26

295 28 12
                                        

çok uzak kaldık biliyorum ama beklediğiniz için teşekkür ederim

LÜTFEN DK SEVMEYİ BIRAKMAYIN😭😭🙏🏻🙏🏻

iyi okumalar efenim

hatırlatma: changbin'le tanışmaya gitmişlerdi en son, zaman atlaması yok

***

taehyun

omzumda hissettiğim ağırlıkla hafif yana döndüm, beomgyu başını omzuma yaslamıştı. üstelik uykuya direnen gözlerinin dayanabileceği pek bir zaman dilimi kalmış gibi durmuyordu. elimi yanağına çıkarıp bir süre okşadım, elimin altındaki yüzünü hafifçe elime sürttü. saati sordum sessizce, masanın üzerindeki telefonu kaldırıp ekranı gösterdi. gece yarısına geçeli oluyordu baya bir süre. 

yemek faslı bitince sohbet için arka bahçeye çıkmıştık, denize karşı olan manzarası cezbetmişti bizi sanırım çünkü yaklaşık 3-4 saattir sadece oturup sohbet ediyorduk. şikayetçi değildim fakat hepimizin üstünde haftanın yorgunluğu vardı, biraz kendi başımıza dinlememiz gerekiyordu. üstelik kai'yle de hiç konuşmamıştık gün içinde, bir fırsat bulup onu aramalıydım.

"aşkım." beomgyu'nun bana seslenmesiyle bana tekrar ona döndüm, bakışları benden tarafta değildi; kucağına koyduğu elimle oynuyordu. "kalksak ayıp olur mu?"

başını biraz kaldırıp yüzüme yaklaştırdı, yüzünden o kadar belliydi ki olumlu bir cevap duymak istediği. "sanmıyorum bir tanem." verdiğim cevapla tekrar başını omzuma yasladı, uygun bir ortam bulunca changbin'e seslendim.

"her şey için teşekkür ederiz, biz kalkalım artık." dediğimde changbin de bizimle beraber ayaklanmıştı. 

"geldiğiniz için ben teşekkür ederim." tokalaşmak için elini uzattı, içtenlikle karşılık verdim. "taksi çağırayım sizin için." 

"çok iyi olur."

anın fırsatından faydalanıp diğerleri de ayaklandı. "e biz de kalkalım o zaman." 

changbin tekrar ağzını açmadan lafa heeseung atladı. "soobin'i ben bırakırım, jake'e geçeceğim zaten."

"çok yol yaparsın ama." diye itiraz etti soobin.

heeseung onu omzundan ittirdi. "düş önüme."

itiraz edecek gücü olmayan soobin önce beomgyu'ya yaklaşıp sıkıca sarıldı, ardından hepimizi selamladı ve changbin'e teşekkür etti. yuna, heeseung'ın koluna girmiş ikisi beraber soobin'e yetişmek için adımlarını hızlandırmıştı.

ani bir kalkış yaptığımız için seungmin itiraz edememişti hiçbirimize. gitmeden önce ona göz kırptım, çünkü onların konuşacak daha çok şeyi vardı. 

***

koluma yapışmış bir şekilde ayakta uyuklayan beomgyu'nun saçına nazik bir öpücük bırakıp kulağına fısıladım. "bebeğim, uyanman gerek." huylandığını belli eden homurtular çıkarıp sessizliğine geri gömüldü. kapının şifresini girerken bir yandan beomgyu'nun belindeki kolumu sıkı tutmaya özen gösteriyordum, bütün dengesi benim üzerimdeydi ve düşmemesi gerekiyordu. ikimizi içeri atmaya başardığımda kapıyı ardımızdan örttüm.

"beomgyu, hadi güzelim." kendisine seslendiğimi anlayınca oflayıp gözlerini açtı. "elini yüzünü yıka, ben de kıyafet ayarlayayım sana." kas hafızasına güvenerek gözleri kapalı bir şekilde banyoya doğru yürüyordu. 

işlerimizi hızlıca halledikten sonra yatağa geçmiştik beraber, soğuk su beomgyu'nun uykusunu açmıştı belli ki çünkü tek yaptığı şey belime daha ne kadar sıkı sarılabileceğini test etmekti. ellerimi saçlarına karıştırıp okşamaya başladım. "canım uyusana artık."

diksiyon koçu | taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin