Gece Yaman
"Ozan, askeriyede her yıl eğlence düzenlenirdi. Bu yıl yapılmadı. Ne zaman yapılacak ?"
Ozan'a sorduğum ani soruyla kafasını kaldırdı. Ana salondaydık ve biz dışında kimse yoktu. O akşamki gibiydi her şey. Sonra Ozan oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi:
"Şenlik ve eğlenceleri Deniz düzenliyordu. Deniz olmadığı için yapılmamıştır. Hem daha yeni..."
Deniz'in yokluğu hepimizi etkilemişti. Özellikle bıraktığı mektuplar kalbimizi kanatacak cinstendi. Bana bıraktığı mektubu okuduğumda gözyaşlarıma hakim olamamıştım. Sadece 5 cümle yazmıştı. Daha uzununa gerek duymamıştı. Bana yazması için daha uzun bir mektup düşünmemiştim zaten:
"Ozan ve Uraz'ı barıştır. Onların arasını bir tek sen düzeltebilirsin. Kendini mutlu et, bunu da bir tek Ozan başarabilir. Benim yapamadığım ve bundan sonra yapamayacağım her şeyi biliyorsun, hepsini sen yap. Kendine dikkat et güzel kardeşim, Ozan sana sen Ozan'a emanetsin.
-Deniz Kuvvetleri'nden Deniz Turan."Kendini hâlâ Deniz Kuvvetlerinde görüyordu çünkü o aslında oraya aitti. Kalbi Maya var diye Kara Kuvvetleri dese de aklı Deniz Kuvvetleri'nde kalmış bir askerdi. Ben bu uzunluktaki mektubuma birkaç damla gözyaşı ile karşılık verirken Ozan kendi mektubuna çok ağlamıştı. Ona bıraktığı mektup 2 sayfaydı, Maya'ya tam 7 sayfalık bir mektup bırakmıştı, Uraz'a bıraktığı mektup da benimki gibi kısaydı, Kaan'a yalnızca yarım sayfa yazabilmişti, Poyraz'a ise fazlaca mektup yazmıştı.
Aslında araları kötü diye bildiğimiz Poyraz ve Deniz orada birbirlerine ortak olmuşlardı. İkisi de yara almıştı. Birini yaşatabilecektik, biz ise durumu en hafif olanı seçtik. Belki Deniz yaşardı ? Poyraz'ın söylediğine göre Deniz biz geldiğimizde çoktan nefes almayı kesmişti ama bazen hâlâ düşünüyordum acaba yaşayabilir miydi ? Sanırım cevabı hayır. Ama düşünmek bile yeterdi.
"Biz düzenleyelim seninle ? Deniz bana benim yapamadığım ve bundan sonra yapamayacağım her şeyi sen yap demişti."
Ozan gülümsedi. Bana sarıldığında içindeki burukluk henüz gitmemişti. Hemen ayağa kalktım ve takvime baktım 14 Nisan'ı gösteriyordu:
"20 Nisan gecesi askeriyede parti düzenleyelim. Hem Poyraz'ın da doğum günü. Ona da güzel bir sürpriz olur."
Ozan gülümsedi, o sırada içeriye hiç tanımadığımız 3 asker, Poyraz ve sinirli bir Uraz girdi:
"ADAMA BAK YA ! ADAMA BAK ! DAĞDAN GELMİŞ BAYIRDAKİNİ-"
Sinirle bağırıp elini duvara vurdu. Poyraz onu tutup sakinleştirmeye çalışırken:
"YA POYRAZ SİKTİR GİT ABİCİM YA ! SAKIN FALAN OLAMIYORUM BEN ANLAMIYOR MUSUN ?"
Poyraz, Uraz'a sakin olması için bağırmaya başladığında Ozan'a ayağa kalkıp Uraz'la ilgilenmesini söyledikten sonra yeni gelen üç askerle beraber dışarıya çıktım:
"Gördükleriniz için kusura bakmayın, ben Gece Yaman. Timin genel olarak bomba imhasından sorumluyum."
Kıvırcık turuncu saçlı olan bana elini uzattı ve:
"Çağatay Akın. Bomba imha üzerinde çalışıyorum ve sanırım takım arkadaşım sen oluyorsun bu durumda."
Uzattığı eline karşılık elimi uzatıp gülümsedim:
"Benimle çalışmak zordur, biraz gevezeyim şimdiden haberin olsun."
Bana gülümsedikten sonra aralarındaki tek kız bana elini uzattı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Tim
Fiksi Remaja"Beni buraya gönderdiklerinde hiç böyle olacağını düşünmemiştim." "Ben de."