"Düşüncelerde de, sözlerde de inanılmaz yetenekli bir eskrim ustasının. Oyunda kart çalmak konusunda da dahisin."
"Neden bahsediyorsun?" diyerek şaşırdı karanlık ruh.
"Ama işte bu senin zayıf noktan." dedi parlak ruh. "Yalan söylediğini biliyorsun. Kart çaldığını biliyor ve anlamamış gibi yapıyorsun... Ama tekrar ediyorum. Her alanda senden daha güçlüyüm. Yunanistan'ın büyük şüphecilerini senin kadar iyi tanıyorum. Descartes felsefesinin temel önermesine de aşinayım: Omnia dubitanda sunt. Yani her şeyden şüphe duyulmalı."
"Bak işte, sen de görüyorsun. Şüphe etmek, her şeyden şüphe etmek, hiçbir şeye inanmamak demektir. Yani gerçek diye bir şey yok. Şüphe duyulmayan bir şey yok! "
"Şüpheci bir inkarcı değildir ve 'şüphe etmek', 'kabul etmemek', 'her şeyi inkar etmek' anlamına gelmez. Şüphe etmek, körü körüne kabul etmemek, kontrol etmeden kabul etmemek demektir. Süt ve ekmek tedarikçilerinin dürüstlüğü kontrol edilir. Altının saflığı kontol edilir. Ve kontrol ettikten sonra ürünlerin ve insanların yüksek niteliğinden emin olursa kabul edilir. Kabul, inkar değil. Yani Descartes her şeyi reddetmeyi değil, aslında her şeyi dikkatli doğrulamayla kabul etmeyi öğretir. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitap Alıntıları
Non-FictionÖldüğüm vakit, sevdiğim bir kitabın sayfalarını çeviremeyeceğim aklıma gelir. Beyhude yere, günün birinde onu okuyup bitirmeyi umacağımı düşünürüm. Işık anlık parıltılar düşürdüğünde, sırrına erişilemez bir suyun derinliklerinde görür gibi olduğum d...