1.4 (M)

105 13 0
                                    

☂︎

Birkaç saat içinde kapının önünde iki valizle ve bir çanta ile birlikte hazırlardı. Felix ve Hyunjin kıyafetleri geride bırakmayacağını söyleyerek hepsini iki valize ancak doldurabilmişlerdi. Minho ise zaten evde de eşyaları olduğu için ufak bir çanta ile yetinmişti.

Dördü birlikte bir süre kalsalar da hoş şeylerin yaşanmadığı bu orman evine veda ederek ayrıldılar oradan. Sessiz geçen iki saatin ardından Minho'nun kaldığı binanın önüne gelmişlerdi. Büyük bir sitenin içinde tam da Jeongin'in dediği gibi yüksek bir binaydı Minho'nun evi.

Üç peri de binanın girişinde ağızları açık yukarı bakarken şaşkınlığını ilk dile getiren Felix oldu. "Cidden burada mı yaşıyorsun? Burası tamamen senin mi?"

Onun bu sorusu Minho'nun kahkaha atmasına sebep olurken başını iki yana salladı. Çantasını omzuna alırken valizlerden birini de elinin altına doğru çekti. "Hayır tabiki. Sadece bir tanesi benim. Yirmi ikinci kata çıkacağız. Hadi gidelim."

Felix de diğer valizi alıp Minho'nun peşinden ilerledi. Hala anlamamıştı. Bir tanesi derken mesela ne demek istemişti?

Dördü binanın içine girdiğinde Hyunjin, Felix ve Jeongin'in gözleri hala etrafta geziniyordu. Ormanda kaldıkları ev kendi evleri gibiydi kısmen evet ama burası... Çok farklıydı. Şimdi bambaşka bir yerde olduklarını kavrayabiliyordu hepsi. Hyunjin de Felix de öncesinde bu yüksek binaları uzaktan görmüşlerdi ama öyle küçük gözüküyorlardı. Şimdi ise o koca binaların içindeydiler.

Zaten zemin katta olan asansörün kapısı açıldığında Jeongin ürkerek Felix'in arkasına geçti. Minho çantalarla birlikte asansöre bindiğinde eliyle diğerlerinin de gelmesini işaret etti ve kapı kapanmadan üçü de içeri geçebilmişti.

Kat numarasına basıp da asansör yukarı doğru hareket etmeye başladığında Hyunjin, sevgilisine biraz daha yanaşıp parmaklarını birleştirdi. Bu yapıları saçma buluyor olsa da insanlar için mantıklıydı. Kendileri yüksek yerlere uçarak gidebilirdi ama insanların kanatları yoktu ve bu garip şeye muhtaçlardı.

Aslında bunu düşününce kendi kanatlarının da olmadığı aklına geldi. Böylece şu an bir insandan hiçbir farkı yoktu.

Kısa bir süre sonra asansör kapısı vardıklarını belli eden sesle açıldığında kendini ilk dışarı atan Jeongin oldu. Ardından da diğerleri çıktılar. "Midem bulanıyor. Ben bu şeyi sevmedim hiç." kollarını karnına sararak ilerleyen Jeongin nereye girmesi gerektiğini bilmediği için durdurdu adımlarını. Peşinden de diğerleri geldiğinde Minho'ya bekledi.

Zaten uzunca bir koridorda iki tane kapı vardı karşılarında. Minho sağ taraflarında kalan kapıya ilerleyip hızlıca şifreyi girdiğinde kapı kilidi otomatik olarak açılmıştı. "Umarım ev temizdir. En son temizletmiştim ama güvenmiyorum."

İçeri girdiği gibi ışıkları yakarak karşılarına çıkan salonun aydınlanmasını sağladı. Yepyeni bir ev gibi temiz olduğunu gördüğünde rahat bir nefes verip herkesten sonra kapattı kapıyı.

Hyunjin montunun fermuarını indirirken etrafta gezdirdi gözlerini. Direkt önlerinde geniş bir salon vardı. Hemen sağ tarafta ise mutfak olduğunu düşündüğü bir kapı bulunuyordu. Ormandaki evde mutfak ve salon yan yana olduğu için buranın mutfak olduğunu düşündü.

Fairytale | Hyunho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin