Kırık Kupa

Uyarı

Derin, sabahın erken saatlerinde uykusundan uyandı. Gözleri hala yorgun olsa da, odanın bir köşesinde bekleyen temiz kıyafetleri fark etti. Kıyafetlerin yanında "Biraz aceleye geldi, bugün bunlarla idare edebilirsin. Bana da fotoğraf atmayı unutma" yazan bir bot vardı.

Derin karmaşık düşünceleri bir kenara bırakıp anın tadını çıkarmaya karar verdi. Hazırlandıktan sonra bir fotoğraf çekip Vidara gönderdi. 

         "Daha iyi göründüğüm günler olmuştu."

Aşağı indiğinde, beklenmedik bir sürprizle karşılaştı. Masada, zarif bir kahvaltı düzenlenmişti. Ancak, kahvaltıyı kuran yardımcı, "Özür dilerim, Bay Vidar çoktan çıktı," dedi. Derin zaten bunu biliyordu.

"Kahvaltı için zamanım yok maalesef. Teşekkür ederim," diyerek hızlıca dışarı çıktı. İşe gitmek, normal rutinine dönmek, ona bir nebze olsun iyi bir enerji veriyordu.

Derin'in mesajını aldıktan sonra, Vidar hızlı bir şekilde yanıt verdi: "Evet dün gece altımda çok daha iyi görünüyordun."

Vidar'ın cevabını gören Derin, gizli bir gülümsemeyle mesajı cevapsız bıraktı. Taksiden inip iş yerine geçti. Bütün gün, yoğun iş temposu içinde, dün geceyi arka plana atarak profesyonelce çalıştı. Vidar'ın etkisi hala zihninde dolaşıyordu, ancak Derin, işine odaklanarak bu düşünceleri bir kenara itti. Günün sonunda yorgun ama başarı dolu bir günün ardından evine dönmeye hazırlandı.

Derin, yoğun geçen bir günün ardından evine döndü. Kapıyı açar açmaz, içeri adım attığında, huzurlu bir atmosferle karşılaştı. Işıkları loş bırakarak, evinde sakin bir akşam geçirmeye karar verdi. Derin, özenle seçilmiş birkaç şişe şarap ve favori şarkılarından oluşan bir çalma listesiyle birlikte, evini dinlendirici bir atmosferle doldurdu.

Salon masasını, zarif bir örtü ile örttü ve üzerine şamdanlar, çiçekler ve kendi elleriyle hazırladığı atıştırmalıkları yerleştirdi. Şarap kadehlerini doldurdu ve içeceği güzel bir şarap seçti. Yumuşak bir müzik eşliğinde, ışıkların altında parlayan şarap kadehini tutarak, günün yorgunluğunu bir kenara bırakmaya kararlıydı. Derin, keyifli bir akşam yemeği için kendine lezzetli bir menü hazırladı. Izgara somon filetosunu taze baharatlarla marine edip, yanında ıspanaklı risotto ile servis etti. Akşam yemeğini mum ışığında ve kaliteli bir şarap eşliğinde yedi. Yemek sonrasında, yumuşak melodiler eşliğinde şarabını yudumlarken, salonunda keyifli bir atmosfer yaratmayı başardı.

Derin, etrafı düzenledikten sonra içsel huzurunu tamamlamak ve biraz daha verimli olabilmek için kendine bir fincan kahve hazırladı. Hazır kahvesini alarak bilgisayarını açtı ve işine odaklanmaya başladı. Klavyedeki tuşlara ritmik bir şekilde dokunarak, projelerine veya iş görevlerine odaklanarak zaman geçirmeye kararlıydı.

Uzun süredir instagram hesabında paylaşım yapmadığını hatırlayınca orayı da boş bırakmamak adına bir fotoğraf çekti. 

@derinaksoy evden çalışmanın rahatlığı :)

Vidar, telefonuna gelen bildirimle kafasını dosyadan kaldırdı. Derinin paylaştığı fotoğrafı görünce sinirlendi ve Derin'e hızlıca bir mesaj attı: "Fotoğrafı silmek için 5 dakikan var, yoksa Instagram hesabına veda et."

Derin, Vidar'ın tehditkar mesajını görünce sadece hafif bir gülümsemeyle karşılık verdi. "Pardon? Bu benim hesabım ve istediğimi paylaşırım. Hem ne bu tavırlar kendine gel!"

Vidar: Derin, bak beni sinirlendirme. Sil şu fotoğrafı uğraştırma güzelim beni hadi bak işim gücüm var.

Derin: Ya niye siliyormuşum? Hesabım böyle fotoğraflarla dolu bu mu sorun oldu? Hem sana ne ya sen kimsin?

Vidar: Bak derin sabrımı sınıyorsun. Yapma.

Derin: Ay öf ne sülük çıktın ya. Bi gece seviştik diye. Eski kafalı mısın nesin?

Vidar: Ya sabır...

Derin: Tamam yazma bana bunaldım valla.

Vidar: Kapıyı aç.

Derin: Ne?

Vidar: Kapıyı açacak mısın yoksa soktuğumun kapısını kırayım mı?

Derin, Vidar'ın talebi üzerine kalkıp kapıyı açtı. Vidar, sinirden soluk soluğa eve girdi ve Derin'e doğru yaklaştı. "Telefonunu ver," dedi sert bir şekilde. Derin, tereddüt etmeden telefonunu Vidar'a uzattı. Vidar, telefonu alır almaz, "Benim olanı benden başkası göremez," dedi ve Derin'in Instagram hesabına giriş yaparak bütün fotoğrafları silmeye başladı. "Bir daha aklına bile getirme böyle bir şey yapmayı," dedi ve telefonu sertçe masaya bıraktı. Derin, izlediği bu ani değişiklik karşısında şaşkın bir şekilde sessizce duruyordu.

Derin, "Bu ne cüret! Seninle bir gece geçirdik diye mi bana müdahale etme hakkını buldun? Bu benim özel alanım! Yaptığın tamamen yanlış!"

Vidar, sinirle karşılık verdi: "Benim olan benden başkası tarafından görülemez, anla! Tekrar etmeyeceğim."

Derin, sinirlenmiş bir şekilde karşılık verdi: "Yaptığın şeyin adı tacizdir! Bu sana hiçbir hak vermez. Seninle aramda hiçbir şey yok ve olmayacak da! Benim hayatıma karışma, anladın mı? Tekrar etmeyeceğim."

Vidar, sinirle masaya bir yumruk attı. Ona bu şekilde itaatkâr davranılmasına alışık değildi. Ayrıca uzun süredir hayatında kimse olmamıştı ve şimdi bu kızın derdi neydi? Ben istediği her şeydim, ama beni itip duruyordu.

Vidar, derin bir nefes alarak Derin'e karşı sert bir bakışla konuştu: "Seni yatak odasına çıkarmadan hemen önce uyardım. Uyarmamış olsaydım bu söylediklerine hak verebilirdim. Ama sana dedim ki, bu gece yaşadıklarımızın geri dönüşü olmayacak. Ve sen itiraz etmedin."

Derin sinirden büyük bir kahkaha patlattı. "Eski kafalı bir ayı olduğunu fark edemediğim için üzgünüm ama ben buyum. İstediğimle istediğimi yaşar sonra yoluma bakarım. Aşk yok, bağlılık yok, ilişki yok."

Vidar, Derin'in bu rahat tavrına daha fazla dayanamayarak, "Senin gibi bir kızla zaman geçirmem gerektiğini neden düşündüm ki?" diye mırıldandı. Gözleri öfkeyle parlıyordu.

Derin senin gibi bir kız lafına kurulmuştu. Ne sanıyordu bu erkekler? Ne istediğini bilen kadınlara orospu damgası vurmak onlar için ne kolaydı. Aynı şeyi onlar yapınca sorun yoktu ama kadınlar böyle istediğinde sorun oluyordu.

Derin, Vidar'ın öfkesine aldırmadan, "Kapı orada, Vidar. Çık ve bir daha benimle iletişim kurma," dedi ve odayı terk etmesini bekledi.