8. bölüm

42 7 4
                                    

Ebrqrrr2 ye gelssinnnn💋💋

YENİ BÖLÜME HOŞGELDİNİZZZZ.

Yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayalımmm. Güzel uykularr...

~~~~~

Saat tam olarak 4.37 ve bacağıma sarılmış Suna ile beni kendine çekip sanki oyuncak ayısıymışım gibi bana sarılan Kuroo'nun ortasındaydım. Bu vaziyette nasıl geldik onu bile hatırlamıyordum.

En son pizzaları yiyerek gecenin geç saatlerine kadar oyun oynamıştık ve Kuroo'yu hep yendiğim için bayağı sinirlenmiş sonra evlerine gitmek yerine Suna'nın zırlaması ile burada bana sormadan kalmaya karar vermişlerdi.

Ve odama yere yatak sermişlerdi. Şuan onlarla birlikte bende yatıyordum çünkü kendi yatağıma bile gitmeme izin vermemişlerdi.

Okulda buz gibi olan bu ikisi yanımda neden gerçek hallerini bana gösteriyorlardı, anlamıyordum.

Kuroo homurdanıp beni kendine daha da çok çekeceğini anladığım an hızlıca aramıza yastık koydum. Yastığa sıkıca sarıldığında artık beni rahat bırakmıştı. Gözlerimi kapatıp sonunda tam uykuya dalacaktım ki Suna bana sarılmaya başladı.

Artık sinirden ve uykusuzluktan gözüm seğiriyordu. Suna'ya tekme attığımda bana daha da sıkı sarılmıştı. Sanırım yinede uyuyabilirdi-

Kuroo kolunu üstüme attığında sadece tavana baktım.

˚₊‧꒰ა ☆ ໒꒱ ‧₊˚

Sabah kuşların cıvıltısı ile gözlerimi yavaşça açtığımda Kuroo'nun bana arkasını dönük bir şekilde uyuyordu. Suna'nın ise bana hâla daha sarıldığını fark ettiğimde daha da sinirleniyordum.

Telefonumu yastığın altından aldığım ile seslenmem bir oldu.

"Dersin başlamasına yarım saat kalmış!" Kuroo'nun anında ayaklanması ve telefonunu eline alması bir oldu. Önümde hızla dün ona verdiğim bana büyük olan pijamalarımı -ki ona dar olmuşken bana hâla daha elbise gibiydiler- üstünden çıkarmaya başladı.

Sadece boxerı ile karşımda dururken yapılı sırtından gözlerimi nedense alamamıştım. Okul kıyafetinde bu kadar kasları belli değildi. Çantasından çıkardığı dedorantı koltuk altına sıkmaya başladığında arkasını döndü.

"Suna, Kenma kalkıp hazı-" beni görünce donmuş ve lafı yarıda kesilmişti. Eminim yüzüm kıpkırmızıydı. Onunda yüzü kızarmaya başladığında sessizce bakışıyorduk. "Kurooş biraz daha." diye mıymış bir şekilde bana daha da çok sıkarak sarıldığında karnına vursamda hiç sallamadı. Kuroo kaşlarını çatmış ona bakıyordu. Sanırım hâla uyanmadığı için ona sinirlenmişti. (ayn)

Suna'nın kulağına eğildim. "5 dakika kaldı." Yataktan nasıl çıkmış, ayağa nasıl kalktı, nasıl üstünü çıkardı ve gömleğini iliklemeye başladı anlamamıştım bile. Daha demin olan saçma andan hemen kurtulup bende onlara arkamı dönüp de kıyafetlerimi çıkarmaya başladım.

"Kenma neden bu kadar zayıfsın la?" O an ikisinin arkamda olduğunu hatırlamıştım. Yüzümün kızardığına o kadar emindim ki. Onlara bakmadan hızla gömleğimi iliklemeye başladım. "Voleybolu bıraktıktan sonra daha da zayıfladım Suna. Öncedende zayıftım zaten." Kravatımı da hızla boynuma geçirip çantama Nintendomu ve iki defter attıp en sonda küçük yastık koymuştum.

Arkamı döndüğümde onlarda hazırdı ama bana meraklı bakıyorlardı, sormak istedikleri belliydi. 'Neden bıraktın ki?' bu sorudan nefret ediyordum. Bir şey de sormadılar zaten. Evi hemen toplayıp da sonunda evden çıkmıştık.

˚₊‧꒰ა ☆ ໒꒱ ‧₊˚

Öğle arasına kadar uyumuştum. Beni uyandıran ise sınıftaki erkeklerin birbirleri ile itişip masama çarpmaları olmuştu.

Okulun en sessiz köşesinde çantamı kafamın altına koymuş yatıyordum. Spor salonun üst katında, ışık almayan köşede bir yerdi. Elimdeki Nintendom ile oynuyordum.

Spor salonun kapısının açılma sesini duyunca yerime daha da sindim. "Pişt Kaito, 2-3 sınıfına gelen yeni çocuğu duydun mu?" İkisini görmesem bile konuştuklarını duyuyordum ve birbirlerine seslerden karşılık parmak pası attıklarını anlıyordum.

"Duyduğuma göre eski okulu Tokyo'daki Minakami Akademisindeymiş." Diğer çoçuk hemen konuşmuştu. "Harbiden mi? Orasının erkek voleybol takımı çok iyi diye duymuştum Yakeru." İsimlerini öğrenmiştim en azından ama neyden bahsettiklerini hâla daha anlamıyordum.

"Asıl olayda bu zaten, çocuk as  kadroda pasörmüş, inanabiliyor musun?" Diğer gülme sesi gelmişti. "Ee salak mıymış bu? Ne diye ayrılmışki, bizim takıma başvursaydı anında ka-" Aniden Kaito -konuşmayı başlatmayan- durdu. Aklına bir şey gelmiş gibi.

"Dur bir dakika ben o çocuğu biliyorum maçlarını izlemiştim." Diğer arkadaşı da ona gülmüştü. "Sonunda fark ettin dangalak. Çocuğun eski lakapı 'Kafesteki Kedi'ydi. Kimlerle oynasalar nasılsa kazanırlardı. Savunmaları olsun, hücumları olsun çok iyiydi. Ama asıl kazanma sebepleri Kenma ve bir çocukmuş."

"Nasıl yani?" Anlaşılan diğer çocuk anlamamıştı ama bu konuşma nereye gidicek korkmaya başlamıştım. "Çünkü Kenma ilk setin hep yarısına kadar karşı takımı izler, inceler ve analizini kafasında yaparmış. Sonra da karşıdaki takımların hücumlarını durdururlar, savunmalarını nasıl yapıyorlarsa yıkıyorlarmış. Bu yüzden Kenma'ya Kafesteki Kedi diyorlarmış. Karşımı takımı bildiğin kafese alıyordu." Umarım bunların hiçbirini okula yaymazlardı.

"Sikeyim ama aşırı havalı lan. Neden devam etmiyor?" Lütfen cevabını bilmiyor olsunlar. "Kenma'nın en yakın arkadaşı varmış takımda, kanat smaçörü aynı zamanda da takımın yıldızı, esmer yabancı uyruklu bir çocukmuş sanırım." Nefesimin kesildiğini hissediyordum. "Çocuk intihar etmiş." Boğazım düğümlenmişti. Ellerim terlemeye ve titreyeme başladığımı hissediyordum.

Ve o an asla duymak istemediğim bir ses duydum.

"Ne?" Kuroo'nun sert şaşkın sesi.

~~~~~~
eveeeett bölümüz bittiiiii🎀

Köşedeki yıldızımızın içini doldurmayı unutmayalımmm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Köşedeki yıldızımızın içini doldurmayı unutmayalımmm.

• Sizce Kenma bu yüzden mi voleybol konusunda Kuroo'ya kızdı?

•Kuroo sizce ne yapıcak?

•Okula acaba bu dedikodu yayılacak mı?

•Sizce niye intihar etmiş?

DİĞER BÖLÜMDE GÖRÜŞÜRÜZZZZ💋💋💋

 ᴏʏᴜɴ ᴋᴜʟüʙü. |kurokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin