Herkese hellusuu
Biz bu fici jk ağzından dinliyecegiz
Bazı yerlerde tabiki jimin,tae ve yoona geçiş yapılacaktır.Hazırsanız çünkü ben hazırım
Başlıyoruz..._______________________________
Çıktığım şirketin kapısına bakarken hala daha nasıl kovulduğumu düşünüyordum.
Bu atılma olayı bu hafta 5. Kez başıma geliyordu.. sorun bende değildi tabikide sadece bana hakaret edenlerin altında kalmaktan cekiniyordum.
Onlar bana ağızlarına gelenleri söylerken sus pus oturamazdım en azından bu benim kanunuma aykırı bir şeydi.
Arkamı döndüğümde arabada bana bakan Jimin'i görmüştüm oda benden bıkmıştı ama yapabileceğim bir şey yoktu. Elimdeki tabloya bakıp iç çekmiştim.
Kadın bana bu tablonun baştan aşağıya bir rezalet olduğunu söylemiş hakaretler etmişti. Halbuki çok güzel bir resimdir. Ona aylarımı vermişken bana bunların denmesi tabikide zoruma gitmişti...
Sıkıntılı nefesimi verip arabaya doğru ilerlemiş tabloyu arka koltuğa koyduktan sonra ön koltuğa yerimi almıştım.
"Yine mi olmadı jeon?"
Sert ama bir o kadarda narin çıkan sesi sanki hem kızgın hemde beni uzmemeye çalışır bir hali vardı.
"Olmadı Jimin. O kadını bulacağım ve onu öldüreceğim. Ne demek iğrenç ya nasıl hakaret eder tabloma."
Jimin başını sallamış bıkkın bir nefes vermişti. Daha sonra arabayı çalıştırmış sürmeye başlamıştı.
Oda bıkmıştı benden ancak seviyordu işte çenemi yaptığım, saydırdığım şeyleri.
"Ne dedi sana?"
"Ne mi dedi?"Sanki sorduğu soruya pişman olmuş gibi bir hali vardı ancak umrumda da değildi. Sormasaydı o zaman?
"Ne demedi ki.. Ne rezalet bir tablo bunun bu güzel resimlerin arasında işi ne? Senin gibi bir veletten ne beklenir ki gibi şeyler dedi."
Hayretle açılmış gözleri ile beni süzüp yola bakmaya devam etmişti.
"Soracağıma sanki pişman olacakmış gibi hissediyorum ancak soracağım. Sen... Ne dedin?"
Derin nefes alıp teker teker anlatmaya başladım tabikide pişman olmuştu bu soruyu sorduğuna ama benim yapımdı bu tanıdığım insanlara her şeyi anlatmak, paylaşmak isterdim. İçimde tutamazdım olmuyordu işte.
"Ne demedim ki? Oooo saydırdım bende. Dedim sen kimsin de benim tablom hakkında böyle konuşursun sen harici bütün herkes sevdi tablomu senin gözün bozuk gözün dedim."
Alnını ovalayıp yola devam ettiğinde bende arkadaki tabloya dalmıştım.
Rüyamda gördüğüm şeyi çizmiştim. Bir adam vardı saçları gözlerine geliyordu ve elimi tutmuş yürüyorduk ormanda. Sonra bir şey oldu sarıldı baktığımda kanlar içindeydi..
Araba durduğunda kafamı sallayıp öne doğru döndüm kırmızı ışıkta durmuştuk ve hemen sağ taraftaydık. Aklıma gelen fikirle tabloyu elime almış araçtan inmiştim.
Artık güzel gelemiyordu gözüme. O lafları yedikten sonra pek güzel göremiyordum onu..
"Hey! Jeon ne yapıyorsun!?"
"Onu atıyorum."Tabloyu hemen attıktan sonra arabaya geri binmiş emniyet kemerimi taktıktan sonra camı biraz aralayıp yerdeki tabloya bakmaya başlamıştım.
Ya resim gerçek olursa?
Ya biri vurulursa ve o benim 'hayatım' dediğim kişi olursa?Saçmalama jeon asla öyle biri karşına çıkamaz.
_______________________________
"Alın o tabloyu!"
Diye emir vermişti asi kaplan. Gördüğü bir tabloya aşık oluvermişti.
Kimin attığını tam olarak yüzündeki şapka yüzünden görmese bile potansiyelini çoktan fark etmişti bile.
İstiyordu onu.. tabloyu mu minik tavşanı mı?
Bunu zamanla göreceğiz_______________________________
(Dövmeyi görmeyin yani army yerine başka bir dövme var gibi düşünün.)
Jeonun çizdiği resim bu.
İlk bölüm nasıldı?
Biraz kısa yapmak istedim
Begenilirse devam edeceğim
Sizleri seviyorummm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The mafia's weakness
Teen FictionÜnlü ressam Jeon Jungkook hafıza kaybı geçirmiş hiç bir şeyi hatırlamaz olmuştu. Biricik nişanlısı mafya lideri olan kim Taehyung'u bile unutmuştu. Ama taehyung ondan ümidini kesmemiş ölmediğini biliyordu. Ve sonunda onu bulmuştu ancak kendini hatır...