Mahpeyker gerçekten aralarındaki ilişkinin tamamen biteceğine ihtimal vermezdi. Şu ana kadar var ki ayrılık zamanı kendince dayanması mümkün olamayacak kadar uzadığından, umursamazlıktan, sitemden bir fayda göremeyince en sonraya sakladığı samimi sözlerle ve sevgi yeminlerine başvurmaktan başka çare bulamadı. Ona da karşılık göremeyince dargınlığın ciddiyeti korkusuyla, sevginin en büyük yalanı olan fakat arada sırada ve hele hiç umulmadık durumlarda gerçekten çıkageldiği için çoğunlukla kesin sonuç veren kendini öldürme tehdidini bir üçüncü mektup yazarak, bu mektupta başarabildiği kadar ayrılıktan duyduğu kederi anlattı.
Nefretle dolan bir kalbe söz ne kadar acıklı söylense o kadar sahte görüneceğinden bu yapraklar Ali Bey'in bir şekilde gururuna dokundu. Umursamazlığını bir öfke, köpürmeye dönüştürdü ki kadını kalemle de aşağılamaktan kendini alamadı. Derhal şöyle bir cevap yazarak gelen adamla gönderdi:
"Hanım! Maşallah adam aldatmakta İblis'e meydan okumaya başladınız. Yapmaya karar verdiğinizden bahsettiğiniz hareket gerçek bile olsa hak ettiğiniz, layık olduğunuz bir cezanın uygulamasında siyaset cellatlarının işine karışmış olursunuz. Benim için zaten varlığınızla yokluğunuzun hiç farkı yoktur ki öldüğünüzü, kaldığınızı düşüneyim. Eğer dünyadan giderseniz maskara örtüsü kadar sahte bir hüzünle, ücretli aşağılayıcı feryadı gibi yalancı bir takım sadakat gösterilerinden kendini kurtaramayan iffet sahipleri sevinsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitap Alıntıları
Non-FictionÖldüğüm vakit, sevdiğim bir kitabın sayfalarını çeviremeyeceğim aklıma gelir. Beyhude yere, günün birinde onu okuyup bitirmeyi umacağımı düşünürüm. Işık anlık parıltılar düşürdüğünde, sırrına erişilemez bir suyun derinliklerinde görür gibi olduğum d...