Baskı

952 83 127
                                    

Hyunjinden

Mekanı terk ederken arkamda bıraktığım duman bulutuna baktım. İçinde şuan yanmakta olan insanları düşündüm. İçim sıkılıyordu bir insanın yandığını düşündükçe..

Eğer Minho yetişmeseydi onlar belki de bana.. Ama yine de onları yanarken görmek içimi buruk bir acıyla doldurdu. Çünkü ben insanım. Onların aksine. Ve en kötüsü Minhonun aksine...

Yanımda yürüyen Minhoya baktığımda bir kaplan gibi ileri ve dimdik duran başı, benim ona baktığımı hissetmesiyle bana çevrildi.

Gözgöze geldiğimiz an yüzünde daha önce hiç görmediğim bir ifade vardı. Masum bir bebek gibiydi. Sanki az önce 3 kişiyi işkence ederek öldürmemiş gibi..

-Minho...

-Efendim güzelim

-Beni nasıl buldun?

-Yeonjunun cebinde bunlarla iletişim kurduğu diğer telefonu bulduk. Sonra Jisung sinyallerinden yerlerini tespit etti.

-Jisungun öyle marifetleri de mi var ?

-Jisung azılı bir hacker. Chan tanıştırırken sana özellikle bahsetmedi muhtemelen. Çünkü elimizdeki bu kozun varlığını gizli tutarız.

Şaşırmıştım. Her birinden ayrı yetenek akıyordu bu çocukların. Ve mafya yerine başka işlerde olmalarını dilerdim.

-Hyunjin

-Hm

-Hyunjin orada senden korkuyorum derken... Ciddi miydin?

-Evet. Korku filmi izliyor gibiydim Minho. Seni tanıyamadım

-Veya gerçekten tanıdın..

-Belki de..

Daha fazla konuşmayı uzatmadım. Başımı pencereden yana çevirdim ve yolu izlemeye koyuldum.

Güzergaha vardığımızda Minho beni belimden tutarak doğruca odasına götürdü.

-Nereye gidiyoruz?

-Odana

-Nasıl?

-Görürsün

Kapıyı açtığımızda Minhonun kocaman olan odasının küçüldüğnü gördüm. Masası daha öne gelmişti ve masanın hemen arkasında bir kapı vardı.

Kapıyı açtığımda güzelce dizayn edilmiş bir oda olduğunu gördüm burasının. Sonra yavaşça odaya adım attım.

Meraklı bakışlarla odayı incelemeye başladım. Bir yatak, bir TV, tuvaller ve boya kalemleri, en önemlisi de profesyonel kamera vardı ve bir de kendi içinde hatrı sayılır derecede kitap bulunduran bir kitaplık vardı.

Daha fazla incelerken duvarda bir portre dikkatimi çekti. Daha önce adamlarından birisi olduğunu gördüğüm bir adam.

Minhoya göstererek
-Onun ismi neydi?

Minho başını gösterdiğim yere çevirdi. Sonra gülmeye başladı.

-Bu çocuğun narsist kişiliği ile baş edemiyorum ya. SUNGHOON!

Koşar adımlarla içeri Sunghoon girdi.

-Evet Hyung beni emrettin?

-Oğlum bu ne lan?

-İmzam Hyung. Odayı benim dekore ettiğimi simgeliyor.

Şaşırmıştım. Odayı o mu dekore etmişti?

-Odayı sen mi dekore ettin?

-Evet Jay ve Jake söylediğim eşyaları buraya getirttiler. Dekorasyon için de dışarıda bekleyen 10 kişiyi içeri çağırmam yeterli oldu

ZAAF- HYUNHO Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin