BÖLÜM 3

225 80 43
                                    

        

         MİRALİ VE BİGE'NİN ZOR ANI

  

    Gecenin son sohbetleri yapılmış evlerin yolu tutulmuştu. Mirali’nin aklı hala utangaç şekilde merdivenlerde oturan Bigesindeydi. Eve gelen iki genç üzerlerini değişip doğruca uyudular. Sabahın erken saatlerinde uyanmaları ve tarlaya gitmeleri gerekiyordu. Sabah ezanları ile birlikte ev ahalisi uyanmıştı. Kahvaltılarını yapıp her zaman olduğu gibi çalışmak için tarlaya gidiyorlardı. Evde herkesin bir sorumluluğu, bir görevi vardı. Kardeşlerden en büyük olan Mirali babasının sağ kolu, iki numara olan Gül ise annesinin sağ koluydu. Üç numara Sadık abisi ve babasına yardım edip yüklerini hafifletiyordu. Dört numara olan Cevdet daha 12 yaşında olduğu için en küçükleri olan Sedef ile okula gidiyorlardı.
    
   Mirali bugün tarla yolunu tek yürümek istemişti. Babası ve kardeşini önden yollayıp kendisi de arkalarından gelecekti. Ama dün geceden beri Bigesi aklından çıkmıyordu. Sesini duymak, sıcaklığını yakınında hissetmek istiyordu. Kalbinin sesine daha fazla dayanamayıp yolunu sevdiğinin rüzgarına doğru çevirdi. Gizlice evlerinin arka bahçesine gelmiş Bige’nin bir yerlerden çıkmasını bekliyordu. Görünmemek için verdiği çabalar kifayetsiz kalmış mahallenin dedelerinden olan Tevfik amca Mirali’yi görmüş yanına gelmişti.

“Hayırdır oğul ne yaparsın burada?” Mirali şaşkınlıktan donup kalmıştı. Ne cevap vereceğini kafasında kısaca tarttıktan sonra “Tarlaya gidiyordum emmi. Biraz soluklanayım demiştim.” Nefes alışverişleri telaşını ayan beyan ortaya seriyordu. Tevfik yaşanmışlıkların vermiş olduğu hisle Mirali’nin bir şeyler sakladığını anlamıştı. “Öyle olsun bakalım.” deyip Mirali’nin içini huzursuz eden bakışlar attı. Acaba ne için bu duvarın dibinde beklediğini anlamış mıydı? Diye düşünmekten Mirali terler döküyordu. Tevfik Bigelerin evinin bahçesine girdi. Bahçeden adımını atar atmaz Mirali’nin yüreği sıkışmaya başlamıştı. Ne için girmişti ki şimdi o eve. Ne yapacak? Yoksa Yusuf amca ile mi konuşacaktı? Her şeyi onlara anlatırsa ne olacak? Mahvoldum? Ya Bigeye bir şey yaparlarsa?

Mirali bütün kötü düşüncelerin vermiş olduğu sıkıntı ile bir ileri bir geri şekilde hızlıca yürüyüp duruyordu. Önüne denk gelen her taşa tekmeler savurup iç çekiyordu. Aradan yarım saat geçmişti ama ne ses vardı ne de gelen. Acaba içeri girsem mi diye düşünürken Bige’nin bağırma sesini duydu. Bahçenin duvarından başını uzattığında ahırın kapısının önünde Bige’nin yanında bir adam gördü.

Bu adamda kim diye düşünürken Bige’nin sözü ile kim olduğunu anlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu adamda kim diye düşünürken Bige’nin sözü ile kim olduğunu anlamıştı. “Dünya yıkılsa altında kalsam yine de seninle evlenmeyeceğim.” Oğlan Bige’nin kolundan sertçe tutmuş “Senin söz hakkın var mı sanıyorsun?” diyordu. Gözlerinden süzülen yaşları elbisesinin koluna silen Bige çaresizce oğlandan kurtulmayı bekliyordu. Mirali de sevdiceğini kurtarmanın bir yolunu düşünüyordu. Kendini göstermeden bir şekilde oğlanı Bige’nin yanından uzaklaştırmalıydı. Yerde tekmeler savurduğu taşları toplayıp oğlanın tam kafasını hedef alıp tek tek fırlatmaya başladı. Oğlan taşların nereden geldiğini anlayamadan kaçmak zorunda kaldı. Oğlan Bige’nin yanından uzaklaşır uzaklaşmaz Mirali bahçe duvarından atlayıp Bige’nin yanına gitti. Mirali’yi gören Bige sevinçle karışık üzüntüsünü sevdiğinin omuzlarına gözyaşı olarak bir bir döküyordu. Mirali sevdiceğini göğsüne öyle bir basmıştı ki bir daha hiç bırakmayacak gibiydi. Kimseye gözükmeden konuşabilmek adına ahıra girdiler. Bige içeri girer girmez “Evlenemem Mirali, yapamam. Seni severken bir başkası ile olmaz. Yapamam.”
“Öyle bir şey olmayacak. İzin vermem.” İki aşık birbirine sarılmış içten içe göz yaşı döküyorlardı.” Sanırım Tevfik amca aramızda olanları anladı.”
Bige duyduğu şey ile donup kalmıştı. Mirali sevdiceğinin yüzünü elleri arasına alıp “Korkma sakın, Tevfik amca eminim sırrımızı saklayacaktır.” Bige “Şu an dedemle balkonda oturmuş çay içiyorlar. Yoksa her şeyi anlatacak mı? Ondan mı geldi bize?” Mirali ne diyeceğini bilmiyordu. Kaderleri Tevfik amcanın ellerindeydi. Sevdiceğine son bir kez sarılan  Mirali gitmek için kapıya elini attığı an Hatice teyze bir hışım ile içeri girdi.

ADI HAYAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin