4. kat Elvan'ın evi
Elvan, yaklaşık iki saat boyunca süren kitap çevirme işinden başını kaldırdığında saat 09.42 sırtını gevşetip kendine güzel bir kahvaltı hazırladı. Dünkü konuşmalar aklına geldi, biriyle konuşmayalı çok oldu kendini işine verip dünyadan soyutlanmak gibi aşırıya kaçan bir huyu vardı belki de dikkat eksikliği hayatın her yanına dokunuyordu. Etrafında binlerce iş var ama hepsini birden yapmaya kalkışmak gibi hatalar yapınca, aslında bir şeyler yapmış hissi uyanmıyordu onda, o efor da boşuna gitmiş gibi hissedip " neden her şeye yetişemiyorum "diye hayıflanmak elinde değildi.
Gözleri, yaşardı gözlüğü aramakla uğraşmayıp işe koyulduğu için şimdi cefasını çekerken kahvaltı ediyordu Cemal'i de rahatsız etmek istemiyordu gözlük büyük ihtimal orada kalmıştı belki hala uyuyordu, saygısızlık etmek istemediği için beklemeye saatin 12 olmasına az kala gidip alabilirdi. Bu ihtimal onu heyecanlandırdı ondan etkilenmişti konuşması ve ona eşlik eden sarımsı saçları mavi gözleri "ne kadar da estetik bir görünümü var kesinlikle biriyle takılıyordur onun standardında biri olsa gerek" diye geçirdi içinden.
Kahvaltı bulaşıklarını makinaya koydu, kapı ziliyle ellerini kurulayıp muhtemel gelenler kablosuz ağ içindi, kapı kolunu çevirdi yanılmıştı ve bu yanılma çok hoşuna gitti gelen Cemal'di krem rengi pantolon ve açık haki gömleği ile dergiden fırlamış gibiydi saçlarını geriye taramış elinde deri bir belge çantası ile kapıda salınırken Elvan, "günaydın" Cemal elinde ki gözlüğü işaret ederek
"kanepede unutmuşsun kaç numara bu gözlerim bozulacaktı" diyerek gözlüğü inceler gibi yaparak kaşları havada sırıttı. " çok kötüsün, ayrıca benim gibi bir çevirmenin göz kusuru olması çok normal değil mi ? Cemal bey"
"tamam hemen savunmaya geçtin hep böyle misindir?"
Elvan, gülümseyip" geçmez misin sana bir kahve ikram edebilirim?"
"çok teşekkür ederim, geç kaldım beni bekleyen müşterileri daha fazla kızdırmak istemem, ama istersen öğle yemeğine iş yerime beklerim saat 13.00 gibi sen de kahveyi ısmarlasın "
Elvan, hakkında ufacık bilgi sahibi olmadığı biriyle görüşme konusunda tedirgin olsa da bunu kabul edecekti. kendi kayığının suların akışına katılmasına izi verecekti, hayatı çekici yapan da bu bilinmezlik değil miydi. ?
"Pekala ama, sana ulaşmam için bana telefon numaranı vermelisin"
Cemal, onun hakkında ki tüm bilgilere sahip olmanın rahatlığıyla donuk gözlerle ince bir tebessüm etti ve takılarak,
"bu yöntem eskimedi mi yoksa düşen var mı?"
Elvan gözlerini kocaman açarak neyi ima ettiğini anladı, "ya ama çok acımazsızsın"
"Takılıyorum sana, işte numaram" cüzdanından kartvizitini çıkarıp Elvan'a uzattı, uzun ince parmakları kızın elleriyle buluştu göz göze gelip " bana ulaş sana konum atarım"
Elvan ellerini çekti, kalbi ağzında atarken " tamam görüşürüz o zaman Cemal bey."
"görüşmek üzere Elvan hanım."
Cemal, iş yerine geldiğinde, hatırı sayılır müşterilerinden ikisi gelmişti. cemiyet hayatından insanlarla takılmayı sevmese de Haute couture de başarılıydı bunu kullanarak asıl kirli işlerini gizlemek için akıllıca bir kılıftı,
Flörtöz gülüşünü takarak, hayatta ki tek başarıları şık ve gösterişli, olmak olan 40 üstü cemiyet müşterilerine ilerleyerek " size nasıl yardımcı olabilirim Firdevs hanım ?".....
Saat 12.32 de Cemal öğle arası için iş yerinin yanında ki restoranın konumunu Elvan'a gönderdi, yerine oturup, kuranında yapacağı ilk deneyi gerçekleştirmek için ilk adımı düşündü.
: Milgram deneyi, otoriteye itaat etme ve vicdan yoksunluğu oluşturmak insanlar masum bir insanı öldürecek olsalar bile emirleri uygulamaya eğilimlidirler, otoriteye itaat duygusu içgüdüseldir.
Elvan'a bunu denemeyi planlıyordu bunu öyle yavaşça hayatına dahil edecek ki hayatın normal seyri bozulmadan Elvan istenilen kıvama gelene kadar acele etmeyecekti. onu etkilediğinin farkındaydı bu onun için en kolayıydı kibrinden önünü göremez halde otururken, bir el omuzları sıkarak.
"iş başındasın ha"
Gelenler Oğuz ve Ali'ydi bu beklenmedik ziyaret Cemal'in hiç hoşuna gitmemişti bir sıralama bozulur gibi huzursuz oldu, ama neyse ki bunu iyi saklıyordu. "sizi görmek ne güzel, yoksa bir davete mi hazırlıyorum sizi ? "
Oğuz, " seni merak ettik, en son neler yaptın iletişime geçtin mi tanıştın mı ?"
"evet aslında bir buluşma ayarladım oda gelmek üzeredir."
Cemal, sebebi ziyaretin kesinlikle Ali'nin merakı ve şüpheciliği olduğunu tahmin etmişti bu herif ona bir türlü tam anlamı ile güvenmiyordu, işlerine burnunu sokmasından nefret ediyordu. kendini ne zannediyor her şeyi bilen deha mı ?
Cemal, konuşmayı uzatmak istemiyordu onları bir an önce göndermek istedi bunun için çok geçti Elvan, çoktan restorana girmiş etrafına bakınıyordu bile, hiç paniklemedi durumu soğukkanlılıkla kurtarması gerekiyordu Ali, en ufak bir tereddüt sezer ise bunu araştırmaktan geri durmazdı, arkadaşlarını göz hapsine alıp ki en iyi yaptığı şeydir bu mavi gözlerini resmen ilizyon yaratmak için kullanırcasına belerterek.
"Beyler tam da iş üstünde yakaladınız beni Elvan'ı evden çıkması için güçlükle ikna ettim eve kapanmak istiyordu sürekli temiz hava ile kaç gündür temas etmemiş bir bilseniz ah korkunç oksijensiz kalmak"
"karamsar biri nasıl onla olmak istedin şaşılası doğrusu sen tahammül edemezsin ruh emicilere"
Cemal, Ali'nin boğazından fışkıran kan görüntüsünü hayal ederek sakin kalmaya devam etti.
Oğuz, "Cemal'in yeteneğe ihtiyacı yok bu görüntüye düşmeyecek kadın mı var ?"
Ali kısık gözlerle Cemal'in yüzünden bir şeyleri anlamaya çalışırken arkadan gelen ses ile yüzünü çevirdi,
"Merhaba, Cemal "
Ali, "siz ?"
" pardon ben Elvan, Elvan Karasu"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kusursuz Denek. 1
Mystery / ThrillerElvan, hayatına giren gizemli adamın zekasına hayran kalır ondan etkilenmeye başlar, ama ters bir şeyler vardır Cemal, onu bazı deneyleri için kurban olarak seçmiştir.