Kenma annesi ile babasının ayrılması sonucu annesi ile yeni bir yere taşınırlar. Yeni okul ve arkadaşlıklar ile ilgilenmesi gerekirken bambaşka bir şey ile ilgilenir ve tüm okul bunu öğrenir.
Okulun oyun klubüne katılması ile anonim bir isim ile ok...
Saat sabah 5'e yaklaşıyordu ve ben şu iki gündür toplam 4 saate yakın uyumuştum. Son üç saattir oyunda geçemediğim tek bir kişi kalmıştı. "bayonigiri" evet bu aptal isimli kişiyle son üç saatir ilk sıra için yarışıyorduk.
Artık uykusuzluktan ellerim titriyor ve gözlerim yaşarıyordu. Esnemekten ağzım açık duruyordu.
İkimizinde canı çok azdı. Ve BAM! Kulaklıklığı fırlatırcasına çıkardım ve elimdeki mouse'u masaya vurdum. Sonunda kazanmıştım. Uzun zamandır hiçbir maçta bu kadar zorlanmamıştım. Aptal kuleleri yıkmak bile çok zor olmuştu.
Yatağa gidip kendimi çarşafın üzerine bıraktığımda aklımda tek bir şey vardı. "bayonigiri"nin kim olduğu.
˚₊‧꒰ა ☆ ໒꒱ ‧₊˚
Sabah okula geldiğimde yerime geçip kafamı uyumak için sıraya koymuştum. Dün gece sadece kabus görmüş ve uyuyamamıştım. Sanırım üç günde toplam 5 saat bile olmayacak kadar uyumuşumtum.
Kafam zonkluyordu.
Kuroo'nun yanına aniden bir sürü kişi geldi ve bağıra çağıra konuşmaya başladılar. Gerçekten çok sinir bozucuydular. Etrafındaki insanları rahatsız edenlerden nefret ediyordum.
"gerceksamuray" abi o kim ve Kuroo'yu nasıl yendi!" Kendi oyundaki nickimi duyunca gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Onlara doğru döndüğümde Kuroo'nun yüzünün kıpkırmızı olduğunu gördüm. Nedense bu benim hoşuma gitmişti.
Asıl sorun olayın ne olduğunu hâla anlamamıştım. Zaten dün ben çoğu kişiyi yenmiştim. O kimdi ki de bu kadar sinirliydi.
Sertçe ellerini masaya vurdu. "Dalga mı geçiyorsunuz amına koyim. Gece beşe kadar savaştım. 2 yıldır, 2 yıldır benimle olan birincilik gitti. Asıl bok olan şey ise hangi okuldan olduğunu bile bilmiyoruz. Dünki turnuva okullar arası olandı." Sesi öfkeli çıkıyordu neyse ben olsam bende sinirlenirdim çokta umursamadan kafamı geri sıraya koydum.
"Asıl sorun ne anlamıyor musunuz?" diye sinirle sorduğunda Suna adlı bir çocuk cevaplamıştı. "Üstelik bu kişinin ne okulu ne de ismi kayıtlı. Bir de turnuvaya sadece okullardan kayıt yapılıyor. Yani kesinlikle öğrenci." diye açıklama yaptığında herkes daha da sinirlenmiş gibiydi.
Sanırım benim olduğumu bilmelerine gerek yoktu. Yoksa çiğ çiğ beni yerler gibi hissediyordum.
Hinata kafasını koyduğu yerden ağlar gibi konuşuyordu. "Eğer bizim okuldan değilse okulumuzun 7 yıllık 1.'lik şampiyon rekoru da gitti. Off." Sesi gerçekten üzgün gibiydi belki ben olduğumu söylemeliydim.
Tam ağzımı söylemek için açtığımda Kuroo konuşmaya başladı. "Eğer o kendini kayıt etmeyen piç bizim okuldaysa kimse elimden alamaz. Eminim sırf bizi sinir etmek için bunu yaptı." Kesinlikle ben olduğumu bu saatten sonra söylemezdim.
Başka uzun bir çocukta onu onayladı. "Oyun oynayan herkes kendini kayıt etmesini bilir. Eminim o kişi kendi oynamamıştır. Büyük birini oynatmıştır." Bunu kendim için bir iltifat olarak saydım ve artık gerçekten uyumak için kafamı sıramdaki yastığıma koydum.
Tam uykuya dalacakken sıramın itilmesi ile kafamı kaldırdım. Eminimki yüzüm şuan bir sarhoşun yüzü ile aynıydı. Sıraya iten Kuroo'ya baktım. O da bana bakıyordu. Elimle gözümü ovarken ona bakmadan "Ne var?" diye sordum.
"Yoksa "gerceksamuray" sen misin?" Ona boş boş baktım ve sıramı kendime geri çekip uyumak için başımı yastığıma koydum. "Hayır ben değilim. Daha dün katıldım zaten kulübe, turnuvadan bile haberim yoktu." Başımda dikildiğini anlıyordum.
Sonra kendi kendine konuşur gibi konuştu. "Harbi sen bu boyunla daha oyun konsolunu bile tutamıyorsundur. Eline büyük geliyordur. Ne diye sana sorduysam." O gıcık sesini kesmek istiyordum.
Onun dediği bu ellerim onu dün gece yenmişti. Sonunda başımdakiler dağıldığında artık uyucağım için mutlu olmuştum. Başım çok kötü dönüyordü.
"Hadi gençler ders beden hazırlanın önceden." Beden hocasının sınıfa bağırması ile herkes kalkmış ve soyunma odalarına gitmeye başlamıştı.
Sınıfta sadece ben ve Kuroo kalmıştı. Bana yan gözle baktı. "Senin yerinde olsam derse girmezdim. Kenarda köşede bayılırsan seninle uğraşmak istemiyorum." Ne diyordu bu.
"Bayılmam ve derse girmem lazım." diye söylendim çünki eğer devamsızlık anneme veya babama giderse kötü olurdu. "Yani eğer bayılırsan seninle uğraşmamı istiyorsun." Ona dönüp boş boş baktım.
"Hani sınıf başkanıyım ya." diye bana hatırlatma yaptığında öyle aklım başıma gelmişti. Uykusuzluktan ölücektim.
"Hee, olsun yardımına ihtiyacım yok." dedim. Çantamdan spor kıyafetlerimi çıkarırken.
˚₊‧꒰ა ☆ ໒꒱ ‧₊˚
"Evet gençler, 400 metre koşu ve öncesinde ısınma hareketlerini yapacaksınız. Oyalanan görürsem müdürün odasında sorunu hallederiz." Ve köşedeki Suna'ya baktı. "Hasta ve uykusuzlar da yapıcak revire gitmek yok." Artık tek şansım da gitmişti.
Sanırım bayılıcaktım, çünkü bacaklarım titriyor ve başım çok dönüyordu.
☆⋆｡𖦹°‧★ ☆⋆｡𖦹°‧★
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
EVEETTT YENİ BÖLÜMÜMÜZ GELDİİİ!
Oy vermeyı unutmayalım. Diğer bölümde görüşmek üzeree~~~
