ama bir yandan da güvenmek istiyordum açıkçası. Güvenebileceğim bir kişi. En büyük dileğimdi.
Kapının tıklatılmasıyla kafamı kaldırdım ve gelen kişiye baktım. Doğu'ydu.
"Girebilirsin." Kapıdan içeriye girdi ve karşımdaki koltuğa oturdu. Normalde iş başındayken böyle yapması yasaktı ancak sadece ikimiz varken bunda bir sorun görmüyordum. Küçük bir sırdı.
"Ne zırvaladı yine?" Zırvalamış mıydı yoksa ilk defa mu doğruyu söylüyordu? İşte bundan emin olamıyordum.
"Asena'ya güvenmememiz gerektiğini söyledi. Ama ne bir neden söylüyor ne de bir açıklama sunuyor. Sadece güvenme dedi ve gitti."
"Haklı olabilir. Sürekli bir şeyler yapmaya çalışıyor. Tanıdığım kadarıyla çıkarları için her şeyi yapabilecek gibi duruyor."
"Herkes böyle değil mi zaten Doğuhan?"
"Bana o isimle seslenme." Bu isimle seslenilmesinden nefret ediyordu. Bir nedeni vardı ancak anlatmak istememişti bende zorlamamıştım bu yüzden. Arada deniyor, sinirlenip sinirlenmediğimi kontrol ediyordum. Belki bir gün anlatırdı.
"Sana bir görev vereceğim." İlgisini çekmiş olmalıydım ki beni daha dikkatli dinlemeye başladı.
"Asena'yla yakınlaş. Yani sana dertlerini anlatacağı, içini dökeceği kadar." Kaşları çatılmıştı ama ses çıkarmadan dinlemeye devam ediyordu.
-Asena'nın gözünden-
Zeynep'e olanları kısaca özet geçmiştim. Şok olarak dinlemiş, sonra da bana her türlü destek olacağını söylemişti. Toplantıda gördüğüm o yüzden nefret ediyordum. Yüzsüzün tekiydi, sadık hiç değildi. Engel olmayacaklarını bilsem işini bitirebilirdim belki. Ama her şey dozunda olmalıydı. Saygıda kusurum olamazdı.
Olamazdı, böyle öğrenmiştim. Olamazdı çünkü ailem bana bu şekilde öğretmişti, böyle olmamı isterlerdi. Aile. Ailem. Onların ailesi.
Ben asla onların ailesine dahil olamamıştım. Mutlu aile fotoğrafında, yırtılmış ya da karalanmış o kişiydim.
Kendimi üzmekten vazgeçip duşa girmeye karar verdim. Belki iyi gelirdi.
Suyu açtım ve aynadaki kendimle göz göze geldim. Uzun süredir kendime bakmıyordum. Yüzüm gözle görülebilir şekilde çökmüştü. Berbat bir haldeydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalanlarda Yananlar
Fiksi RemajaGeçmişin yaralarını taşıyan ancak bundan haberdar olmayan iki genç, ailelerinin sırlarının peşinde koşarken birbirlerini bulurlar ve bir bir tüm yalanlar kırılmaya başlar. Aslında geçmişleri birbirine sıkı sıkı bağlı olan gençler henüz bundan bir ha...