HASRET SON BULUYOR
Tevfik misafirlerini yolladıktan sonra yukarı çıktı. Karısı bütün merakı ile oturmuş bekliyordu. Kocasını gören yaşlı kadın hemen ayağa kalkıp "Ne oldu bey anlat hele. Yavuz ile babası ne diye öyle erkenden kalkıp gittiler?" Tevfik yavaşça sedire oturdu. Derin bir nefes alıp verdikten sonra Bige'ye seslendi. Torunu ürkek adımlar ile dedesinin yanına gelmişti.
Başını eğmiş dedesinin ağzından çıkacakları bekliyordu. "Yarına hazırlığınızı yapın. Bige'yi istemeye geliyorlar." bu söz merakla bekleyen iki yüreğin birini yakmıştı. Bige Yavuz'a gelin olacağını düşünüp yıkılmıştı. Kurtuluşunun olabileceğine inanmıştı. Hatice ise yüzüne gururlu bir gülümseme yerleştirmişti. İstediğini aldığını düşünüyordu. "Tabi Bey merak etme sen evvel Allah yer şeyi hal ederim ben." deyip Bige'ye bakışları ile zaferini izlettiriyordu ki bu hal kısa sürmüştü. Şimdi yanan yürek ve sevinen yürek bir kelam ile yer değiştirecekti. "Aziz Efendilere gelin oluyorsun kızım." Tevfik gözleri dolmuş ve sesi titrer şekilde söylemişti bunu.
Torununun gözlerine öyle derin bakıyordu ki Bige'nin ruhunu okumaya çalıştığı aşikardı. Memnun muydu bu sonuçtan? Artık emindi. Bige aldığı bu son haberle gözleri ışıldamıştı. Nefes alışverişleri heyecandan sıklaşmıştı. Nerede bakacağını ne yapacağını şaşırmıştı. Dedesi Bige'nin bu hali üzerine bir nebzede olsa derin nefes almıştı. Torunu bu karardan memnundu. Memnun olmayan biri varsa oda Hatice'ydi. Öfkesi kasvet ile odayı dolduruyordu. Ağzını bir açıp bir kapatıyordu. Sinirden oturduğu yerde oturamaz olmuştu. Sürekli oturuş şeklini değiştirip duruyordu.
En son dayanamayıp konuşmaya başladı. "Ben sana ne diyeyim ki şimdi? Cemil onca olana rağmen kalktı buraya geldi. Torununun ayıbını örteceklerdi. Ahır köşelerinde basılan kızı oğluna gelin edecekti ama sen onları elinin tersi ile ittin. Bir de kızı ayıbının ortağı ile evlendiriyorsun. Hiç oldu mu bu?"
Tevfik "Fazla söze gerek yok hatun. Hazırlığını yap o kadar." deyip yatmak için odasına çekildi. Salonda bir başlarına kalan ikili adeta bakışları ile birbirlerine meydan okuyorlardı. Dedesinin yanında mahcup duran Bige üvey babaannesinin karşısında tam tersi bir hal alıyordu. Biliyordu, gardını düşürdüğü an akbabaya yem olacaktı. Bu zamana kadar bir şekilde boyun eğmeden gelmişlerdi. Ama bu son hadise ikisini de aşıyordu. Söz Yusuf Efendideydi. Hatice başını tehditkâr bir şekilde sallayarak Bige'nin üzerine doğru yürüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI HAYAT
Historical FictionBir hayat düşünün. Dede'den başlayıp oğula, toruna kadar uzanan. Ve bu uzantıda bir çok hayat öyküsüne şahitlik ediyor olacaksınız. Aşk, aile, acılar, çaresizlikler, yaşam koşulları ve zorlukları. Hepsi hayatın içinden kesitler. Zamanda yolculuk m...