4-Balo

848 82 157
                                    

📖🐣📖

"Oh, çok güzelsin!" dedim neşeyle.

Yoongi yine sadece bir not bırakıp gitmiş ve beni evde tek bırakmıştı, bende şimdi bahçedeydim ve oturmuş kendim az önce sahiplendiğim yavru kediyle oynuyordum.

Sap sarıydı, bu yüzden ona Limon diyordum hep.

"Mama ister misin canım kızım?"

Duraksadım ve dudak büktüm.

"Evde mama yok ki..." Telefonu çıkarttım ve Yoongi'nin numarasını tuşladım. Ancak tabii ki ulaşamıyordum...

Ayağa kalktım bu sefer, o günden sonra Yoongi her gün kapıya en az 5 adam dikiyor ve onları tembihlemeden evden çıkmıyordu. Bence kapıdaki beş adamdan biri kedi maması almaya gidebilirdi, yavruyu kucağıma aldım ve bahçe kapısına ilerledim.

"Bay Min durun," dedi korumalardan en iri olanı. "Patronun büyük emri var, asla dışarı çıkamazsınız."

"Ben çıkmayacağım ki." dedim ona bakarak, merakla bana baktı. "Sizden bir şey istemeye geldim," kediyi kaldırıp onlara tuttum. "Bu yavru çok aç, onun için mama alıp gelebilir misiniz?"

Birbirlerine baktılar, iki adam burada diğer üçü ise arka bahçede nöbetteydi. Kediyi tekrar kucağıma indirdim ve onlara baktım. Bana döndü iri olan.

"Patronun emri var, buradan ayrılamayız." Dudak büktüm.

"Hepiniz gitmeyeceksiniz ki, biriniz gitseniz yeter. Lütfen, bu bebek çok aç ve biraz yemek yemeli." Derin bir nefes verdi.

"Pekala..." dedi yenilgiyi kabul eden bir tonla. "Gideceğim." Sevinçle eğildim.

"Çok teşekkür ederim! Limon ve ben bu iyiliğinizi unutmayacağız!" Mutlulukla kediyi yukarıya tutarken eve doğru ilerledim, rica ettiğim adam da kapıdan çıkmaya hazırlanmıştı.

Limon'u kucağıma oturttum ve tüylerini okşamaya başladım, hayatımda gördüğüm en güzel kedicikti. Acaba eve almalı mıydım? Yoongi kızar mıydı ki?

Evlenmemizin üzerinden 3 hafta geçmişti, hala alışamamıştım ona. Kavrayamamıştım, neye kızardı bilemiyordum. Kuryenin geldiği günden sonra bir daha sinirlenmemişti, çünkü ne derse yapmış ve asla ona inkar etmemiştim.

Ama Limon için ne derdi hiç bilemiyordum, en iyisi sakin bir anında ona sormaktı. Yarım saat sonra Limon'un kabına mama dökerken arka cebimdeki telefonum çalmaya başladı, kabı doldurup pakedi kenara bıraktım ve aramayı yanıtladım.

"Efendim?"

"Birazdan adamlarım eve bir kıyafet getirecek, ben gelene kadar onu giy ve hazır ol. İstediğin bir şey olursa adamlarıma söyle, istediğin her şeyi anında yapmaya hazırlar." Yutkundum, fazla ciddiydi.

"Tamam," dedim sessizce. "Ama nereye gideceğiz?"

"Namjoon babamın abisinin oğlu, ufak bir balo düzenliyor ve benim bütün çevremi eşimle tanıştırmam gerekiyor." Dudaklarımı birbirine bastırdım ve başımı salladım.

"Peki," dedim. "Hazırlanırım."

Bir kaç saat sonra Yoongi'nin adamları kuru temizlemeden yeni çıktığı belli olan zarif bir takım getirmişlerdi. Bir süredir ona bakıyordum, kırmızı bir takımdı ve çok şıktı. Büyük ihtimalle sosyetik bir yere gidecektik ve etrafımız kasıntı insanlarla dolu olacaktı.

Derin bir nefes verdim ve üzerimi giyinmeye başladım, Yoongi'nin gelmesine çok kalmamış olmalıydı. Takımı üzerime geçirdikten sonra ufak bir kapatıcı, parlatıcı sürüp parfüm sıkmıştım.

Debt/YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin