𝟚

92 10 52
                                    

Giz Nayir

Uraz ve Poyraz yanımdan ayrılalı birkaç dakika olmuştu. Ben de onlar giderken laboratuvara gitme kararı vermiştim. Laboratuvara geldiğimde Sahra çalışmalar yapıyordu:

"Giz, çok şükür gelebildin. Burada bir sorun var."

Ne dediğini anlamamıştım. Yanına gittiğimde kan tüplerinin üzerinde yazan sonuçlara bakıyordu:

"Uraz sana kan grubunun A pozitif olduğunu söyledi ama kan grubu A pozitif değil."

Anlamaz gözlerle ona baktığımda dağılmış topuzunu düzeltti ve yanıma tüple gelip:

"Her testi yaptım, kan grubu A negatif. Zamanında yanlış bir kan verilmiş olabilir mi ? Çünkü pozitif iyonları da kanında var. Ne yapacağımı bilemedim."

Ciddi bir durumdu. Kan grubunu yanlış biliyor olabilirdi ve bu yüzden de herhangi bir durumda yanlış bir kan almış olabilirdi. Hemen telefonumu çıkartıp askeriyenin ana salonundaki telefonu aradım:

"Alo ?"

Sesinden anladığım kadarıyla bu Gece'ydi. Sesi yorgun gibiydi:

"Merhaba ben Giz Nayir, kan sonuçları çıktı ama ufak bir sorun var Uraz Doğrusöz gelebilir mi ?"

Uzun bir süre ses gelmedi, daha sonra Gece'nin gülüş sesini duydum:

"Urazla da iyi anlaştınız aranızda ne var bilmiyorum ama Uraz'ın şuan gelmek isteyeceğini sanmıyorum. Uraz ve Poyraz'ı rahat bırakın. Başka boş yapacağın konu yoksa kapatıyorum."

Benimle resmen dalga geçiyor ve bana geldiğim ilk gün birini ayarttığımı söylemeye çalışıyordu:

"Yaptığın muamele hoş değil. Seninle insan gibi doğru dürüst konuşmaya çalışıyorum. Sen ise dalga geçiyorsun. Uraz'ın sağlığıyla ilgili bir durum var ama bunu umursamayacak kadar kötüsün. Ne sana ne de Uraz'a ihtiyacım yok !"

Telefonu suratına kapattığımda en ufak bir pişman olma duygum bile yoktu. Yapabileceğim en iyi şeyi yapıp onunla muhattap olmamayı seçmiştim. Sahraya döndüm ve:

"Bundan sonra ne Gece ne de Urazla ilgilenen kişi ben olmayacağım. İki tane hastanı bana ver. Ben de sana o ikisini devredeyim."

Sahra oturduğum koltukta yanıma oturdu:

"İyi de Uraz'ın bir suçu yok ki ? Poyraz gibi düşün. Eminim ki aynı şeyi Poyraz ve benim için de söyleyeceklerdir ama sadece hasta-doktor ilişkimiz olacak. Uraz'a kızmamalısın."

Uraz'a kızmamalısın, Uraz Gece'nin bu söylemini duysa yüksek ihtimalle Gece'ye hak verirdi. Beni değil Gece'yi tanıyordu. Ona bu olaydan bahsetmeyi bile düşünmüyordum:

"Boşversene, gel yemekhaneden yemeklerimizi alalım. Yiyelim ve birlikte dizi izleyelim."

Sahra ellerini başına götürdü ve:

"Hayır ya ! Ben Poyraz denen o komutan bozuntusu adamı tekrar görmek istemiyorum."

Ayağa kalkıp kapıdan çıkarken ona döndüm:

"Yeni bir aşk mı doğuyor yoksa ?"

Sahra her zamanki tiz ve rahatsız edici -evet en iyi arkadaşım olabilir ama bu ses tonu rahatsız edici-
ses tonuyla bana bağırarak:

"BİR ASKERLE ÇIKMAM ! HELE SARIŞINSA ASLA ! SARIŞIN ERKEK GAYDİR !"

Evet, Sahra'nın belli çizgileri vardı. Bunlar doktor ya da avukat olan, kara kaşlı, kara gözlü erkeklerdi. Şöyle bir bakınca Poyraz askerdi ve sarışındı. Olma ihtimalleri yok denecek kadar azdı. Ben kafamda bu düşünceleri kurarken Sahra geldi ve pembe stilettolarını göstererek:

Kızıl Tim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin