8.BÖLÜM: BUZLARI ERİYEN KALP

64.5K 3.3K 2.5K
                                    




Herkese selam biz geldik. Keyifler nasıl? Umarım hepiniz iyisinizdir.

Bu hafta fazla yoğun olduğum için bölümü iki arada bir derede yaza yaza anca yetiştirebildim. Okurken düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum. Düşüncelerinizi bilmek bana iyi geliyor.




Twitter ve instagram hesaplarımın adı 'ebyide' bazen twitterdan attıklarınızı çok geç görüyorum #zamanıngölgesi etiketi kullanırsanız ya da beni etiketlerseniz sevinirim. Kaçırmak istemiyorum hiçbirini hsdwwhjdb

Keyifli okumalar!

Bölüm 8: Buzları Eriyen Kalp

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







Bölüm 8: Buzları Eriyen Kalp



Birisine 'Gurbet nedir?' diye sorsalar; büyüdüğü aile ile ocağından uzak, yabancı yer derdi. Bazen insan aile ocağında gurbette hissedebilir miydi? Sanırım hissederdi çünkü benim deneyimlediğim tam olarak böyle bir şeydi. Bunun her zaman aile üyelerim yüzünden olduğunu düşünmüştüm bu yüzden Türkiye'ye döndüğümde de yabancı kalacağım hissi yaşayacağımdan emindim.

Fakat şu an aile üyelerim karşımdaydı, gurbette gibi hissettirmiyordu. Belki de bana öyle hissettiren yaşadığım o evde olan anılardı. Şimdi sanki benim alanıma gelen bir ailem vardı da tamamlanmış olmamı sağlamışlardı. Onların yanında belki de bastırıldığım için bu kadar yabancı kalmışlardı.

"Anne," dedim şaşkınlık içinde. Annem bana bakarken gözleri dolmuş, kendisini gülümsemeye zorlamıştı. Yanındaki babaanneme baktığımda o sert yapısına rağmen onun bile dolu gözlerle bana baktığını gördüm. "Babaanne."

"Kızım." Babaannemin kollarını açmasıyla mutlulukla onlara doğru koştum. İlk babaannemin yanına gidip onun elini öpmüştüm. Ardından boynuna sarıldığımda o da sımsıkı bana sarılıp saçlarımı öperek karşılığını çok güzel vermişti.  Diğer aile üyelerimin de mecburiyetten elini öpmeye gittiğimde annem elini öpmeme izin vermeden bana sarıldı. Öyle sımsıkı sarıldı ki bir an kemiklerimin kırılacağını düşündüm. Ondan ayrıldığımda Sarp'ın da babaannemin elini öptüğünü gördüm. Babaannem onu inceleyen tavırları yüzünden yine sert bakışlarını kuşanmıştı.

"Abla." Bu sefer ablama doğru gittiğimde kocaman gülümseyip ona da sarılmıştım. Sarp babamla annemin de elini öptükten sonra, "Hoş geldiniz buyurun içeri geçin," demişti. O an bu soğukta o kadar yol gelen insanları kapıda beklettiğimi fark ettim. Alp ve Sarp onların çantalarını alırken ben de içeri geçmelerini işaret ettim. Annem, ablam ve babaannem ilerlerken babam bir tereddüt etti. Babaannemin bakışıyla ikna olmuş gibi o da ilerledi. Lerzan Hanım, onlar için ev terliği çıkarmıştı bile. Herkese kendisini tek tek tanıtıp selamlaştı.

ZAMANIN GÖLGESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin