𝟙𝟙

21 6 6
                                    

Poyraz Kaya

Gözlerim kapalı ama tüm herkesi net bir şekilde görebiliyorum.

Ellerim uyuşuk ama elimi tutan birinin olduğunu hissedebiliyorum.

Kulaklarım çok az duyuyor ama her şeyi netçe duyabiliyorum.

Neredeyim ben ?

Çok garip bir koku var, dezenfektan ve kolonya karışımı gibi kokuyor. Bir hastane gibi evet. Ben şuan hastanede miyim ?

Bir ses var, sürekli kulağımın dibinde. Çok karışık bir ses. Sanırım bir korna sesi, hayır korna değil. Düzenli olarak bip sesi çıkartan bir şey bu.

Kulaklarım beynimi çınlatıyor.

Ölüyor muyum ?

"Durumu hâlâ kritik, uyanana kadar diyebilecek pek bir şey yok. Uyandığında hafıza kaybı gibi durumlar söz konusu olabilir. Komadan uyanması da uzun bir süre olabilir. Siz yine de umudunuzu kaybetmeyin."

Bu sefer sadece kiraz kokusu alıyordum. Bu kokuyu biliyordum, bu kokunun sahibini de biliyordum.

Sahra Koçoğlu.

Odadaki en güzel koku, kiraz kokusu. Hindistan cevizi de kokuyor ama daha az. Başka birinin kokusu olabilir mi ?

"Çok yakışıklı komutan, uyansana."

Sahra benimle konuşuyordu, duyuyorum Sahra demek istesem de hiçbir şey diyemedim. Sonra bir anda kalp ritmim hızlandı. Kalp ritmimi kaydeden cihazdaki ses yükselmeye başladığında Sahra güldü:

"Unuttum sanma, kan testine çok yakışıklı komutan yazmıştın Poyraz. Çok kızgınım sana, durman için sarıldım. Sigara kokuyordun zaten parfümümün tüm kokusu gitti." 

Sonra bir anda elimi tuttuğunda kalp ritmim tekrar hızlanmıştı. Kendimi durduramıyordum ve bunu kendimi en savunmasız bıraktığım kişiye karşı yapıyordum:

"Ciğerlerin iyi durumda, yaklaşık 8 saat ameliyatta kaldın çünkü kızıl motorunun bir parçası göğsüne saplanmış. Kazayı yapma sebebin de bir köpeğe çarpmamak içinmiş sanırım. Yani seni bulan ve hastaneye kadar getiren adam öyle söyledi. Yaklaşık 2 haftadır da uyanmıyorsun, yani bugün tam 30 Nisan. Doğum günün geçti, hadi artık uyan Poyraz."

Elimi sıkıca tuttuğunda kalbim çıkmak üzereydi. Sahra kalbimin onu seçtiğini biliyordu, bilmiyorsa bile anlamıştı. Güldüğünü hissettim. Elimi kıpırdatıp onun elini tutmak istesem de başaramadım. Sahra kalkıp gitti. Giderken de kapıdan bana bağırdı:

"Hemen uyan komutan. Tim ve koruyucuların sana ihtiyacı var."

...
Maya Atay

Poyraz'ın kaza haberini aldığımda elim direkt karnıma gitmişti. Sebepsizce bir sıkışma hissetmişti bebeklerim. O gün herkese söylemek zorunda kalmıştım, hepsinin karşısına geçip:

"Ben hamileyim ve şu saniye itibariyle sancım var."

Hepsi yüzüme deli gibi bakmıştı, sonra Poyraz'ın yanına giderken beni de doktora göstermişlerdi. Bebeklerin sağlığı gayet iyiydi. Hiç sorun yoktu.

Kızıl Tim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin