𝟙

215 12 65
                                    

Giz Nayir

"VATAN ! SANA ! CANIM ! FEDA"

Gözlerimi açtığımda Sahra camdan dışarıya bakıyordu. Ben ise gelen seslerle uyanmanın etkisini daha üzerimden atamamış sesleri anlamlandırmaya çalışıyordum.

Gözlerimi kaşıyarak kaldığımız küçük odanın kapısını açtım ve askerleri gördüm. Altlarında asker yeşili pantolonları vardı ve genelinin üzeri çıplaktı.

Geniş omuzları ve karın kasları ile koşuyorlardı. Ağzım açık onları izlerken siyah saçlı ve kirli sakallı bir adam bize doğru koştu ve boynundaki künyeleri çıkartıp cebine koydu:

"Selam kızlar, günaydın !"

Bana döndü ve:

"Sen Sahra sen de Giz olmalısın. Ben Kaan Kılıç. Askeriyeye hoşgeldiniz kızlar. Ben askeriyede 4 yıldır doktorluk yapıyorum. Siz de aynı sebeple geldiniz sanırım."

Sahra hemen pencereyi kapatıp kapıya geldi ve:

"Ben Sahra, tanıştığıma hiç memnun olmadım." 

Sesi sitemkâr çıkıyordu. Ben ilk çalışacağımız yer askeriye olduğu için sevinirken Sahra bunu istemiyordu:

"Üzülmeyin, askeriye ilk başlarda sıkıcı gelse de ileride alışırsınız. Siz diğer doktorlardan ayrı olarak özelsiniz."

Son kelimesiyle beraber bakışlarım Sahra'dan ona döndü ve:

"Özelsiniz derken ?"

Kaan elini ensesine götürüp saçlarını karıştırdı ve sonra gülümseyerek:

"Kızıl Timi ile ilgileneceksiniz. Her asker sizin için önemli fakat onlar daha önemli olacak. Bugün biri gelip sizi götürür yanlarına."

Benim içimi heyecan kaplamışken Sahra'nın yüzü tiksinir gibi bakıyordu:

"Ne kadar kalacağız burada ? Timin kaldığı yerde kalmak zorunda mıyız yani ? Kendi evimize gidemez miyiz ?"

Kaan Sahra'nın bu sorularına başını olumsuz anlamda sallayarak cevap verdi. Sahra gözlerini devirdi ve büyük bir of çekerek odaya girdiğinde Kaan'a dönüp:

"Onun kusuruna bakma, o biraz daha şehir insanı. Şuan kaldığımız yer sınır bölgesi ve şehirden çok uzak. Alışması biraz zaman alacak."

Kaan yüzündeki o olumsuz ifadeyi bir kenara bırakıp gülümsedi:

"Sorun değil. Bugün timin kan gruplarını zor şartlar altında belirlemeniz gerekecek. Askeriyeye uygun olup olmadığınız belirlenecek. Sakın unutmayın, burada tutunursanız her yerde tutunursunuz. Yani her hastane sizi ister."

Bu cümlesi bana pek inandırıcı gelmese de bozuntuya vermedim ve gülümsedim. O sırada askerlerin sesi tekrar duyuldu:

"Tekrardan tanıştığıma memnun oldum Giz. Bizimkiler son turu koşuyor, onlara katılıp son turu koşmam iyi olacaktır."

Kaan gülümseyerek onlara katıldığında odanın kapısını kapattım. Odada 2 tane cam ve 1 tane yatak vardı. Odaya bağlı bir tane de banyo vardı. İçerisi karanlıktı ama kötü de değildi.

Kahvaltı için askeriyeye gitmememiz gerekiyordu. Çok uzak bir yol yoktu. 5 dakika yürüme mesafesi vardı.

Odamızı toparlayıp üzerimizi giyinmek için valizimizi açtık. Ben rahat pantolon, eşofman ve spor ayakkabılar getirmiştim ama Sahra benim tam da aksime elbiseler ve ince topuklu stilettolar getirmişti.

Kızıl Tim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin