*4*

538 51 3
                                    

Bölüm 4 Çay Bahçesi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 4 Çay Bahçesi

'Aile' insanların en büyük yarası olabiliyordu. Kimileri parayla aşkla sınanırken ben yıllardır ailem ile sınanıyordum.

''Asaf Karamanlı.''

Babam, Asaf'ın yüzüne baktığında sırf onlara bakmamak için dikkatimi başka şeylere vermeye çalışıyordum.

Garsonların kıyafetleri çok güzelmiş.

Evet, evet garsonların kıyafetleri kesinlikle çok güzel kırmızı papyon, beyaz gömlek üzerine siyah yelek gerçekten güzel (!)

''Ferit Güneş, sizi burada görmek ne büyük şeref.''

Tabi canım çok büyük şeref (!) Adam kızını sırf istemediği bir adamla evlendiği için kara kışta kapıya attı. Böyle bir adamı görmek elbette şeref verici bir şeydi. Babamın bakışlarını üzerimde hissettiğim sırada, ''Hande ile nereden tanışıyorsunuz?'' Diye sordu. Asaf ağzını açıp da tam bir şey diyecekken, ''Sanane!'' kelimesi salonda yankılandı. Ani çıkışım yüzünden babamın yüzü morarırken dişlerimi sıkıp babamın yüzüne baktım.

''Asiliğini hala üzerinden atamamışsın. Cengiz ile boşandıktan sonra aklın başına gelmiştir diye düşünmüştüm.''

Sırıttım cidden iyi değildim ruh halim çok çabuk değişiyordu.

''Cengiz bana bu hayatta evet çok büyük kazıklar attı ama iyiliği de dokundu, mesela sizin gerçek yüzünüzü görmemi sağladı.''

Annemin gözleri dolduğunda göz devirdim bütün bunlar bana işlemezdi. Kübra doğduğun da belki barışırız diye kapılarına gitmiştim, gittiğime de pişman olmam çok üzün sürmemişti. O gün Kübra için dedikleri aklımın ucundan geçmiyordu. Bana dedikleri değil de kızıma dedikleri işte son noktayı koymuştu.

''Size iyi eğlenceler, burada durup daha çok midemi bulandıramam.''

Yapmacık bir gülümseme attığımda arkamı döndüm ama Asaf'ın bileğimden tutmasıyla önce bileğime sonra da yüzüne baktım.

''İstifa ediyorum Asaf Bey kendinize oynayacak başka birini bulun.''

Kolumu sertçe çektiğimde arkamı dönüp çıkışa ilerledim. Beni 'sevgilim' diye tanıtmasına kıl olmuştum. Keşke böyle bir şey yapacağından haberim olsaydı. Otelden çıktığımda şansıma yolcu indiren taksi ile gülümsedim. Sıcak taksi ile iyice mayışırken eve gidip Kübra'ya sarılmak şuan en çok istediğim şeydi.

***

''Anne bak şimdi sen Elsa'sın ben Anna tamam mı?''

Kübra heyecanlı heyecanlı karlar ülkesini anlatıyor bu da yetmiyor rolden role giriyordu. Yaklaşık yarım saat önce eve gelmiştim ve anne kız sinema gecemizi yapıyorduk. ''Mısırları yere dökme.'' Dediğimde beni duymayıp deli gibi şarkı söyleyen kızıma gülerek baktım. Daha çocuktu 'döktü' diye kızıp kalbini kırmama gerek yoktu. Dökülen şeyler toplanırdı ama kırılan kalbin tamiri çok zordu, hele de küçük bir çocuğun kalbini tamir etmek... işte o en zoruydu.

Emanet HatıralarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin